Gündem

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Esed'in Suriye'nin geleceğinde yeri yoktur, olamaz

"Terör örgütleri arasında ayrım yapan her ülke büyük bir yanlış içindedir"

16 Kasım 2015 17:33

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Suriye'de 'Esad'lı geçiş' tartışmalarına ilişkin olarak, "Halkını katleden Esed'in Suriye'nin geleceğinde yeri yoktur, olamaz" dedi.

Paris saldırılarıyla ilgili "Terör örgütleri arasında ayrım yapılmaksızın mücadele edilmelidir" diyen Erdoğan, "Ayrım yapan her ülke bizim gözümüzde terörizmle mücadelede büyük bir hata içindedir. Biz DAİŞ’e karşı da, El Kaide, Boko Haram, PKK, YPG’yle de mücadeleye aynı kararlılıkla devam edeceğiz" ifadesini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Antalya'da gerçekleştirilen G20 Zirvesi'ne ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Biz Türkiye olarak terörizmin ne olduğunu çok iyi bilen, 70'li yıllardan beri yüzleşen bir ülkeyiz. Uluslararası işbirliğinde üzerimize ne düşüyorsa yapmaya hazır olduğumuzu ifade ettim. Bu mücadele samimi bir uluslararası işbirliği ve dayanışmayı gerektirir. 

 

"Terör örgütleri arasında ayrım yapan her ülke büyük bir yanlış içindedir"

 

G20 liderleri şunu kabul etmiştir ki, ortak bir bildiri kararlı duruşumuzu ortaya koyması açısından önem arz etmektedir. Terörün dini, ırkı, bölgesi yoktur. Terörizmi herhangi bir dinle alakalı hale getirmek böyle bir tavır, o dinin mensuplarına yapılacak en büyük saygısızlıktır. Bütün dinler için hayat hakkı kutsaldır. Biz bu hakkı tarihimizden ilham alarak, 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' şeklinde ifade ediyoruz. Terör örgütleri arasında ayrım yapılmaksızın mücadele edilmelidir. Ayrım yapan her ülke bizim gözümüzde terörizmle mücadelede büyük bir hata içindedir. Biz DAİŞ’e karşı da, El Kaide, Boko Haram, PKK, YPG’yle de mücadeleye aynı kararlılıkla devam edeceğiz. Terör örgütleriyle mücadele konusunda görüş birliği içinde olduğumuzu gördük. G20’de temsil edilen Müslüman liderler olarak İslam’la hiçbir ilgisi olmayan DAİŞ terörüne ve vahşetine karşı ortak sorumluluğumuz üzerinde durduk. Bölgemizde ve dünyanın farklı köşelerinde olan istikrarsızlık ve çatışmalar hepimizi yakından etkiliyor. Artık yönetilemez ülkeler ortaya çıktı. Sınır komşusu ve halkıyla yakın bağları olan bir ülke olarak Suriye’de yaşanan dramın etkilerini ilk günden beri hissediyoruz. Türkiye bugün 2,2 milyonu Suriyeli 300 bini Iraklı olmak üzere 2,5 milyon mülteciyi topraklarında barındırıyor. Bu mağdur insanların tamamına inanç ve köken farkı gözetmeksizin kapılarımızı açtık. Bu insanlık vazifesidir. Ancak karşı karşıya bulunduğumuz, örneği görülmemiş sorun bir ülkenin kendi başına üstesinden gelebileceği boyutu çoktan aşmıştır.

 

"Esed'in Suriye'nin geleceğinde yeri yoktur, olamaz"

 

Suriye’de ülkede yaşayan herkesin kabul edebileceği bir çözüm üzerinde uzlaşılmadan göçmenler ve terörizmin üstesinden gelinemez. Uluslararası toplumun etkin işbirliği ve külfet paylaşımında bulunması gerekiyor. Önümüzdeki günlerde Viyana’da görüşülen konular detaylandırılacak. Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması, çoğulcu bir siyasi yapıya kavuşması önceliktir. Esed’in Suriye’nin geleceğinde yeri yoktur, olamaz. Esed bu şansı çoktan kaybetmiştir. Göçmenler DAİŞ’ten ve Esed rejiminden kaçıyor. Bu mültecilere yardım için daha fazla gayret edeceğimizi açıkladık. Terör olaylarıyla mülteciler arasında bağ kurmayı insani sorumluluklardan kaçma olarak görüyoruz. Bir defa mülteci olayıyla terör olayını birbirine asla karıştırmamak gerekir. Bu insani krizle mücadelede samimi bir dayanışma ortaya koymalıyız. G20 olarak  dünyaya örnek teşkil etmemiz gerektiğine inanıyorum. 

