T24 - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan dün yaptığı AKP grup toplantısnda şu sözleri dile getirdi. Erdoğan: 'Bu ülkenin bürokratı, hâkimi, savcısı, askeri, polisi ne kadar bu Cumhuriyet’in sahibi ise bu ülkenin işçisi, köylüsü, esnafı, sokaktaki vatandaşı da o kadar sahibidir'dedi.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP ve MHP’nin başörtüsüne yönelik tavrını eleştirerek, sorunun 2011 seçimleri sonrasındaki yeni anayasa çalışmalarında çözüleceğini söyledi.
Partisine yönelik korkuların hep boş çıktığını belirten Erdoğan, 'Cumhuriyet çıtkırıldım değildir. Bu ülkenin bürokratı, hakimi, savcısı, askeri, polisi ne kadar bu cumhuriyetin sahibi ise bu ülkenin işçisi, köylüsü, esnafı, sanatkarı, sokaktaki vatandaşı da bu cumhuriyetin en az o kadar sahibidir” dedi. Milliyet gazetesinde yayımlanan haber şöyle:
Erdoğan dün “cumhuriyet” vurgulu Ak Parti grup konuşmasında şu mesajları verdi:
'ASKER KADAR KÖYLÜ DE SAHİBİ'
Cumhuriyeti korumak adına aslında onlar bir korku cumhuriyeti oluşturdular. Tehlikede olan cumhuriyet rejimi değil, bu korkulardan nemalanan çevrlerin imtiyazları oldu. Cumhuriyetin sahibi olmak noktasında hiç kimsenin hiç kimseye üstünlüğü yoktur ve olmaz. Bu ülkenin bürokratı, hâkimi, savcısı, askeri, polisi ne kadar bu cumhuriyetin sahibi ise bu ülkenin işçisi, köylüsü, esnafı, sanatkarı, sokaktaki vatandaşı da bu cumhuriyetin en az o kadar sahibidir ve sevdalısıdır. Hiç kimse demokrasi üzerinde, cumhuriyet üzerinde kendince vesayet kuramaz. Hukuk dışı operasyonlara girişemez. Biz bir kabile devleti değiliz. CHP’nin iktidar olduğu dönemde konuşmak, şiir okumak, yazmak, gazete çıkarmak, eleştirmek yasaklandı.
'CUMHURİYET ÇITKIRILDIM DEĞİLDİR'
Attığımız her adımda ‘cumhuriyet tehlike altına girer, bölünüp, parçalanıp, zayıflarız’ denildi. TRT Şeş oldu. Ne oldu, gitti mi elden? Bölündük mü, parçalandık mı? Yasakları kaldırdık, kaldırıyoruz. Pompalanan korkuların ne kadar boş olduğunu milletçe hep beraber gördük. Bu cumhuriyet, çıtkırıldım bir cumhuriyet değildir. Bu cumhuriyet kökü mazide olan bir atidir. Bu cumhuriyet kökü derinlerde olan, büyük ve güçlü bir milletin kurduğu ve yaşattığı bir cumhuriyettir. Statükoyu muhafaza etmek, değişime direnmek, yasaklarda ısrar etmek, cumhuriyetimize de bu aziz milletimize de yapılabilecek en büyük haksızlıktır.
'TÜRBANDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ'
Birileri istemiyor, engel çıkarıyor diye yasaklarla mücadeleden vazgeçecek değiliz. Başörtüsü sorunun çözümü için milletten destek aldık. Biz, ayıbı ortadan kaldırmak için çaba sarfettik ama çabalarımız CHP’nin ve onunla birlikte statükonun engeline takıldı. CHP Genel Başkanı eğer başörtüsünü siyasi istismar aracı olarak kullandıysa millet nezdinde bunun bedelini ödeyecektir. Başörtüsü meselesinin çözümü önündeki en büyük engel, CHP’nin bugüne kadar ortaya koyduğu statükocu ve özgürlük karşıtı anlayıştır. MHP’nin tavrı da güven vermiyor. Son anayasa değişikliği, yargının bu tür keyfi kararlar vermesinin önüne geçecekken, bunun adımlarını atacakken MHP var gücüyle değişikliğin karşısında durmuş, adeta 2008’deki kararını inkar etmiştir. 2011 seçimleri ve ardından başlatacağımız yeni anayasa çalışmaları işte bu özgürlüklerin temel alınacağı bir süreç olacaktır.
Birbirlerini ‘görmezden’ gelerek işlerini yaptılar
TBMM’de dün CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısı için salona doğru hareketlenirken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da gruba katılanlarla merdivende fotoğraf çektirdi, imza dağıttı. Kılıçdaroğlu ise bu arada Ak Parti grup başkanvekilleri Bekir Bozdağ ve Mustafa Elitaş ile tokalaştı.