Ayşenur Şimşek’i unutmadık.
Ailelerin ve toplumun gözaltında kaybedilenlerin akıbetlerini bilme hakkı doğrultusunda, kamuoyu yaratma ısrarımızı sürdürüyoruz.
879 haftadır ısrarla tekrarlıyoruz: Toplumu ayakta tutacak olan ortak adalet duygusunun sağlanabilmesi ancak herkesin hukuk düzeni içinde özgürce var olabildiği, taleplerini özgürce gündeme getirdiği bir Türkiye ile mümkündür.
Toplumun sorunlarını demokratik yöntemlerle çözmek yerine “rejim krizine” dönüştüren çözümsüzlük ikliminde; adalet, hukukun üstünlüğü ve demokrasi talebimizde ısrar ediyoruz.
879. haftamızda 27 yıldır çözümsüz bırakılan Ayşenur Şimşek dosyasını bir kez daha hatırlıyor, hatırlatıyoruz.
27 yaşındaki Ayşenur Şimşek Ankara’da yaşıyordu. 1990 yılında Hacettepe Eczacılık Fakültesi’nden mezun olduktan sonra eczacı olarak çalışmaya başladı. 1991 yılından itibaren de sağlık emekçilerinin örgütlenmesi çalışmalarının içinde yer aldı ve Sağlık -Sen Ankara Şubesi Kurucu Başkanı oldu.
Yürüttüğü çalışmalar sırasında iki kez gözaltına alındı, ağır işkence gördü. Ailesini defalarca telefonla arayan kişiler “Bu işleri bırakmazsa sonu kötü olur” diye tehdit etti. Hakkında yakalama kararı çıkarılan Ayşenur Şimşek’in karakola çağrılan babasına ‘kızınız teslim olsun yoksa onun için hiç iyi olmaz’ denildi. Bu yüzden eve gelemeyen Ayşenur, ailesi ile düzenli olarak haberleşmeyi sürdürdü. 24 Ocak 1995 tarihinden sonra Ayşenur ile bağlantı kesildi.
Bunun üzerine emniyete, savcılığa ve İçişleri Bakanlığı'na başvuran aileye “Kızınız gözaltına alınmamıştır.” denildi. Tüm yasal girişimleri sonuçsuz kalan aile, 21 Mart 1995 tarihinde yaptıkları basın açıklaması ile arama kampanyası başlattıklarını duyurdu. Kampanya devam ederken Milliyet Gazetesi’nde bir haber yayınlandı. Kırıkkale Yolu üzerinde bulunan genç bir kadının cansız bedeninden söz eden bu haber üzerine Ayşenur’un izine ulaşıldı.
79 gün boyunca devletin ilgili tüm kurumlarına başvurmasına rağmen sonuç alamayan aile, kızlarının üç hafta boyunca morgda bekletildikten sonra “kimliği meçhul kişi” olarak Kırıkkale Kimsesizler Mezarlığı’na defnedildiğini öğrendi.
Bu güne kadar Ayşenur Şimşek’in gözaltında kaybedilmesi ve işkenceyle öldürülmesi ile ilgili etkin bir soruşturma yürütülmedi. Bu insanlığa karşı suçun failleri 27 yıldır cezasızlık zırhıyla korundu.
879. haftamızda iktidara ve yargı makamlarına sesleniyoruz: İnkar ve cezasızlık politikalarına son verin. Ayşenur Şimşek’in kimler tarafından, kimlerin aldığı kararlar kapsamında, nasıl kaybedildiğini, nasıl katledildiğini öğrenmeye hakkımız var. Bu insanlığa karşı suçun tüm fail ve sorumlularını açığa çıkarma ve cezalandırma görevinizi yerine getirin.
Kaç yıl geçerse geçsin Ayşenur Şimşek için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 180 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz.
Cumartesi Anneleri
İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi
Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon
|