İyi Parti Kurucu Genel Başkanı Meral Akşener'in danışmanı ve Yeniçağ yazarı Murat İde, Akşener'e yöneltilen "Başka bir partiyle ittifak kuracak mısınız?" sorusuna tepki gösterdi. İde, "İttifakı başkaları yapıyor, sorusu Meral Akşener'e soruluyor. Sizce de bu işte bir gariplik yok mu?" diye sordu.
İde'nin "O tabelayı millet indirdi..." başlığıyla (16 Kasım 2017) yayımlanan yazısı şöyle:
İstanbul işgal altındaydı.. Damat Ferit hükumeti işgalcilerle bal börek, Kuvvacılarla ise düşmandı.. İngiliz uçakları kentin üzerine bildiriler atıyordu.. Bildiri dediğin, şeyhülislam fetvası.. Şeyhülislam sıfatına rağmen, milli ve manevi tüm değerlerimizi yerle bir eden fetvalardı bunlar..
Vatan için ölüme yürümenin, en yüksek mertebe, 'Şehitlik' sayıldığı İslam adına fetva veren kişi, bu uğurda savaşanları "Hain" diye niteliyordu.
Gayr-ı müslim işgalcilerin uçaklarından atılan bildirilerdeki fetvanın altında, Müslüman olduğunu iddia eden şeyhülislam Mustafa Sabri'nin adı vardı..
O fetvalarda, işgale karşı vatanını savunan Müslümanların "katli vaciptir" yazıyordu..
Kurtuluş Savaşımızın kahramanları için bu işbirliğine girmiş, 9 Eylül'den sonra da Yunanlılara sığınmış bir adamdı, Mustafa Sabri..
İslamın sancaktarı bir büyük milletin esareti için, gavurla işbirliği yapmış, sözüm ona Müslüman.. Elbette haddim değil iman ölçmek.. Ama söyler misiniz, vatanın işgali üzerine kelleyi koltuğa almış, milli, manevi, dini değerlerinin gereği için, tereddütsüz ölüme yürümüş kahramanlar için, işgalcinin uçağından fetva attıran birinin imanını da sorgulamayayım mı?
Dedim ya, adı, Mustafa Sabri.. Ve o savaşı kazanıp, Cumhuriyeti kurmuş kahramanlarımız için ölüm fetvası veren adamın adını, o Cumhuriyetin bir okuluna verdiler..
Tokat'taki İmam Hatip Lisesi'ne Mustafa Sabri diye tabela astılar..
**
Ne oldu? Başta Türk Eğitim-Sen, ADD gibi kuruluşlar, farklılıklarına rağmen, ortak bir yürekle, ortak bir akılla karşı durdular.. Sonra Tokatlılar girdi devreye.. Ardından tüm Türkiye..
Bir millet, siyasi yelpazeyi tanımadan, ortak bir değer için, o değerlere saldıran adamın adının o okuldan kaldırılması için harekete geçti..
Sonuç; Bakanlık devreye girdi, tabela indi, yerine Şehit Yakup Akdağ'ın adı konuldu..
Oysa daha birkaç gün olmuştu, iktidar Atatürkçü(!) olalı.. Ama dip duygu.. Ama gizli ajanda.. Ama örtülü nefret.. Ama acı gerçek, bir şekilde gösterdi kendini ve oraya Mustafa Sabri tabelası asıldı..
Cumhuriyet kurulamasın diye el oğluyla işbirliği yapan adamın adını, çatlasalar da patlasalar da kurulmuş o olan o Cumhuriyetin okuluna verebilen cürettir, Türkiye'yi bu noktaya getiren..
Çok değil, bir süre önce olsaydı sizce o tabela değişir miydi? Hayır.. O yüzden diyorum, Türkiye'de 'İYİ' şeyler oluyor diye.. Arada da olsa, ayaklar denk alınıyor artık..
"Yok canım değişirdi" diyebileceklere sorayım:
-Şeyh Sait denilen İngiliz işbirlikçisinin adı kaldırıldı mı o meydandan?
Ve daha birçok örnek var bu konuda.. Ama bu örnekten de anlıyoruz ki, artık herkes daha dikkatli olacak..
Bunlar iyi şeyler.. Ortak değerlere tacize o kadar alıştık ki, siyaset hesaplarıyla da olsa onlara sahip çıkabilen tavırlar memnuniyet veriyor..
Düşünün ne hale gelmişiz..
Böyle böyle normalleşecek Türkiye.. Geleceği kurabilmek için geçmişine ve ortaklıklarına sahip çıkarak..
Evet, şimdilik siyasi hesaplarla oluyor.. Ama ne ile olursa olsun, artık Millet duruma el koyuyor ve Türkiye'de "İYİ" şeyler oluyor..
İttifakı, yapana sormalı!..
Bu siyaset garip bir şey.. Geçtiğimiz hafta bu sütunda bir 'Günün Sözü' okudunuz;
-Propaganda öyle bir sanattır ki, başkasının ayağına basan, 'Ah ayağım' diye bağırırsın..
Bu aralar siyasetteki ittifak mevzuu da öyle..
Bakınız iki haftadır her fırsatta bir soru yöneltiliyor, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e:
-İttifaka gireceğiniz söyleniyor, ne diyorsunuz?
-Partiniz, bir başka partiyle ittifak kuracak mı?
-İttifaka nasıl bakıyorsunuz?
Meral Akşener her defasında açık ve net yanıtladı, ancak sorular şekil değiştirerek devam ediyor..
Elbette meslektaşlarımın kime ne soracağına karışacak değilim.. İstedikleri kişiye istediklerini sorabilirler ve bu en doğal hakları..
Soru sorduklarında değil, sorularından mahrum kaldığınızda sorun var demektir.. Ancak, 28 yıllık tecrübeyle bir noktaya dikkatlerini çekmek isterim:
-Sevgili meslektaşlarım, ittifakı başkaları yapıyor, sorusu Meral Akşener'e soruluyor.. Sizce de bu işte bir gariplik yok mu?
Günün sözü
Millete hizmet etmek istiyorsan, elinden gelen işle başla..