Cumhuriyet yazarı Hikmet Çetinkaya, "Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Casusluk ve Fuhuş operasyonları yapılırken adlarının 'darbeci' olduğu" görüşünü savunurak "İlhan Selçuk’un yüreği dayanamadı o acıya. Öncesi var. 12 Mart, 12 Eylül. Hiç ama hiç sevmediler. Tüm Cumhuriyet yönetimi neredeyse içerde bugün" dedi.
Hikmet Çetinkaya'nın "2016’dan 2017’ye..." başlığıyla yayımlanan (31 Aralık 2016) yazısı şöyle:
Pembe düşlerimiz vardı, umutlarımız, hüzünlerimiz...
Sevecenliğin titrek kumaşı gibiydik; çocuklarımız vardı yarınlara uzanan aydınlık sabahları beklerken.
Tutkularımız, sevdalarımız, yaşamın türküsünü söyleyen.
Dağlarımız vardı, ırmaklarımız... Denizlerimiz, ovalarımız...
Tohum nasıl sabırla çatlarsa toprakta; dal ucunda şafak vakti açarsa karanfil; öyle gülümserdik hayata. Öyle bakardık kanatlanan gökyüzüne; bakır yanığı evlerin çatısına...
Bugün 2016’nın son günü, yarın 2017’ye merhaba diyeceğiz.
Merhaba çocuklar, gençler, kadınlar, erkekler!
Haydi biraz gülümseyin...
Hep birlikte haykırın:
“Merhaba özgürlük!”
Umutlarımız acılarla buluşmasın, şehit cenazeleri gelmesin; bu güzelim kadim tarih, yaşadığımız coğrafya kana bulanmasın.
Yağmalanmasın dağlarımız, ovalarımız, ormanlarımız...
Kaçkarlar, Sümbül Dağı, Toroslar, Kazdağları...
Dicle, Fırat, Kızılırmak, Seyhan, Gediz...
Edirne, Diyarbakır, Ankara, İstanbul, İzmir, Kayseri...
Haydi güney rüzgârıyla Çukurova’ya inelim; Amik Ovası’nda, Harran’da günaydın diyelim, Cudi Dağları’nda çığlık atalım, Erdek’ten el sallayalım, Trabzon’da horon oynayalım.
Çıkaralım düşlerimizi ay ışığında, uzun uzun yıldızlara bakıp sabahı bekleyelim...
Sevgili anneler, babalar, kardeşler, çocuklar...
Düşünceler ırmağının değil hayat ırmağının kıyısında dolaşalım.
Laleler toplayalım ilkyaz geldiğinde kıskanç gülüşlere aldırış etmeden, bırakın düş yorgunu olalım...
Emperyalizmin oyununa gelmeyelim, çokuluslu şirketlerin çıkarlarını hep birlikte görelim...
***
Kendi çıkarlarımızı değil ulusun çıkarlarını düşünelim, kardeşlik duygularını pekiştirelim, alçak terör nereden gelirse gelsin lanetleyip “terör bir insanlıksuçudur” diye var gücümüzle haykıralım.
Türk’ü, Kürt’ü, Lazı, Çerkesi, Müslümanı, Sünnisi, Alevisi, Ermenisi, Süryanisi, Hıristiyanı barış ve kardeşlik içinde yaşayalım...
Yüreğin hep aşk ve sevgiyle çarpsın...
Bu memleket bizim!
Çaresizliği, yorgunluğu bırak bir yana...
Ağlamayın, gülün birazcık zor da olsa...
Gözleriniz vursun denize, yükselsin dalgalar...
Mahzun gözlerle bakmayın, yalnızlığın kanaviçesini işlemeyin ne olursunuz...
Hep hüzünlerin resmini sildik hep birlikte...
Zor olanı yap.
Temel hak ve özgürlükleri savun...
Kıskansın Pablo Neruda.
Zamanın akışında temiz havayı savun yaylalarda, yaşamı kucakla.
Sesimiz soluğumuz kesilmesin hiç.
Ağlama ne olursun!
Nice acılar gördük, ölümler...
Bak 2016 bitti, 2017’ye bir adım kaldı...
Tutkunun doludizgin evreninde o patikalarda yürüyüp, güneşi selamla bu sabah...
Tüm dünyada tüm rüzgârları topla, derin vadileri yan yana koy...
Renklerden renk beğen...
Bir yeni dünya yarat kendine...
Biliyorum yapacaksın bunu ne denli yorgun olsan da...
Kadına şiddete karşı çık...
Birey olmanın onurunu yaşa...
Biz hep kaybetmeye alıştık biliyorum ama bir gün kazanacağız mutlaka...
Gözlerin bir güvercin kanadındadır senin.
Sen sevgi dolusun ey halkım. Sen hayatsın, özgürlüksün.
Uzat ellerini haydi tut ve bir daha bırakma.
***
Biliyor musunuz, bizi, Cumhuriyet’i hiç sevmediler...
Kumpas davaları Ergenekon, Balyoz, Poyrazköy, Casusluk ve Fuhuş operasyonları yapılırken adımız “darbeci” olmuştu...
İlhan Selçuk’un yüreği dayanamadı o acıya.
Öncesi var...
12 Mart, 12 Eylül...
Hiç ama hiç sevmediler.
Tüm Cumhuriyet yönetimi neredeyse içerde bugün.
Neredeyse iki ay doldu dolacak.
Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Güray Öz, Hakan Kara, Turhan Günay, Musa Kart, Önder Çelik, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör...
10 arkadaşımız Silivri’de tutuklu, iki kişi tutuksuz şüpheli.
Bunlara şimdi bir de muhabirimiz Ahmet Şık ile kantincimiz Şenol Buran’ı eklemeliyim.
Aradan uzun yıllar geçse de yitirdiklerimizi anmadan geçemeyeceğim.
Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy, Onat Kutlar...
Tüm acılara, hüzünlere karşın umut diyoruz, hukuk devleti diyoruz.
Yarın 2017’nin ilk günü.
Aydınlık bir yıl diliyorum...