Gündem

Cumartesi Anneleri Görümlü davası için çağrı yaptı: Bir hukuksuzluk ve Anayasasızlık cehennemindeyiz

27 Haziran 2020 14:42

Cumartesi Anneleri Koronavirüs nedeniyle internet üzerinden yaptıkları 796. hafta açıklamasında Yargıtay aşamasında olan Görümlü davası için adalet talebinde bulundu. 1993 senesinde Silopi ve civar köylerden gözaltına alınıp kaybedilen Şemdin Cülaz, Mehmet Salih Demirhan, Halit Özdemir, İbrahim Akıl, Hamdo ve Hikmet Şimşek için çağrıda bulunan Cumartesi Anneleri, "Biz kayıplarımızı ararken ne hak ve özgürlüklerimizi güvence altına alacak bir hukuk siteminin ne de Anayasanın koruması altındayız. Bir hukuksuzluk ve Anayasasızlık cehennemindeyiz" dedi.

Cumartesi Anneleri 769. hafta açıklamasında Yargıtay'da olan Görümlü davasının cezasızlıkla sonuçlanmaması için çağrı yaptı.

796. haftanın açıklamasını 1993 yılında öldürülen Özgür Gündem muhabiri Ferhat Tepe’nin kardeşi Ayşe Tepe okudu. Tepe, Şemdin Cülaz, Mehmet Salih Demirhan, Halit Özdemir , İbrahim Akıl, Hamdo ve Hikmet Şimşek’in kaybedilmelerine ilişkin şunları söyledi:

"796 haftadır ısrarla söylüyoruz: Hukuk, hak ve özgürlüklere güvence için, Anayasa da, bu güvenceleri devlete karşı korumak  için vardır. Oysa biz kayıplarımızı ararken ne hak ve özgürlüklerimizi güvence altına alacak bir hukuk siteminin ne de Anayasa’nın koruması altındayız.Bir hukuksuzluk ve Anayasasızlık cehennemindeyiz.Bu yüzden gözaltında kaybedilen insanlarımıza ve adalete ulaşamıyoruz.

  1. haftamızda yine bir inkar ve cezasızlık örneği ile kamuoyunun karşısındayız.

14 Haziran 1993 sabahı komutanlığını Tuğgeneral Mete Sayar’ın yaptığı , 23. Jandarma Sınır Tugay Komutanlığı’na bağlı askerler, Silopi’nin Görümlü ve civar köylerinden çok sayıda kişiyi gözaltına aldı.

Görümlü Jandarma Karakolu'na götürülen köylülerden  bazıları serbest bırakıldı. Ancak Şemdin Cülaz, Mehmet Salih Demirhan, Halit Özdemir , İbrahim Akıl, Hamdo ve Hikmet Şimşek isimli köylülerden bir daha haber alınamadı.

Avukat Tahir Elçi’nin girişimiyle Uluslararası Af Örgütü, 19 Temmuz 1993 tarihinde,

Cumhurbaşkanı’na, Dışişleri Bakanı’na, İçişleri Bakanı’na ve Jandarma Genel Komutanlığına kayıp köylülerin hayatlarının korunması için gerekli tedbirlerin alınması talebiyle başvurular yaptı.

Ailelerin ve insan hakları örgütlerinin tüm girişimleri sonuçsuz bırakıldı. Köylülerin gözaltına alındıkları reddedildi. Ailelerin 1993-2007 yılları arasında savcılığa yaptıkları tüm başvurular etkin bir soruşturma yürütülmeden takipsizlik kararları ile kapatıldı. Takipsizlik kararlarına yapılan itirazlar da reddedildi.

2009 yılında Görümlü Taburu'nda zorunlu askerlik yapan bir kişinin itirafları basına yansıdı. Vicdan azabı çektiğini söyleyen bu kişi, verdiği röportajda altı köylünün kaybedilmesini detayları ile anlattı. Bunun üzerine; 24 Ağustos 2009 tarihinde kayıp yakınları  yeni delillerin varlığı iddiasıyla soruşturmanın yeniden  açılması için  Şırnak Cumhuriyet Savcılığı’na başvurdu. Savcılık  yürüttüğü soruşturma sonucunda bir iddianame hazırladı. 12.06.2013 tarihli iddianamede Savcılık   “Birden Ziyade Kimseyi Öldürmek” suçlamasıyla şüpheliler Emekli Tuğgeneral Mete Sayar, 2. Komando Tabur Komutanlığından Tansel Erok, Yüzbaşı Murat Ali Yıldız, Teğmen  Serdar Tekin, Emekli Albay Hasan Basri Vural ve Üsteğmen İbrahim Kıraç’ın ayrı ayrı  ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile  cezalandırılmalarını iddia ve talep etti. Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul etti ve davayı açtı. Ancak “kamu güvenliği” gerekçe gösterilerek dava  Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesine nakledildi.

 Mahkemede verdikleri ifadelerde,  olay sırasında Görümlü Taburunda zorunlu askerlik yapan tanıklar olayı tüm detaylarıyla anlattılar. Köylülerin gözaltına alınması emrini verenleri, onları gözaltına alanları, öldürülmeleri için emir verenleri ve kurşuna dizenleri isim isim söylediler.Taburda köylülere yapılan ağır işkenceyi detaylarıyla anlattılar.Ayrıca  çok sayıda köylü de olayın nasıl gerçekleştiğine dair ifade verdi.

 Ankara 9. Ağır Ceza Mahkemesi 3 Temmuz 2015 tarihli karar duruşmasında tüm delillere ve tanıklara rağmen General Mete Sayar ve diğer rütbeliler hakkında beraat kararı verdi.

AİHM’in 14 Nisan 2014 tarihinde  altı köylünün  yaşam hakkının esas ve usul bakımından ihlal edildiğine dair oy birliği ile mahkumiyet kararı verdiği bu dava da  iç hukukta cezasızlıkla sonuçlanma tehlikesi altında.

796.haftamızda; Yargıtay aşamasında olan Görümlü Davası’nda Yargıtay’ı;  yargılama faaliyetinin, hukuk devleti gereklerine uygun biçimde gerçekleşmesini sağlama görevini yerine getirmeye, suçları sabit sanıkların cezalandırılması yönünde karar vermeye çağırıyoruz.

Şemdin Cülaz, Mehmet Salih Demirhan, Halit Özdemir , İbrahim Akıl, Hamdo ve Hikmet Şimşek için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz! 97 haftadır hukuksuz bir biçimde bize kapatılan kayıplarımızla buluşma mekânımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz."