Güney Amerika'da daha iyi yaşam özlemiyle insanlar And Dağları'nın zorlu koşullarında, kanunsuz topraklarda altın arıyor.
La Rinconada Peru'nun güneyinde And Dağlarının 5000 metre yükseğinde kurulmuş bir maden kasabası. Burası dünyanın en yüksek yerleşim yeri.
Zorlu yaşam ve çalışma koşullarından dolayı "erkekler diyarı" olarak bilinen bu kasaba, And Dağlarının farklı bölgelerinden altın aramaya gelen insanlarla dolu.
Dışarıdaki aşırı soğuk gibi, maden için kazılmış tünellerdeki ısı ve nem de dayanılmaz geliyor insana.
Yıllardır Peru'nun farklı bölgelerinden binlerce insan bu dağlara çıkıp şansını denemek istemiş. Bazıları 20 yıldır burada.
Her yıl bu madenlerden 100 ton altın çıkarılıyor. Altın fiyatının sürekli artması nedeniyle beş yılda kasabanın nüfusu iki katına çıkarak 50 bine ulaşmış.
Kasabada insanı rahatlatacak pek bir şey yok. Sokaklar, eriyen karla çamur içinde. Ne akarsu ne de kanalizasyon var. İnsanların su aldığı gölün suyu bile altını taşlardan arındırmak için kullanılan cıva nedeniyle kirlenmiş durumda.
Madenciler her sabah kasabayı madenlere bağlayan bir km'lik yolu yürüyor. Yol kenarı çöplerle dolu. Hijyen eksikliği ve hava koşulları nedeniyle solunum yolları enfeksiyonu ve ishale sık rastlanıyor.
Madenciler bu bölgelerdeki yaygın çalışma sistemine uygun olarak 30 gün bedava maden sabine çalışıyor, bir-iki gün de kendisi için altın arıyor.
Çoğu zaman madenciler hiç altın bulamıyor. Bu ağır çalışma koşullarını kaldırıp ücretli sistemi getirmek için yapılan girişimler, maden işçilerinin itirazı nedeniyle sonuçsuz kaldı. Çünkü mevcut sistemde daha fazla para kazanma şansının yanı sıra madenden altın kaçırma fırsatı da çıkabiliyor.
Kasabada çok sayıda bar ve kulüpten başka para harcayacak fazla yer yok. Burada kanunların uygulanmasını sağlayacak herhangi bir güvenlik kurumu olmadığı için sarhoşlar arasında kavga ve yaralamalara sık rastlanıyor.
Kasabadaki kadınlar ise madenden çıkarılan ve işe yaramadığı için bir kenara yığılan taşları yeniden gözden geçirip minik altın kalıntıları bulmaya çalışıyor.
Çoğu yalnız anne, madenci karısı ya da dul yaklaşık 700 kadın her gün saatlerce taş kırıyor. Kötü şans getireceklerine inanıldığı için kadınlar madene sokulmuyor.
Bu kadar yüksekte çimen yetişmediği için madenciler halı sahalarda futbol oynuyor. Çevre koşulları oldukça zorlu buralarda. Gelenlerin çoğu yorgunluk, baş ağrısı, baş dönmesi, bulantı ve uykusuzluk gibi belirtileri olan irtifa hastalığına yakalanıyor.
Buradaki insanların kimi maden çökmesi gibi nedenlerle çabuk ölürken kimi de kötü yaşam ve çalışma koşulları yüzünden hastalanıp yavaş yavaş ölüyor. Buna rağmen erkekler buraya akmaya devam ediyor. Kimi ailelerini de getiriyor. Hepsinin ortak arzusu daha iyi bir yaşam.