Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İlnur Çevik, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eş Başkanlarının tutuklanması, kanun hükmünde kararname (KHK) ile Kürt medyasının büyük çoğunlukta kapatılması ve en son olarak da Cumhuriyet gazetesine yönelik yapılan operasyonları köşe yazısında değerlendirdi. Çevik, yapılanların yanlış olmadığını savunurken “Böyle darbeleri kamuoyuna iyi anlatmak lazım… Ama bu konuda hükümet biraz geride kalıyor… Yani yaptıklarımızı 'muhalefet susturuluyor' imajı vermeden yapmalıyız…” ifadelerini kullandı. Çevik, yapılan operasyonların gerekli de olduğunu söylerken "Ama bu işlerin Batı’da bir yapılış tarzı var. Bizim de bunları öğrenmemiz lazım…" dedi.
Çevik’in Yeni Birlik gazetesinde bugün (1 Kasım 2016) “Muhalefet susturuluyor imajı vermeden yapalım…” başlıklı yazısı şöyle:
Darbeler arka arkaya geldi. Önce HDP’nin Diyarbakır Belediye Başkanı Gülten Kışanak ve bazı yakın çalışma arkadaşları tutuklandı, sonra KHK ile Kürt medyasına darbe vuruldu ve dün (Pazartesi) de Cumhuriyet’e operasyon düzenlendi…
Peki, bu darbeler gerekli miydi? Cevabı evet, hatta bu darbeler geç bile kalmıştı…
Ama bu işlerin Batı’da bir yapılış tarzı var. Bizim de bunları öğrenmemiz lazım…
Kışanak ve arkadaşlarının PKK’ya verdiği maddi ve manevi desteği sağır sultan bile duymuş, Diyarbakır’da sokaktaki çocuklar bile biliyordu. Kışanak’ın, FETÖ’cülerle yaptığı gizli toplantılar, yaptıkları işbirliği belgeleriyle ortaya dökülmüştü. Belediyenin PKK’lılara kadro verdiği, maddi yardım yaptığı, hatta terör faaliyetlerine katıldığı bile bir sır değildi…
KHK ile kapatılan Dicle Haber Ajandı, Welat Gazetesi ve kadınların yönettiği JİNHA ajansı ve daha niceleri PKK propagandası yapıyorlardı ve PKK’lı katillere “özgürlük savaşçıları”, yaptıklarına da “direniş hareketi” demekten kaçınmıyorlardı… Yani terörün sesleri olarak fitne ve fesat yayıyorlardı. Yaptıkları muhalefet falan değil apaçık terör şakşakçılığı idi.
Cumhuriyet gazetesi ise bir zamanların o muhteşem muhalefet sesi olmaktan çıkmış maalesef marjinal bir yayın organı haline gelmişti… Hatta gazetenin ayakta kalmasını FETÖ mali desteğine bağlayanlar vardı. Cumhuriyet de çaktırmadan FETÖ’yü destekledi. PKK’ya ise açıkça destek verdi. Hikmet Çetinkaya ve bazıları Fetullah Gülen ve teşkilatı aleyhine yazdılar ama bu da şaşırtmaca olarak görüldü…
Yani yapılanlar yanlış değil. Ama zamanlama ve şekilde bazı sıkıntılar var. Böyle darbeleri kamuoyuna iyi anlatmak lazım… Ama bu konuda hükümet biraz geride kalıyor… Yani yaptıklarımızı "muhalefet susturuluyor" imajı vermeden yapmalıyız...