Cumhuriyet gazetesi finans görevlisi Emre İper’in cep telefonunda ByLock olmadığına ilişkin bilimsel rapora rağmen polisin tek satırlık beyanı ve attığı 3 tweet mesajı gerekçe gösterilerek tutuklanması Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. İper’in avukatlarının AYM’ye yaptığı başvuruda Davutoğlu’nun görevden alınmasını “darbe” diye eleştiren tweet’inin dahi suçlama konusu yapıldığı, buna karşılık FETÖ’yü eleştiren tweet’inin ise saklandığı ve dosyaya konulmadığı belirtildi.
“ByLock yok”
İper’in avukatları Fikret İlkiz, Tora Pekin ve Abbas Yalçın tarafından yapılan başvuruda İper’in 6 Nisan 2017’de Cumhuriyet yazar ve yöneticilerinin tutuklu olduğu soruşturma kapsamında gözaltına alındığı belirtildi. İper’le ilgili tutuklama kararında kuvvetli suç şüphesinin varlığına gerekçe gösterilen ByLock tutanağının Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü tarafından tutulduğu ve bunu destekleyen hiçbir rapor, inceleme ve benzeri kanıt olmadığı vurgulandı.
Cumhuriyet yazar ve yöneticileri ile ilgili iddianamede iki Cumhuriyet çalışanının iletişim irtibatları ile ilgili bölümde İper’in telefonunda ByLock olduğu iddiasının yer aldığı, İper’in iddianamedeki bu bölümü okuyunca gazetenin avukatlarının cep telefonunun imajını aldıkları anlatılan dilekçede, bu imajı ertesi gün savcılığa götürmeye karar verdiklerini ancak o gece İper’in gözaltına alındığı anlatıldı.
İper’in ifadesi alınırken avukatlarının cep telefonunun imajını içeren CD’yi dosyaya koyduğu ve bunun cep telefonuyla birlikte incelenmesini talep ettikleri belirtilen dilekçede “Başvurucu tam 11 gün gözaltında iken savcılık makamı delil toplama gereği duymamıştır. Bunun yerine hiçbir kanıt olmadan, sadece bir satırlık bilgiyle ve üç adet tweet mesajıyla başvurucuyu tutuklamaya sevk etmiştir. Oysaki savcılık el koyduğu telefonu birkaç saat içerisinde inceleterek ByLock’la ilgili somut gerçeğe ulaşacak konumdadır” denildi. İstanbul Adliyesi yeminli bilirkişisinin İper’in cep telefonunda ‘ByLock uygulamasının kesinlikle olmadığına’ ilişkin bilimsel raporuna rağmen tutuklamaya yapılan itirazın reddedildiği belirtilen dilekçede “İstanbul 13. Sulh Ceza Hâkimliği başvurucunun, ayrıntılı hukuksal itirazlarına ve bilimsel görüşe tek bir sözcük ile dahi değinmeksizin, mantıki, hukuki ve vicdani dayanaktan yoksun biçimde tutuklamaya itirazı reddetmiştir. 13. Sulh Ceza hâkimi’nin kararında yazılı tek gerekçe ‘usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından’ şeklindedir” denildi.
Aleyhe tweet dosyada lehte tweet gizli
Dilekçede İper’in tutuklamaya gerekçe gösterilen şu üç tweet’ine yer verildi: “Ne oldu… Sayın Davutoğlu ‘Bizimle değilsin artık’ Ne oldu Cumhurbaşkanına elbise dar beğenmedi, ne oldu… Biat kalıcı oldu”
“Canım ülkem neler gördün… Sanal darbeler… Oyundan darbeler… Düşün her seferinde kim güçleniyor”
“Evet şu an darbe edebiyatı her kanalda. Yarın yeni bir ülkeye uyanacağız. Eskisinden daha kötü ve daha acı. Demokrasi sonumuz olmaz umarım.”
Davutoğlu’nun Başbakanlık görevinden alınmasına ilişkin tweet’in suçlama konusu yapıldığı belirtilen dilekçeye Meclis’te temsil edilen üç partinin görüşleri de eklendi. Dilekçede “6 Mayıs tarihli tweet’te yapılan ‘darbe’ yorumu, CHP, MHP ve HDP tarafından da yapılan bir yorumdur. Davutoğlu’nun görevinden alınması partiler ve kamuoyu tarafından, tıpkı başvurucu gibi ‘darbe’ olarak değerlendirilmiştir. Bunun çok sonraki 15 Temmuz darbe girişimi ile hiçbir ilgisi yoktur” denildi.
Dilekçede ayrıca diğer 2 tweet’in ise 3’lü bir tweet dizisinin 1 ve 2. bölümleri olduğu ancak savcılığın “Eski hinler şimdi cin olmuşlar. Kim kimin inine girdi kazananı kim? Anladın mı Türkiye?” tweet’ini saklayarak başvurucunun aleyhine kullandığı anlatıldı. İper’in bu tweet’te FETÖ hakkındaki olumsuz düşüncesini ortaya koyduğu belirtilen dilekçede “Yurttaşların sosyal medyada güncel olaylara ilişkin düşüncelerini dile getirmesinden dolayı tutuklama kararı verilmesi gibi bir yaklaşımın demokratik toplumlarda yerinin olamayacağı ancak totaliter rejimlerde kabul göreceği açıktır” denildi.
İper’in tahliyesi talep edildi
Cumhuriyet gazetesine yönelik, savcılık ve sulh ceza yargıçları eliyle sürdürülen sistemli ve hukuk dışı bir saldırı olduğu belirtilen dilekçede bunun bir parçası olarak hukuk dışı, siyasi nitelikli tutuklamalar gerçekleştirildiği kaydedildi. Dilekçede “Türkiye bu tutuklamaların getirdiği düzey nedeniyle otoriter, totaliter, antidemokratik ülkeler statüsünde gösterilmeye başlanmıştır. İper’in tutuklanma gerekçelerinin geçersizliği Cumhuriyet’e yapılan operasyondan ayrı ele alınamaz” denilerek İper’in tahliyesi talep edildi.