Politika

Cumartesi Anneleri: Kim adalet istiyorsa yanındayız

Cumartesi Anneleri 638. haftada gözaltında kaybedilen yakınlarının durumlarını sormak için buluştu

17 Haziran 2017 19:21

Barışı simgeleyen beyaz tülbentin bırakıldığı, “Failler belli kayıplar nerede” pankartını açan Cumartesi Anneleri, kayıp resimlerinin bulunduğu dövizleri taşıdı. Açıklamaya CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, kayıp yakınları ve çok sayıda yurttaş katıldı. Bu haftaki buluşma da 24 Aralık 1993 gözaltında anıldıktan sonra katledilen Emin Kaya'nın durumu soruldu. Eylemde açlık grevlerinin 101. gününde olan ve tutuklanan eğitimciler Nuriye Gülmen ve Semih Özakça da unutulmadı. Onların insan haklarına saygı ve insan onurunu içeren taleplerinin kabul edilmesi gerektiği vurgulandı.

"Adaletbir gün size de lazım olur"

İlk sözü gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız aldı. Yıldız, “22 yıldır hep adalet hep adalet dedik. Bizi duyan bir hükümet olmadı” diye konuştu. 15 yıldır AKP hükümeti ülkenin başında olduğunu söyleyen Yıldız, “15 senedir cumartesi annelerinin ismini, cumartesi annelerin sorunlarını duymadılar. 2011 yılında bir kere duydular.  Orada da bizlere yalan söyledin. Dün Berkin Elvan'ın da ölüm yıl dönümüydü. Açlık grevinde olan Semih Özakça ile Nuriye Gülmen 101. Günü. Peki AKP hükümeti ve yeni genel başkanları onları duydu mu? Aslında görüyor, duyuyor ve polislere emir veriyor. Gidin onları oradan süpürün. Böyle bir çözüm olmaz. Sorunları çözmeyerek hep baskıyla, gözaltılarla, içeri atmalarla sorun çözülemez. Biz adalet arayanlar ve adalet için yıllardır burada yazın sıcağında, kışın soğuğunda buralarda eriyip gitmekte olan bizler bunun ne demek olduğunu biliyoruz. Her kim adalet için mücadele ediyorsa yanındayız. Bugün Ankara'da başlayan yürüyüşün 3. Günü. Buradan tüm halka sesleniyorum. Sanmayın ki o sıra size gelmeyecek. Hep söyledik söylüyoruz. Bizi gözaltına alan polislere biz dedik ki ‘Adalet bir gün size de lazım olur’ Onlar ‘siz kimsiniz ki bizim adaletimizi arıyorsunuz’ derlerdi. Onlarda şimdi adaletin peşindeler. Geriye kalanlar da onlar da aynı şeyleri yaşayacaklar bilsinler” dedi.

"Türkiye'de hiç bir zaman adalet olmadı"

Gözaltında kaybedilen Emin Kaya’nın yeğeni Emine Kaya, “Türkiye'de adalet yok. Türkiye'de adalet hiçbir zaman olmadı. 93 yılında Emin Kaya'yı gelip köyden aldılar. Jandarma ve korucularla birlikte gelip köyden aldı. Korucular Emin Kaya'ya yol göstermek için aldıklarını söylediler. Bu korucular köyü bilen koruculardı. Köyü bilen insanlardı” dedi. Dayısına çok ağır işkenceler yapıldığını söyleyen Kaya, “Çok ağır işkenceler yapmışlardı. Gözünü oydular. Karnını kesmişlerdi. Alnına haç işareti yapmışlardı. Böyle bir zulüm var mı? Bize bu zulmü yaptılar. Dibe çökmesi için ağırlık bağlamışlardı. Genç biriydi. 3 çocuk babasıydı. En küçük çocuğu da 4 yaşındaydı. Bu zulmü yapanlardan davacıyız” diye konuştu.

"Emin Kaya için adalet"

Basın açıklaması okuyan Leyla Kaya, “Hak, özgürlük, eşitlik ve adalet gibi evrensel değerlerle ilgisi bulunmayan sadece iktidarların şiddetini, haksızlıklarını, keyfiliklerini meşrulaştırmaya yönelmiş hukuk dışı bir düzen var. Bunun için biz her cumartesi Galatasaray’da buluşup  “Adalet yoksa hukuk yoktur!” gerçeğini hatırlatıyoruz. 638. haftamızda 24 yıllık bir hukuksuzluk dosyası ile bu gerçeğin altını bir kez daha çiziyoruz” dedi. Kaya, “Biri henüz doğmamış dört çocuk babası Emin Kaya Şırak ili Güçlükonak (Basa) ilçesi, Düğünyurdu (Taruni) köyünde yaşıyor, dolmuş işletmeciliği yapıyordu. Defalarca Güçlükonak Jandarma Bölüğü tarafından gözaltına alınıp ağır işkence gördüğü için can güvenliğinden endişe duyuyordu. Dolmuşunu satan Emin Kaya İstanbul’a taşınmak için son hazırlıklarını yaparken 24 Aralık 1993 günü sabahın erken saatlerinde Güçlükonak Jandarma Bölük Komutanlığınca köye baskın yapıldı. Bölük komutanı Emin Kaya'yı "Biz Damlabaşı köyüne gideceği. Sen de bizimle birlikte gelip, yol göster" diyerek götürdü. Aynı gün akşamı, geri dönmeyen Emin Kaya’yı sormak için bölük komutanına giden aile "Benim bölüğümde böyle biri yok" cevabı aldı. Bunun üzerine ailesi ve köylüler Emin Kaya’yı aramaya başladı” diye konuştu.
 
27 Aralık 1993 tarihinde Dicle’nin derinliklerinde Emin Kaya'nın cansız bedenine ulaşıldığını aktaran Kaya,  “Emin Kaya'nın tüm iç organları çıkarılmış ve karın boşluğuna iki büyük taş yerleştirilerek suya atılmıştı. Aile ve köylüler cenazeyi alarak köye döndü. Otopsi yaptırmak isteyen aile Güçlükonak Merkez Karakoluna haber gönderdi. Karakoldaki Celal adındaki komutan “Hemen gömsünler, otopsiye gerek yok. Eğer başka bir yere götürmeye çalışırlarsa aynısı onların da başınıza gelir" diye tehdit etti. Bunun üzerine aile hiç bir işlem yapılmadan Emin Kaya’nın bedenini köyde defnetmek zorunda kaldı” dedi.
 
Kaya, yerelden ulusala tüm sorumlular adil bir yargı önünde hesap verinceye kadar, hakikat ve adalet talebimiz hak ettiği karşılığı buluncaya kadar Emin Kaya’yı ve bu hukuksuzluğu hatırlamaya ve hatırlatmaya devam edeceklerini vurguladı.