04 Haziran 2016 18:50
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 1915 olaylarını 'soykırım' olarak niteleyen tasarının Almanya Federal Meclisi'nde kabul edilmesine yönelik tepkilerini sürdürerek, "Almanya Parlamentosu'nun aldığı kararın hayatın olağan akışına uygun değil. Onlar önce Holocaust'u yeniden tanımlasınlar" dedi. "Buradaki meselenin Ermeniler olmadığını, onların sadece istismar edildiğini sen de çok iyi biliyorsunuz" görüşünü dile getiren Erdoğan, "Ermeni meselesi bir şantaj aracı bir sopa olarak kullanılmaya başlandı. Türkiye'nin Ermeni konusunda hassas davrandığını belirterek, "Eğer hassasiyet gözetmemiş olsak vatandaşımız olmayan Ermenileri niye ülkemizde tutalım, Avrupalılar gibi Ermenistan’a göndeririz, yaparız bunu" diye konuştu.
Avrupa Birliği'ne de ağır eleştirilerde bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Sen AB gerekliliklerini başkalarına farklı, bize farklı uygula, olmaz öyle şey. Ermenileri, terör örgütlerini, STK görünümlü terör sözcülerini, medya görünümlü propagandacıları önümüze sürmeyin. Siyasi ve medyatik bel altı vuruşlar yapmayın. Bu kadar net konuşuyoruz, siz de öyle yapın. Kasımpaşa'da dedikleri gibi 'Delikanlı olun ciğerimi yiyin" bizim anlayışımız budur' ifadelerini kullandı. "Buradan Almanya'ya tüm Avrupa'ya şu mesajı veriyorum" diyen Erdoğan, "Ya gündemdeki meseleleri çözüme kavuştururuz ya da Türkiye Avrupa önünde set olmaktan çıkar, sizi dertlerinizle baş başa bırakırız" dedi.
Üç günlük Afrika ziyaretinden dönen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Grand Tarabya Otel'de düzenlenen TİM 23. Olağan Genel Kurulu ve İhracat Şampiyonları ödül töreninde konuştu.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şöyle:
"Biraz önce sayın başkan ve bakan ile ihracatçılarımızın ülkemize katkılarıyla ilgili konuştum. Dünyada üretim ve ticaret konusunda ciddi sıkıntıların yaşandığı bir dönemde Türkiye'nin üretimini sürdürüyor olmasında en büyük pay ihracatçılarındır. Sayın başkan az önce en büyük takdiri hak etmiyor muyuz diye sordu. Evet, ihracatçılarımız her türlü desteği de tebriği de hak ediyor. Onun için ülkenin sorumluluğunu üstlendiğimiz günlerden beri, yurt dışı gezilerimizde mutlaka ihracatçılarımızla birlikteyiz. İşte dün, Afrika'dan döndük. 135 kadar iş adamımızla beraber gezi düzenledik. 3 ülkede de nelerin olduğunu çok daha yakından görmüş olduk. Bunlar bizim için bakire alanlar. Onun için Türk turizmcileri buralara girdikleri andan itibaren alt yapı üst yapı değerlendirmemiz lazım. İhracatçılarımız, en çok görüştüğüm kesim durumunda, ben sizlerden razıyım inşallah sizler de bizlerden razısınızdır.
"Değerli kardeşlerim, bugüne kadar yapılanlar önemli. Ama Türkiye için asıl önemli olan bundan sonra yapılacak olanlardır. 2023 hedeflerimiz bizim için bir namus meselesi haline dönüştü. Bizi engellemek, yoldan çıkartmak için yapılanları en iyi sizler görüyorsunuz. Gittiğimiz her yerde Türkiye'yi yeniden eski sancılı haline döndürmek için oynanan oyunları görüyoruz. Hala Gezi olaylarını ağaç meselesi diye, 17-25 darbe girişimini hukuk mücadele diye görenler varsa kınıyorum
"Soykırım konusunda bize son laf edecek ülkenin 'Soykırım' kararı, hayatın doğal akışına uygun değildir. Onlar önce Holocaust'u yeniden tanımlasınlar. Buradaki meselenin Ermeniler olmadığını, onların sadece istismar edildiğini sen de çok iyi biliyorsunuz. Ermeni meselesi bir şantaj aracı bir sopa olarak kullanılmaya başlandı. Türkiye'den kaçan Türk çete elemanları Almanya başta olmak üzere Batı ülkede rahatça hayatını sürdürüyor. Ülkemizde cinayet işleyenleri, mensubu oldukları örgüt nedeniyle saklıyorlar. Özdemir sabancı cinayeti ile ilgili yeni adım atıldı. Geçmişin muhasebesi yapılacaksa en alnı ak ülke biz oluruz. Bu konuda pek çok ülkenin sicili çok karanlık ve kanlıdır. Diğer devletlerin geçmişleriyle ilgili bir liste koysak nasıl olur? Kıbrıs Rumlarının adada yaptıklarının şahitleri hala hayatta. Ermenilerin Karabağ'da gerçekleştirdikleri vahşeti dinlemek bugün de mümkündür. 2. Dünya Savaşı'nda Almanya'nın soykırımından kaçanları biz hala ülkemizde misafir ediyoruz. Eyy Almanya, bunları bilmiyor muyuz sandın? Kırım Türklerinin başına gelenleri biliyorsunuz.
