Gündem
BBC Türkçe

Cuma namazı çıkışı sorduk: 'İslam güncellenmeli mi?' tartışması için ne diyorsunuz?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'İslam'ın güncellenmesi gerektiğini' söylemesi tartışma yarattı. Ankara Ulus'taki Melike Hatun Camii'de kılınan Cuma namazına gelenlere sorduk: "İslam'da kadına şiddetin yeri nedir?", "İslam, dönemin koşullarına göre güncellenmeli

29 Nisan 2018 20:30

"Din adamı diye ortaya çıkıp kadınla ilgili dinde yeri olmayan içtihatlarda bulunuyorlar. Çünkü İslamın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. İslamın hükümlerinin güncellenmesi vardır. Siz İslamı 14-15 asır öncesi hükümleriyle kalkıp da bugün uygulayamazsınız."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü programında yaptığı konuşmasında bu ifadeleri kullandı.

Eleştirdiği kişilerin 'kendilerinin reklamını yapmak için kadınlara ve İslam'a haksızlık yaptığını' söyleyen Erdoğan, Cuma günü de Perşembe günkü açıklamalarına değindi ve şunları şöyledi:

"Biz dinde reform aramıyoruz. Haddimize mi? Ama çıkıp da kadınlarla ilgili, yaşlılarla ilgili konuşmaların İslam'a getirdiği lekeyi görmezden gelemeyiz. Türkiye'de din eğitim ve öğretiminin sağlıklı bir temel üzerinde yaygınlaştırılmasına ihtiyaç var."

Cumhurbaşkanı'nın işaret ettiği kişiler arasında, kadın ve çocuklar hakkında açıklamalarıyla rahatsızlık yaratan Sosyal Doku Vakfı Başkanı Nurettin Yıldız da var.

Yıldız; "6 yaşında çocukla evlenilebilir", "Asansörde halvet yaşanabilir", "Allah kadına 'Vur' dediyse vardır bir hikmet" demiş ve kadınlara 'erkeklerden dayak yedikleri için şükretmeleri' tavsiyesinde bulunmuştu.

Bu sözlerin ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Yılmaz hakkında kadınlara yönelik açıklamaları nedeniyle "halkı kin ve düşmanlığa tahrik" suçundan soruşturma başlattı. Yıldız'ın açıklamalarına hükümet kanadından da tepki geldi.

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, Yıldız'ın sözleriyle ilgili "Tasvip edilir hiçbir yanı, yönü ve mazereti bulunmayan kadına yönelik şiddet merkezli eylem ve söylemin, rahmen ve esenlik dini olan İslam'da referans bulması asla mümkün değildir" dedi.

Başbakan Binali Yıldırım da Cuma günü Yıldız ile ilgili olarak "Deli saçması şeyler bunlar. Kadın ile erkek yan yana gelince burada tehlike oluşuyor diyenlerden endişe etmek gerekiyor. Kabul edilemez" ifadelerini kullandı.

Ankara Ulus'taki Melike Hatun Camii'de kılınan Cuma namazından çıkan iki esnaf Celal Sarıkaya ve Mehmet Erdoğan ile konuşuyoruz. Erdoğan ve Sarıkaya, Cumhurbaşkanı'nın açıklamalarını onaylamıyor.

Mehmet Erdoğan'a göre, Yıldız'ın söylediklerinin Kur'an'da karşılığı var:

"Ben Cumhurbaşkanı'nın söylediklerine katılmıyorum ve öyle konuşmasına üzüldüm. İslamın emri Kur'andır ama biz bunu yaşamıyoruz. Bu cami doluyor ya, aslında hep tiyatro oynuyoruz.

"Yıldız'ın söylediği İslam'ın hükmüne göre doğru ama günümüz şartlarına göre doğru değil. O bir ilim adamı, Kur'an'ı ezbere okuyan insan.

"Kur'an, 'Gerekirse kadını dövebilirsiniz' diyor. Keşke şu an bir hocaya sorsak, o da aynısını söyler. Kur'an gerekirse döv, dayaktan da anlamıyorsa yatağını ayır diyor."

Celal Sarıkaya da arkadaşını destekliyor ve, "İyi hanım kocasından sertlik görmez" diyor:

"Cumhurbaşkanı oy uğruna belki çizgiyi atabiliyor ama yanlış. Bu söyledikleri tabanda kesinlikle rahatsızlık yarattı ama kimse kendini takdim edemiyor. Çünkü OHAL var, şimdi belki polis gelse bize müdahale etmek zorunda kalacak."

Celal Sarıkaya ve Mehmet Erdoğan, Türkiye'de İslam'ın Kur'an'ın gerektirdiği gibi yaşanmadığını vurguluyor.

