Politika

CUMHURBAŞKANI GÜL İSVİÇRE'DE  BERN (A.A)

25 Kasım 2010 20:24

-CUMHURBAŞKANI GÜL İSVİÇRE'DE  BERN (A.A) - 25.11.2010 - Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesini hedefleyen protokollerin hayata geçirilmesine yönelik güçlü iradeyi kararlılıkla muhafaza ettiklerini belirterek, ''Bu aşamaya gelinmesinde önemli rol oynayan Cumhurbaşkanı Sayın Sarkisyan'ın da bugüne kadar sergilediği liderlik ve devlet adamlığını, sürecin başarıyla tamamlanması için aynı cesaretle sürdürmesini bekliyoruz'' dedi. Cumhurbaşkanı Gül, ziyareti kapsamında İsviçre Parlamentosu'na hitap etti.  İsviçre Parlamentosunu ziyaret eden Cumhurbaşkanı Gül'e, İsviçre Cumhurbaşkanı Doris Leuthard, parlamento binasını tanıttı. Daha sonra iki cumhurbaşkanı, heyetlerinde bulunan üyeleri takdim etti. Parlamento binasını ziyarette, Cumhurbaşkanı Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül, İçişleri Bakanı Beşir Atalay, Çevre ve Orman Bakanı Veysel Eroğlu ile Türk delegasyonu üyeleri de yer aldı. Burada yaptığı konuşmada Türk dış politikasına değinen Gül, Türkiye-Ermenistan ilişkilerine dair değerlendirmelerde bulundu. Türkiye ile Ermenistan arasında diplomatik ilişki kurulması ve ikili ilişkilerin geliştirilmesine ilişkin protokollerin İsviçre'nin kolaylaştırıcı çabaları neticesinde geçen yıl Zürih'te imzalandığını anımsatan Gül, şunları söyledi: ''Bu tür meselelerin kolaylıkla halledilmediği bir vakıadır, ancak Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleştirilmesini hedefleyen protokollerin hayata geçirilmesine yönelik güçlü irademizi kararlılıkla muhafaza ediyoruz ve Kafkaslar'da kalıcı ve kapsamlı bir barışın hakim olması için samimiyetle çabalarımızı sürdürüyoruz.  Bu aşamaya gelinmesinde önemli rol oynayan Cumhurbaşkanı Sayın (Serj) Sarkisyan'ın da bugüne kadar sergilediği liderlik ve devlet adamlığını sürecin başarıyla tamamlanması için aynı cesaretle sürdürmesini bekliyoruz.''  -"İSVİÇRE HOŞGÖRÜ VE ANLAYIŞ KÜLTÜRÜYLE ÖRNEK GÖSTERİLİR"- İsviçre'nin Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihinde önemli bir yere sahip olduğunu, Lozan ve Montrö gibi kentlerin isimlerinin Türk tarihine altın harflerle kazındığını dile getiren Cumhurbaşkanı Gül, yakın geçmişe bakıldığında ise akla ilk olarak Bürgenstock'un geldiğini, Dışişleri Bakanı olarak Türk heyetine kendisinin başkanlık ettiği bu toplantılarda Kıbrıs'ın geleceğiyle ilgili olarak çok yoğun bir diplomasi trafiği yürüttüklerini anlattı. Gül, ''Birleşmiş Milletler'in çözüm planı, 2004'te Güney Kıbrıs Rum Kesiminde gerçekleştirilen referandumda da kabul edilmiş olsaydı ve Kıbrıslı Rumlar da Kıbrıslı Türkler gibi adada kalıcı çözüme cesaretle 'evet' demiş olsalardı, şüphesiz Bürgenstock, Avrupa tarihinde İsviçre'nin kolaylaştırıcı rolünün yeni simgesi olacaktı'' diye konuştu. Türkiye ile köklü bir geçmişi paylaşan İsviçre'ye yapılan bu ziyaretin, iki ülkeyi ve halklarını yakınlaştıran yeni bir adım teşkil edeceğine emin olduğunu dile getiren Gül, ilişkileri demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, kadın-erkek eşitliği gibi öncelikli ortak değerler temelinde güçlendirerek geleceğe taşıma kararlılığında olduklarını bildirdi. Türkiye'nin bu değer ve ilkelerden hareketle bölgede ve dünyada barış, güvenlik, istikrar ve refahın temini için tüm imkanları seferber ettiklerini belirten Gül, ''Aynı şekilde terörizm ve şiddet, kitle imha silahlarının yayılması, ırkçılık, hoşgörüsüzlük, etnik ve dini ayrımcılık, antisemitizm, İslamofobi ve yabancı düşmanlığına karşı da titizlikle gayretlerimizi sürdürüyoruz'' dedi. ''İsviçre'de yaşayan vatandaşlarımız, Türk ve İsviçre halkları arasında karşılıklı anlayış ve hoşgörünün geliştirilmesi bakımından önemli bir unsurdur. Bu önemli potansiyeli değerlendirerek eğitim ve kültür alanında ülkelerimiz arasında yeni işbirliği mekanizmaları oluşturabiliriz'' diyen Cumhurbaşkanı Gül, Türkiye'nin geçen yılki Cenevre Kitap Fuarına onur konuğu olarak katılmasının, kültürel etkileşim yoluyla iki ülke halklarının birbirini daha iyi tanımalarına çok hizmet ettiğini belirtti. Gül, şöyle konuştu: ''İsviçre, farklı etnik ve dini unsurlar arasında tesis ettiği diyalog, hoşgörü ve anlayış kültürüyle her zaman örnek gösterilmektedir. Ülkenizin önümüzdeki dönemde de bu özelliğini koruması tarihi bir sorumluluktur. Giderek küçülen iletişimin sınır tanımadığı küresel bir dünyada yaşarken fırsatların da herkesi ilgilendirdiğini görüyoruz. Küreselleşen dünyamız dışa açık olanları, fazlalıklardan çekinmeyenleri, karşılıklı saygı ve empatiyi benimseyenleri geleceğe yönelik yapıcı bir vizyonla hareket etmeyi seçen, kısa vadeli endişeleri tatmin kolaycılığından kaçabilenleri ön plana çıkarmaktadır. Biz bunun bilincindeyiz. İsviçreli dostlarımızla aynı anlayışı paylaşarak geleceğe birlikte yürüme kararlılığındayız. Dolayısıyla ziyaretimin Türkiye ile İsviçre arasındaki kadim dostluğu pekiştireceğine ve ilişkilerimizin her alanda geliştirilmesine yönelik ortak irademiz doğrultusundaki çalışmalarımıza ivme kazandıracağına samimiyetle inanıyorum.''