Gündem

Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay tutuklandı

Akın Atalay'ın avukatı Belen "Hukuk mücadelesinde sathı müdafaa noktasına geldik" dedi

12 Kasım 2016 19:23

Almanya dönüşü Atatürk Havalimanı'nda gözaltına alınan Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

Dün Türk Hava Yolları'na ait uçakla saat 11.30'da Berlin'den İstanbul'a gelen Atalay uçağın kapısına gelen polis ekipleri tarafından alınarak apronda bir araca bindirilmişti. Bir süre havalimanındaki polis merkezinde tutulan Akın Atalay, daha sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürülmüştü.

Akın Atalay ile birlikte gelen eşi Adalet Atalay’ı, havalimanında Can Dündar’ın eşi Dilek Dündar, Cumhuriyet Gazetesi’nin avukatı Bahri Belen ile Cumhuriyet Gazetesi yöneticileri karşılamıştı.

 

Cumhuriyet'te tutuklanan yazar ve yönetici sayısı 10'a yükseldi

 

Atalay ile birlikte, Cumhuriyet Gazetesi ve imtiyaz sahibi Cumhuriyet Vakfı yöneticilerine yönelik yürütülen soruşturmada, tutuklanan şüpheli yönetici ve gazetecilerin sayısı 10 oldu. 

Soruşturma kapsamında gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu, Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyeleri Hakan Karasinir, Bülent Utku, Güray Tekin Öz, Mustafa Kemal Güngör, Önder Çelik, Kitap Eki Genel Yayın Yönetmeni Turhan Günay ile Yayın Danışmanı Kadri Gürsel ve Karikatürist Musa Kart, "Silahlı terör örgütüne üye olmamakla beraber örgüt adına faaliyette bulunmak" suçlamasıyla tutuklanmıştı. Hakimlik tutuklama gerekçesinde, "Gazetenin, süreklilik arz eden terör örgütlerinin reklam ve propagandasını yaptığını" belirtmişti.

 

Avukatından açıklama: Sathı müdafaa noktasındayız

 

Cumhuriyet Gazetesi İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay'ın tutuklanmasının ardından Avukat Bahri Belen açıklama yaptı.

Belen açıklamasında "Bütün yurt sathındaki siyasal iktidarın baskısından açık ve net olarak anlaşılıyor ve daha evvel de söylediğim gibi bu olay ve dün yaşadığımız derneklerin kapatılma olayı ve bir avukatlık bürosunun basılarak mühürlenmesi olayı artık hukuk mücadelesinde belli bir noktanın değil, yani hattı müdafaa yok sathı müdafaa noktasına geldiğimizi göstermektedir. Hukuku, demokrasiyi, hak ve özgürlükleri biz avukat arkadaşlar olarak sonuna kadar savunucaz. Çünkü bu ülkenin kurtuluşu belki bunları savunacak biz ısrarlı avukatlarla olacaktır. Bu saate kadar bu sonucu bilmemize rağmen bekleyen tüm arkadaşlara ve meslektaşlara meslektaşım olmayan varsa onlara da en derinden teşekkürlerimizi ve saygılarımızı iletiyoruz. Sağ olun arkadaşlar" dedi.

 

Atalay hakkındaki iddialar

 

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Suçları Bürosunca yürütülen soruşturma kapsamında, Başsavcıvekillleri Mehmet Akif Ekinci, Zafer Koç, Hasan Yılmaz ile savcılar Murat İnam ve Özgür Metin tarafından imzalanan sevk yazısında Atalay hakkındaki suçlamalara da yer verildi. Yazıda 'Medyanın görevi bilgi ve haber aktarmaktır. Manipülasyonla gerçeği perdeleyip terör örgütlerinin amacına uygun hareket etmek, iç kargaşa çıkartmak ve ülkeyi yönetilemez hale getirmek gazetecilik değildir" ifadeleri kullanıldı. 

"Cumhuriyet Vakfının yönetim kurulunun ele geçirilmeye çalışıldığı" iddasına yer verilen yazıda, şüpheli Atalay'ın vakfın Yönetim Kurulu Başkan Vekili olduğu ve gazetenin İcra Kurulu Başkanlığı görevini yaptığı belirtilerek, ''Atalay, Atatürkçü ve sosyal demokrat bir çizgide yayın yapan Cumhuriyet gazetesini, yasalara uygun olmayan vakıf değişikliği ile 90 yıllık yayın politikasına yüzde yüz ters ve aykırı şekilde büyük bir değişikliğe giderek, gazeteyi FETÖ ve PKK silahlı terör örgütlerine destek olacak şekilde yönlendirdi'' denildi.

Yine sevk yazısında Zaman gazetesi ile Cumhuriyet gazetesinin aynı başlık kullanması ve MİT tırları haberi ile "FETÖ'nün amaçlarına yönelik yayınlar yaptırdığı, yine hakkında FETÖ'den soruşturma açılan ve firari olan eski cumhuriyet savcısı Celal Kara ile Can Dündar marifetiyle röportaj yapıldığı ve yayınlar yapıldığı, bu yayınlar ile devletin hedef tahtasına oturtulduğu" öne sürüldü. ''Gazetede silahlı terör örgütü PKK mensuplarının işledikleri binlerce cinayet görülmeksizin söz konusu cani terör örgütü mensuplarının ne kadar insani değerlere sahip oldukları izlenimi uyandıracak ve PKK terör örgütüne sempati duyulmasını sağlamaya yönelik haberler yapılmıştır'' ifadeleri kullanıldı. 

"Cumhuriyet gazetesinin kuruluşundan beri logonun üzerine hiçbir habere yer verilmediği ancak 23-24 Mayıs 2015 tarihli gazetede logosunun üzerine Fetullah Gülen'in fotoğrafı ile birlikte 'Fakirhaneme bunlar malikane diyor' şeklinde başlık atılarak haber yapıldığı'' ifadesi de sevk yazısında yer alan bir diğer suçlama oldu.