"Ama onlar, milyonların ölümünü sadece bir istatistikten ibaret gördükleri için vahşeti meşrulaştıracak bir yol bulurlar.
Ama ülkemizi sık sık Ermeni Soykırımı tasarılarıyla tehdit eden devletlerin arkasında milyonlarca masumun vebali ve kanı vardır. Beğenirler, beğenmezler. Bizim Ermeni meselesindeki tavrımız en başından beri nettir. Soykırım ithamını asla kabul etmiyoruz. 1. Dünya savaşı şartlarında, ülkemizin kuşatma al
elbette asayişi sağlamak adına birtakım tedbirler alınmıştır. Çocuk o ya çocuk, çıkmış Alman Parlamentosu'na metin hazırlıyor. Sen nereden biliyorsun ya? Arşiv bilincin ne senin? Almanya'da doğmuş, büyümüş, nereye gidersen git Tayyip Erdoğan'a küfretmek sana bir şey kazandırmaz. Ama ben koca Alman Parlamentosu'nun bunların arkasına takılmasına şaşırdım. Eyy Alman siyasileri, biz tüm arşivlerimizi açtık açık tutuyoruz, sizin de varsa buyrun açın tartışalım. Ama buna yüreğiniz yetmez. Çünkü böyle bir şeye girdiğiniz anda nasıl rezil olacağınızı biliyorsunuz. Bizde milyonlarca belge var, tamamı kontrolden geçti. Varsa siz de belgelerinizi ortaya koyun. Koyamazlar. Çünkü biliyorlar ki burada öyle bir şey söz konusu değil. Kim kimi öldürmüş, kim kimi yerinden etmiş... Bunların cevabı orada ortaya çıkar. Biz bu araştırmayla yüzleşmeye hazırız, bölgede faaliyet yürütmüş olanlar hazır mı? Ermenistan, Almanya, Batılı birtakım ülkeler buna hazır mı? Biz burada bir samimiyet sorunu görüyoruz. Hem aynı ithamı öne sürüp duracaksınız, hem de bunun araştırılmasını sağlayan teklife sırtınızı çevireceksiniz. Buna 'Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu' derler.
Ya biz eğer bu noktada böyle bir hassasiyeti göz etmemiş olsak şu anda bizim vatandaşımız olmayan Ermenileri biz niye ülkemizde tutalım? Şu anda Avrupalıların yaptığı gibi bizde onları Ermenistan'a göndeririz. Avrupalılar mültecileri geri gönderiyor, ama Türkiye 3 milyon mülteci ağırlıyor. Böyle bir karar almalarının karın ağrısı bir başka. Tüm Avrupa'ya şu mesajı tekrar göndermek istiyoruz. Eğer böyle devam ederse biz de iş birliği içerisinde olmaktan çıkar, sizi kendi dertlerinizle baş başa bırakırız.
Türkiye'ye karşı her türlü çifte standardı yapıyorlar. Bize yeni külfetler yüklemeye çalışmalarından artık usandık. Kardeşlerim, yok öyle ya ma. Ya bu meselesi adaletli bir şekilde çözüme ulaştıracağız, Ya da biz önümüzdeki yolu kendimiz tayin edeceğiz. Daha Güneydoğu'daki operasyonlar ve Suriye'nin gidişatıyla ilgili konuşacaklarımız var. Gümrük Birliği'nin yenilenmesi konusu var. Biz sizinle beraberdik, niye Amerika'yla iş tutuyorsunuz? Böyle adalet, böyle anlaşma olur mu? Anlaşma, dürüstlüğü gerektirir. Gündemimizdeki öncelikli meseleyi çözelim ki sıra bunlara gelsin. Bizim AB'ye, Avrupa ülkeleriyle meselemiz yok. Vatandaşımız statüsündeki 5 milyon vatandaşımızın yaşadığı coğrafyaya husumetimiz söz konusu değil. Biz onlara nasıl bağlıysak, onları da bizden bir parça olarak görüyoruz. Avrupa'dan, AB'den vazgeçmemiz söz konusu olamaz. Bizim istediğimiz sadece adaletli olunması, kimler için hangi kurallar geçerliyse bizim için de onlar olsun. Pozitif ayrımcalık dahi istemiyoruz, sadece hakkaniyetli davranılsın istiyoruz. Sen AB gerekliliklerini başkalarına farklı, bize farklı uygula, olmaz öyle şey. Bize riyakarlık yapılmasını istemiyoruz. Ermenileri, terör örgütlerini, STK görünümlü terör sözcülerini, medya görünümlü propagandacıları önümüze sürmeyin. Siyasi ve medyatik bel altı vuruşlar yapmayın. Bu kadar net konuşuyoruz, siz de öyle yapın. Kasımpaşa'da dedikleri gibi "Delikanlı olun ciğerimi yiyin" bizim anlayışımız budur.