Mehmet Erdoğan kadınları kast ederek, "Namahrem diye bir şey kalmadı" diyor:

"Cenab-ı Hak âyet-i kerimesinde diyor ki, 'Bir baba, kızının topuğundan yukarısını göremez'. Şimdi Allah aşkına, Kırkpınar pehlivanı gibi değil miyiz? Bir kız pantolon giyiyor, daha dar olanları çıktı. Namahrem diye bir şey vardı, artık bitti. Bana kalırsa bu halimiz yanlış, edep diye bir şey var."

Celal Sarıkaya da onu destekliyor ve "İkili oynamamak lazım. Devlet büyüklerimizden en aşağıdaki kişiye kadar, ülkemiz ikili oynuyor" diyor.

Mehmet Erdoğan'a göre ise kadınların ekonomik özgürlüğünü kazanması aile kavramını giderek ortadan kaldırıyor:

"Kadınlara ekonomik özgürlük dedikleri şey var ya, bu aile kavramını bitirdi. Cenab-ı Hak âyet-i kerimesinde, "Benden sonra bir secde gerekseydi, kadın kocasına secde eder" diyor. Bunu bilecek kadın da yok şu an! 'Sen nasıl bir kadınsın, çalışıyorsun diye bana hareket ediyorsun' derken erkek bıçağa sarılıyor."

"Ona eşim diye hürmet edersen erkek de seni sever. 'Sen çalışıyorsan ben de çalışıyorum, kalk yemeğini kendin yap' dediklerinde orada anarşi başlıyor. Eskiden utanırdı insan karısını boşamaya. Şimdi iki ay sonra boşanıyorlar."

Cuma namazı sırasında caminin dışında eşlerini bekleyen kadınlar ise Erdoğan ve Sarıkaya ile aynı fikirde değil.

Ekonomik özgürlüğü olmayan kadınların şiddet görmelerine rağmen boşanamadıkları söyleyen Gülsüm Ayan, "Baştan söyleyeyim, Tayyipçiyim" diyerek söze giriyor:

"Bu kadar güzel yüce bir dinde bir kadına zarar verilmesinin tasvip edildiğini kesinlikle düşünmüyorum. Cumhurbaşkanımızın da söylediklerine katılıyorum, o dönemki hükümleri kesinlikle uygulayamayız, imkansız.

"Şartlar değişti, teknoloji gelişti. O yüzden sözlerini asla İslam'a karşı bir şey olarak algılamadım. Çünkü söylediklerinin arkasındaki niyet kadınları korumaktı."

Ayan ayrıca başörtülü bir kadın olarak eskisinden daha özgür bir Türkiye'de yaşadığını söylüyor:

"Her zaman Erdoğan'ı 'Ülkeyi İslam ülkesi haline getirmeye çalışıyor' diyerek karaladılar. Sosyalleşmek ve ileriye dönük bir şeyler yapmak istemiyor dediler ama bu yaptığı açıklamada ne kadar gelişmek istediğimizi göstermeye çalışıyor aslında.

"Yaşadığım şeylerden ders alarak kapanmayı seçtim ve hayatımda hiçbir değişiklik yok. İstediğim gibi giyinebiliyorum. Dinimi ve özgürlüğümü bu şekilde yaşıyorum ve kimse bana karışamıyor."

Nuray Yılmaz da Ayan'ı onaylıyor ve AKP hükümeti döneminde kadının 'daha ön plana çıktığını' savunuyor:

"Kadınlara en büyük desteği Tayyip Erdoğan'ın verdiği düşüncesindeyim. Başörtülü kadınlar onlar sayesinde devlet dairelerine girdi. Hastanelerde, adliyelerde hatta askeriye de bile başörtülü kadınlar var. Emine Hanım da okuma yazma seferberliği başlattı, bunlar çok güzel şeyler."

Yılmaz, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerini ise şöyle değerlendiriyor:

"Cahiliye devrinde kadınları diri diri gömerken İslam kadınlara sahip çıktı ve değer verdi. Şimdilerde kadına eskisi kadar değer verilmiyor ama bunun İslam'la bir ilgisi yok. Erkekler caydırıcı bir ceza almadığı için kadınlara şiddet uyguluyor, öldürüyor.

"Kadın haklarını korumamız lazım ve bunun için de evet, İslam'ın günümüze göre yorumlanması gerekiyor. İlk önce herkesin kafasına göre fetva vermesinin önüne geçilmeli.

"Cumhurbaşkanımızın yaptığı gibi, İslam dinin kadın üstünden alçaltan kişilerin susturulması lazım. Burada görev Diyanet İşleri Başkanlığı'na düşüyor."

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir