Türkiye’nin dört bir yanında hakları ihlal edilen insanlar “Adalet istiyoruz!” diyerek seslerini yükseltiyor; devleti yönetenleri ve kamuoyunu hukuk adına, adalet adına, hak ve özgürlükler adına harekete geçmeye çağırıyorlar.
880’inci haftamızda, bu adalet çığlıklarına ortak oluyor; tüm adalet taleplerini temsilen Urfa ve Dersim adliyeleri önünde kara kışa inat adalet nöbeti tutan Emine Şenyaşar ve Bedriye Doku’ya buradan sımsıcak selamlarımızı iletiyor, yalnız olmadıklarını bir kez daha haykırıyoruz. Adalet arayan her iki anneye de ilmek ilmek işlediğimiz şallar hazırladık. Şalları göndererek onları karın ve adaletsizliğin soğuğundan, dayanışmanın sıcaklığı ile koruma isteğimizi ifade ediyoruz.
Peki ne olmuştu? Bu iki anne, neden adalet saraylarının önünden ayrılmıyorlar, nöbet tutuyorlar?
Bedriye Doku’nun kızı Gülistan, üniversitede okumak için gittiği Dersim’de, 5 Ocak 2020’de, üvey babası polis olan eski erkek arkadaşıyla tartıştıktan sonra kayboldu. Kendisinden 2 yıldır haber alınamıyor. Bedriye Doku kızından bir haber alma umuduyla 1 Ocak 2022 tarihinden beri adliye önündeki nöbetini sürdürüyor.
Eşi ve 2 oğlu, AKP Urfa Milletvekili İbrahim Halil Yıldız’ın korumaları ve yakınları tarafından öldürülen Emine Şenyaşar ise 9 Mart 2021 tarihinden beri, 335 gündür Urfa Adliyesi önünde adalet arıyor. Emine Şenyaşar 335 günlük nöbeti boyunca tam 13 kez ifadeye çağrıldı. Peki Emine Şenyaşar’ı 13 kez ifadeye çağıran adalet sistemi, onun bekleyişine sebep olan cinayetler hakkında ne yaptı? Hiçbir şey! Soruşturmaya bakan savcılar 8 kez değiştirildi ama ortada tek bir dava yok.
Demokratik bir hukuk devletinde, ülkede bir kişi kayıpsa, bir kişi öldürülmüşse adalet sistemi etkin bir soruşturma yapar. Failler saptanır, adil bir yargılama yapılır ve sorumlular hakkında gerekli yaptırımlar uygulanır. Biz ise çocuklarımızı kendimiz arıyoruz. Katledilen evlatlarımız, eşimiz için sessiz çığlıklarımızla “adalet nöbetleri” tutuyoruz. Çığlığımız duyulsun, işlemeyen mekanizmalar çalışsın, adalet gelsin diye mücadele ediyoruz.
880’inci haftamızda, yargıya güvenin temelden sarsıldığı, insan hakları ve adalet krizinin derinleştiği bu dönemde, Emine Şenyaşar ve Bedriye Doku şahsında adil ve demokratik bir düzen için toplumsal sorunlara dair söz söyleyerek, eylemde bulunarak demokratik vatandaşlık örneği sergileyen herkesi selamlıyoruz.
Ve bir kez daha hatırlatıyoruz: Etkin ve verimli işleyen bir adalet sistemi herkesin hakkıdır.
Haksızlığa uğrayan herkes uğradığı haksızlığın giderilmesini isteme hakkına sahiptir. Hukuk ve yargı devleti yönetenlerden çok toplumun meselesidir. Yurttaşlar olarak bizim meselemizdir. Biz hukukun üstünlüğü için, adaletin haklıdan yana olması için üzerimize düşeni yapmakta kararlıyız.
Kaç yıl geçerse geçsin tüm kayıplarımız için, herkes için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 181 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.
Cumartesi Anneleri
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon
|