Yaşadığımız her hadisenin arkasında 2023 hedeflerimize yaptığımız vurgu, özellikle sebeplere verdiğimiz cevaptır. Geçtiğimiz 13 yılda yaptıklarımız alt yapı maiyetindeydi. Temel hizmet alanlarında Cumhuriyet tarihinde yapılanların kat be kat fazlasına kavuşturduk. Büyüme hızımızda bir yavaşlama olduysa da bu gerilemeyi geride bırakıyoruz. Kalan 6 ayı, 2017'nin önemli bir sıçrama dönemi olarak ilan edelim. 2017 bizim için çok önemli bir ivme olsun. Başarabilir miyiz biz? Başarırız. Geçtiğimiz yıl yaşanan iki seçime ve terör olaylarına rağmen yüzde 4 büyüdük. Bu yıl çıtayı yükseltmeliyiz. Sizler azmedin, tekeden süt çıkartırsınız... Dünyayı fellik fellik dolaşacağız, her yere gireceğiz... Dolaşacağız ki nasibimizi bulalım. Rusya örneği bize ihracat pazarlarımızı esnek tutmamız gerektiğini gösterdi, aynı şekilde turizmde de çeşitlendirmeye gitmek mecburiyetindeyiz.
Yeni bazı çalışmaların inşallah içerisinde olacağız. Önümüzdeki dönem cemiyet kadar keyfiyete de önem vereceğiz bir dönem olacak. O nedenle eğitim ve kültürde kat etmemiz gereken birçok yol bulunuyor. Kendi değerlerimiz ve kendi kültürümüz uygun bir kültürü teşvik etmeliyiz. İstanbul'un fethini zulüm olarak gören, Kut'ül Amare'nin, Çanakkale Savaşı'nın önemini göremeyen bir nesil yetişmesine göz yumamayız.
Ağaçlarla uğraşırken ormanı asla gözden çıkarmayacağız. Olayları yakından takip edeceğiz ama asıl olgular üzerinde çalışacağız. Bu yüzden yeni anayasa çalışmalarına önem veriyoruz. Yönetim sistemini gözden geçirmemiz, başkanlık sistemi dahil daha etkin önerileri tartışmamız gerektiğini söylüyoruz. İster Paralel Devlet Yapılanması, ister terör örgütü, hepsinin üzerine kararlılıkla gidilmesi gerektiğini söylüyoruz.
Az önce başkan sırasını değiştirdi ama yeniden söyleyelim.
Tek millet, tek vatan, tek devlet, tek bayrak.
Bizim vatanımız üzerinde kimse operasyona kalkışmasın, kalkışanların durumu ortada. Operasyonlara da netice alana kadar devam ettireceğiz. Dolayısıyla yok şurası bizimdir, yok şurası şudur... Yok öyle bir şey. Son ana kadar bunların hepsi ya silahları gömüp üzerine betonu vuracak, bize koordinatlarını bildirecek ya da bu ülkeyi terk edip gidecekler.
Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka bir devlet, asla. Bunu kabul etmek mümkün değil. Son MGK'da aldığımız tavsiye kararıyla legal görünüm altında illegal faaliyet gösteren Fethullahçı Terör Örgütü olmasıyla ilgili olarak karar alındı, bana gönderildi.
2023 hedeflerimize ulaşmalıyız. 2053 ve 2073 hedeflerimizi gelecek nesillerimize bir miras olarak bırakmak istiyoruz. Bu noktada Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin 23. Olağan Kurulu'nun hayırlı olmasını diliyorum.
Sözlerime son vermeden önce bugün hayatını kaybeden ünlü boksör ve samimi bir Müslüman olarak bildiğimiz Muhammed Ali'ye Allah'tan rahmet diliyorum. Özgürlükler Ülkesi denilen Amerika'da siyahiler, sırf deri renkleri yüzünden ayrımcılığa uğruyordu. Muhammed ali, işte burada bütün zincilrleri kırdı. Geç saatlerde, siyah beyaz televizyonlarda onu takip ederdik. Normal şartlarda boksla ilgisi olmayan birçok kişi Muhammed Ali için siyah beyaz ekranlar veya radyo başında beklerdi.
Vietnam savaşı sırasında büyük bedeller ödeme, yıllarca boks yapmaktan uzak kalma, geçim sıkıntısı çekmek gibi ilkeli tutumu da saygıdeğerdir. Biliyorsunuz gitmeti kabul etmedi. Irkçılığa ve haksızlığa karşı verdiği mücadele hiçbir zaman unutulmayacaktır. Müslümanlığa ve tüm insanlara verdiği insanlık derslerinden dolayı Muhammed Ali'ye teşekkür ediyor, sizleri selamlıyorum
© Tüm hakları saklıdır.