Kırklareli'nde 'FETÖ' darbe girişimi sırasında Lüleburgaz 65. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı'na bağlı kışladan zırhlı askeri araçlarla İstanbul'a gitmek üzere yola çıkan ve vatandaşlar tarafından otoban girişinde durdurulan 81 sanığın yargılanmasına başlandı. İddianamenin 1 numaralı sanığı olan eski 65'nci Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Cemalettin Doğan, "TEM'in polislerce kapatıldığını haber aldım. Etrafından dolaşma imkanın yoksa birliklere geri dönülmesi talimatını verdim. Polisin yolu kapatmasını da bunda bir yanlışlık var, diye düşündüm. Eğer darbe niyetim olsaydı 'çiğne geç' derdim" ifadesini kullandı.
Doğan Haber Ajansı'nın (DHA) haberine göre, Kırklareli adliye salonunun yetersiz olması nedeniyle sanıkların yargılanmaları için Halk Eğitim Merkezi'nde bir bölüm duruşma salonu haline getirildi.
Kimlik tespiti ve iddianemede 4 saat sürdü
Kırklareli'nde 'FETÖ' soruşturması kapsamında haklarında dava açılan 65'nci Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Cemalettin Doğan'ın da aralarında bulunduğu 38'i tutuklu 81 sanığın kimlik tespiti ve 80 sayfalık iddianamenin özet olarak okunması yaklaşık 4 saat sürdü. Kırklareli 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı İzzet Koçer, sanıkların çokluğu nedeniyle Halk Eğitim Merkezi salonunda görülen duruşmaya, kimlik tespiti ve iddianamenin okunmasının ardından yaklaşık 1.5 saat ara verdi.
Darbeye desteği KOKDOT ile savundu
Saat 15.00'de başlayan duruşmada iddianamenin 1 numaralı sanığı olan eski 65'nci Mekanize Piyade Tugay Komutanı Tuğgeneral Cemalettin Doğan, 15 Temmuz darbe girişimine yönelik iddiaları, Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Timi (KOKDOT) planı ile savundu. Darbe girişiminden 15 gün önce izne çıkarak ailesiyle birlikte İzmir'e gittiklerini anlatan Doğan, orada eşiyle yaşadıkları tartışmanın ardından sakinleşmek için 15 Temmuz gecesi önce Çorlu'ya daha sonra ise Lüleburgaz'a döndüğünü söyledi. Yoldayken, sıkıyönetim emrinden haberi olduğunu ve birliğe gittiğinde askerlerin KOKDOT planı çerçevesinde İstanbul'da destek vermek için hazırlıklarını tamamladıklarını anlatan Doğan, "Karargaha geldiğimde sıkıyönetim emirlerinin geldiğini öğrendim. 1'inci Ordu Komutanlığı bizden İstanbul'da KOKDOT kapsamında destek vermemizi emretti. Bende KOKDOT planı çerçevesinde araçların İstanbul'a gitmeleri için emir verdim. O saatte de darbe girişiminden haberim yoktu. Sadece ben 1'inci Ordu Komutanlığı'ndan gelen emirleri yerine getirdim. Emir askeri kanaldan ve yazışma kurallarına uygun bir halde geldiği içinde doğru olduğu kanaatine vardım. Hatta trafikte yoğunluk yaşanmaması için KOKDOT ekibinin TEM otoyolundan gitmesini söyledim. Daha sonra TEM'in polislerce kapatıldığını haber aldım. Etrafından dolaşma imkanın yoksa birliklere geri dönülmesi talimatını verdim. Polisin yolu kapatmasını da bunda bir yanlışlık var, diye düşündüm. Eğer darbe niyetim olsaydı 'çiğne geç' derdim" dedi.
İddianamede 'Yurtta Sulh' isimli darbecilerin kullandığı Whatsapp grubundaki 'İstanbul'a bir ekip gönderdim, diğer takviye ekip yolda' diye yazdığının sorulması üzerine konuşan Doğan, "Whatsapp ile görüşmem olmadı, onları ben yazmadım, bundan haberim yok. Bu hususun Whatsapp şirketine de sorularak ortaya çıkarılmasını istiyorum" diye cevap verdi.
"Erdoğan başkomutan değildir"
Cemalettin Doğan, televizyonlardan darbe girişimine yönelik haberleri izleyip, izlemediği ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuşmasını izleyip izlemediğinin sorulması üzerine, 'haberi olmadığı'nı ifade etti. Sanık avukatlarından Rikap Taşkın, Erdoğan'ın 'başkomutan' olmadığını belirterek, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 'başkomutan' değildir. Başkomutanlık meclisin tevdi etmesiyle olur. Darbe gecesi meclis çalışıyordu ve böyle bir tevdide bulunmadı. Erdoğan darbe girişimi gecesi, başkomutan değil, Cumhurbaşkanı olarak çağrıda bulunmuştur" ifadelerini kullandı.
Savunması 4 saat sürdü
Duruşmada ilk savunması yaklaşık 4 saat süren Tuğgeneral Cemalettin Doğan, İstanbul'a desteğe giden KOKDOT ekibiyle darbe yapılamayacağını belirterek, "Çıkan araçlar darbe yapmaya elverişli değildir. Tanklar kullanılmış olsaydı, Türkiye çapında verilen 250 şehit, sadece bir tankın top atışıyla verilebilirdi. Bu giden araçlarla darbe yapılamaz" diye konuştu.