İstanbul'un fethinin 562. yıldönümündeki törende konuşan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, kendisi hakkında çıkan eleştirel yazılar nedeniyle Amerikan New York Times gazetesini "paçavra" olarak nitelendirerek, "Bugün bizim için yazdıklarının benzerlerini 1896’da Sultan Abdülhamid için yazıyordu. Ne diyordu, “çekilmez adam.” Despot, mutlak monark diyordu. Bu gazete o gün Osmanlı Devleti’ine kustuğu kini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve onu temsil eden şahsıma hakaret ediyor" dedi.
Refah Partisi'nden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildiği 1994 yerel seçimlerine atfen, "Fetih 1994’tür. Fetih Türkiye’yi yeniden ayağa kaldırmaktır. 12 yıldan beri bu ülkenin makus talihini" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, İstanbul'un fethinin 562. yıldönümünde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'evladı Fatihan, Recep Tayyip Erdoğan' anonsuyla kürsüye çıktı.
Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları şöyle:
İstanbul aziz İstanbul. Seni muhabbetle selamlıyorum, şehirlerin annesi İstanbul. Seni bütün ilçelerinle, semtlerinle, sokaklarınla selamlıyorum. İstanbullu tüm kardeşlerimi gönülden selamlıyorum.
Doğrusu apaçık bir fetih ihsan ettik. Ve sana Allah yardımcı olacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutan. O ordu ne güzel bir ordu. Allah onu fetheden komutandan, ordudan razı olsun. Ya Rabbi, sen bu aziz şehri koru.
O aziz şehrin minarelerini ezansız bırakma ya Rabbi. Mihraplarını secdesiz bırakma ya Rabbi. Bu şehirlerin güzel camilerini cemaatsiz bırakma.
Biz, Fatih Sultan Mehmet Han’dan razıyız Rabbim. O aziz neferlerden sen de razı ol Allah’ım. Çağ kapatıp çağ açan, köhne ve karanlık bir devri medeniyet ışığıyla buluştursan Sultan Fatih’ten sen de razı ol ya Rabbi.
Fatih’in ve sancağımızın yere düşmesine asla müsaade etmeyeceğiz. Bu yolda inşallah yürümeye devam edeceğiz. Bilesiniz ki, zulüm 1453’te başladı diyen, Pontus Soykırımı, Ermeni Soykırımı diyen hainlere göz yummayacağız. İstanbul’un yüreğinde 562 yıldır yanan fetih ışığını söndürmek isteyenlere asla meydanı bırakmayacağız.
Bu milleti bölmek, parçalamak için her yola başvuranlara izin vermeyeceğiz. Söz veriyor musun İstanbul? Söz veriyor musun Türkiye? Şahit oluyorum, şahit oluyorum.
Buradaki, bu kardeşler topluluğu, fethin ne olduğunu gayet iyi bilir. Fethin ne olduğunu kavramak, daha iyi anlamak için, kendi tarihimize, medeniyetimize dönüp bir bakmak mecburiyetindeyiz
Fetih 1994’tür. Fetih Türkiye’yi yeniden ayağa kaldırmaktır. 12 yıldan beri bu ülkenin makus talihini.
1896'da Abdülhamid'e yapıyorlardı
Amerika’da New York Times diye bir paçavra var. Geçtiğimiz günlerde bir yazı yayımladı. Neymiş, Türkiye’nin üstünde kara bulutlar varmış. Ülkemizde, şu anda her türlü fitnenin başını çeken iki yayın organı üzerinden bizi eleştirmeye kalkmışlar.
Bugün bizim için yazdıklarının benzerlerini 1896’da Sultan Abdülhamid için yazıyordu. Ne diyordu, “çekilmez adam.” Despot, mutlak monark diyordu. Bu gazete o gün Osmanlı Devleti’ine kustuğu kini, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni ve onu temsil eden şahsıma hakaret ediyor.
Gazete zaten hep aynı ailede. Ermeni lobisine yakınlığıyla bilinen bu gazete, Pensilvanya’yla yakın temas içinde. Bu 1999’da nereye kaçtı? Pensilvanyaya, sen nasıl hocasın ya, Mekke’ye gitseydin, Medine’ye gitseydin ya. İmamlar da kaçıyor. İnlerine gireceğiz, bu da bir fetih, bu fethin olması lazım.