2015 yılında gerçekten de yoğun bir küresel gündemimiz vardı. Bu bakımdan G20 platformu tüm dünya için önemli bir imkandır. Dönem başkanlığımızda G20’nin bu yönünü öne çıkarmanın çabası içinde olduk. Dönem başkanı olarak önceliklerimizi 3 temel kavram etrafında tanımladık. Kapsayıcılık, uygulama ve yatırımlardır. G20 olarak ortak hedefimiz, güçlü, sürdürülebilir, dengeli ve kapsayıcı  bir küresel büyümeyi temin etmektir. Kapsayıcılık daha fazla ve kaliteli istihdam oluşturulması, eşitsizliğin giderilmesi ve refahın yaygınlaştırılması bakımından önemlidir. Bu akşamki sunumda Çin Devlet Başkanı da kendi yapacakları zirvede korumaktan yana olduklarını ifade etti. Başta kadınlar ve gençler olmak üzere ekonomik büyümeden bütün kesimlerin ekonomik büyümeden pay almasını amaçladık. Gençler arasındaki yüksek işsizlik oranı G20 ülkeleri için sorundur.

 

“Artık konuşma değil, uygulama zamanı gelmiştir” 

 

G20 liderleri olarak bu yıl ilk kez pek çok ülkede artan eşitsizliklerin, sosyal istikrarla birlikte ekonomik büyümeyi de olumsuz etkilediğini kayda  geçirdik. Bu yıl küresel büyüme beklentilerin altında bir seyir izliyor. Gelişmiş ülkelerde nispi bir toparlanma gözlenirken bu defa gelişmekte olan ülkelerde yavaşlama emareleri görülmeye başlandı. Küresel ekonomiyi etkileyen temel zorluklar arasında 5 husus üzerinde özellikle durduk.

ABD’de faiz oranlarının artırılmasının küresel ekonomiye etkileri üzerinde durduk. Bu durumun özellikle gelişmekte olan ülkelere muhtemel yansımalarının dikkatle izlenmesi gerektiğinin altını çizdik.

Zirvede büyüme stratejilerinin etkin bir şekilde izlenmesine katkı yaptık. “Artık konuşma değil, uygulama zamanı gelmiştir” dedik. Halihazırda verilen taahhütlerin neredeyse yarısını tamamlamış durumdayız. Kat edilen bu mesafenin G20’nin toplam hasılasına binde 8’lik katkı yapacağı hesap ediliyor. Kabul ettiğimiz Antalya eylem planında bu yıl ilk kez hazırlanan hesap verilebilirlik raporunu bulabilirsiniz. Zirve toplantısında büyüme hedefimize ulaşabilmek için yatırımların canlandırılması için görüş birliğinde olduğumuzu memnuniyetle gördüm.

 

"G20 bir zenginler kulübü değildir"

 

G20’nin 2008 küresel krizinin ardından üstlendiği en önemli rol küresel finans piyasalarının dayanıklılığının artırılması olmuştur. Bankacılık ve sigorta şirketlerinin krize sebebiyet vermemesi için sağlam bir düzenleme çerçevesini tesis ettik.

G20 bir zenginler kulübü değildir. Bizler sadece belirli bir refah seviyesini yakalamış toplumları değil, kalkınma çabaları devam eden ülkeleri de temsil ediyoruz. Bu noktada söyleyecek sözümüzün olması gerekir. Bu anlayışla G20 kalkınma gündeminin sürdürülebilir gündemi için 2030’u destekleyecek şekilde düzenlenmesine mutabık kaldı. 

Liderler olarak özel sektörün kalkınmadaki rolünü güçlendirme konusunda çağrıda bulunduk. G20 enerji bakanlarını Afrikalı bakanlarla bir araya getirerek bu konuda bir sinerji oluşturmayı hedefledik. Sürdürülebilir kalkınmanın önemli bir unsuru olan iklim değişikliğini de ele aldık. Sevgili dostum Hollande’un davetine icabetle, Paris’teki İklim Değişikliği Konferansı’na gideceğim. Özellikle gelişmiş ülkelere önemli bir sorumluluk düşüyor. Küresel ticaret ele aldığımız konular arasındaydı. Antalya zirvesinde bunu gerçekleştirdik. G20 Antalya Zirvesi’ne katılan tüm devlet ve hükümet başkanlarına teşekkür ediyorum.