Gündem

Cumhuriyet yazarı Söğüt: Muhalefetin kendi manifestosunu oluştururken iktidarın yarattığı bu gerici atmosferi bombalamaya asla cesaret edemeyecek olması ürkütücü

Fotoğraf: Kurtuluş Arı

26 Mart 2021 09:38

Cumhuriyet gazetesi yazarı Mine Söğüt, "Muhalefetin şu kritik zamanda bile kendi manifestosunu oluştururken iktidarın yarattığı bu gerici atmosferi bombalamaya asla cesaret edemeyecek olması ürkütücü." değerlendirmesini yaptı. 

Söğüt yazısında, "Aynı anda uğruna kadınları ateşlere attıkları sorunlu kutsal aile kavramına yatırım yapıyorlar. Erkenden evlenen gençler görmek istiyorlar. Tek ya da iki çocukta kalan ebeveynleri hatalı buluyorlar.  Okumayan, çalışmayan kızlar...Küçük yaşta, ardı ardına çocuk doğuran kızlar... O çocukları büyütme uğruna kapandıkları evlerde başlarına ne gelirse gelsin susan kadınlar hayal ediyorlar. Her insan huzurlu bir evin, adaletli bir ailenin bireyi değil... Kadın evin, ailenin, çocukların, kocanın kölesi, erkek de her şeyin reisi olsun istiyorlar.  Fazla moralliler.  Hesaplarına göre, çok yakında medeniyet nöbetini tam olarak devralacaklar ve o medeniyete okkalı bir  tekme atacaklar. Kendi akıllarına ve kalplerine uygun irticai bir medeniyetin müjdesini veriyorlar. Bu arada dünyadaki teknolojik, siyasi gelişmelere sırtlarını dönecek kadar hakikatlerden kopuk olmadıklarını söylüyorlar. Nihayetinde dilleri anca 'hakikat' demeye varıyor, gerçek kelimesini ağızlarına bile almıyorlar." düşüncesini dile getirdi.

Söğüt şu ifadeleri kullandı: 

"Seçmenlerinin bu vaatlere yine kanacağından eminler. Ama daha kötüsü var. Muhaliflerinin bu vaatlerin korkunçluğunu çok net bir şekilde deşifre edemeyeceğinden de eminler. Kimsenin gerçekten çağdaş bir ülke yaratmak üzere, cesur vaatlerle karşılarına çıkamayacağını biliyorlar. 

Öyle bir muhalefet dilini kuranın bugünün şartlarında anında aforoz edileceği toplumsal bir temel inşa ettiler. Ona güveniyorlar.  Gelinen noktada iktidarın yüzüncü yıl fantezileri için seçtiği hedeflerin bunlar olması beklenmedik ya da şaşırtıcı bir şey değil. Ancak muhalefetin şu kritik zamanda bile kendi manifestosunu oluştururken iktidarın yarattığı bu gerici atmosferi bombalamaya asla cesaret edemeyecek olması ürkütücü. Allah’ın adını ağzına almadan, dini göndermeler yapmadan başarılı olunmayacağına ikna edilmişlerin muhalefeti oluşturduğu bu siyasi ortamda...

İktidar değişse de değişmese de... Elini ve aklını korkak alıştıranlar yüzünden hiçbir şey hiçbir zaman gerçekten “güzel” olamayacak. Bu ülkenin, tam yüzyıl önce öngörülen çok kıymetli bir çağdaşlık hedefi vardı. Dini referanslarla iktidara gelenlere muhalefet edenler, halka bağıra çağıra “Biz de Müslümanız, çocuklarınızı Allah’tan uzaklaştırmayacağız ama çağdaş yaşamdan da koparmayacağız” demek yerine...

Sakin ve kararlı bir şekilde... “Laik bir ülkede bireyin dini inançlarını yönlendirmek devletin ve hükümetlerin görev tanımı içinde yoktur. Biz eskisinden daha da çağdaş ve laik bir eğitim sistemi getireceğiz ve öncelikli olarak eğitimde fırsat eşitliğini ilke edineceğiz” demedikçe...  “Güzel günler” ne demekti, hatırlayan bile kalmayacak bu ülkede. "