Dünya
BBC Türkçe

Covid-19: Salgın döneminde 50 kişi birlikte yaşamanın faydaları

Bir çiftlikte 50 kişi birlikte yaşayan tarım kolektifinin üyeleri, koronavirüs salgını döneminde yaşam biçimlerinin çok büyük faydasını gördüklerini anlatıyor

23 Aralık 2020 15:20

Bir çiftlikte 50 kişi birlikte yaşayan tarım kolektifinin üyeleri, koronavirüs salgını döneminde yaşam biçimlerinin çok büyük faydasını gördüklerini anlatıyor.

Grup 1974 yılında Suffolk bölgesinde 28 hektarlık bir arazinin içindeki çiftlikte ortak bir yaşam kurmuş.

Ama özellikle son zamanlarda kendilerine katılmak için başvuranların sayısında büyük bir artış olmuş.

Kolektiften 71 yaşındaki David Hodgson kriz döneminde ortak becerilerini paylaşarak birarada yaşamanın büyük bi şans olduğunu söylüyor.

"Grubumuz içindeki farklı beceriler hepimizin işine yarıyor" diyen Hodgson, "dikkatli ve uyanık" davranmak ve hep birlikte çalışmak suretiyle topluluğun şu ana kadar Covid'den kaçınmayı başardığını da ekliyor.

Tarım kolektifinde 99 yaşında bir kişi de dahil koronavirüs karşısında daha korumasız bir çok kişi de yaşıyor.

Kendilerini izole ettiler

Kolektif, salgının duyulmasıyla birlikte Mart ayı başlarından itibaren, daha hükümet herhangi bir tedbir açıklamadan haftalar önce, kendi önlemlerini almış.

Düzenli olarak bir araya gelen grup, önlemleri ve ihtiyaçlarını sürekli gözden geçiriyor, güncelliyor.

Şarkı söyleme, yoga ve felsefe gibi daha önce çiftlik dışından insanların da katılımına açık olan çalışma gruplarının faaliyetlerinin durdurulması ilk önlemler arasında.

Ayrıca ilk aşamadan itibaren kendi aralarında çok sıkı bir dönüşümlü temizlik nöbet çizelgesi oluşturmuşlar.

Geniş bir alanları olduğu için sosyal mesafelenmenin görece kolay başarıldığını ve kendine yeterli, sürdürülebilir bir yaşam biçimine sahip olmanın karantinaya çok uygun olduğunu anlatıyorlar.

Salgın sırasında kolektife katılmak için başvuruda bulunanların sayısı daha önceki döneme göre yüzde 300 artış göstermiş.

Nasıl bir yaşam düzeni var?

Üyeler çiftliğe, bir hisse satın alarak ve yıllık bir aidat ödeyerek katılıyor.

Çoğunun çiftlik dışında, dış dünyada sürdürdüğü yarı-zamanlı işleri var fakat bütün yetişkinlerin haftada 15 saat ev ve arazideki ortak işlere katılması bekleniyor.

Koyun ve domuz besliyor, meyve, sebze ve ekmek yapabilmek için buğday yetiştiriyor, kendi ineklerinin sütünden tereyağ, peynir ve yoğurt yapıyorlar.

Çiftlik ayrıca elektriğini de kendisi üretiyor ve ısıtmasını da kendisi sağlıyor.

İlkbahar aylarında ülke çapında ilk karantina ilan edildiğinde, çiftlikte maske üretimi yapmaya başlıyor ve kendi tatlıcı dükkanlarını açıyorlar. Bir yandan da meditasyon saatleri koyuyor, sosyal mesafeli piknikler, kamplar ve danslı eğlenceler tertipliyorlar.

David o ilk önlemler döneminde tuttuğu elektronik günceye "Eğer yakın köydeki dükkan ya da eczaneden bir şey gerekiyorsa sosyal medya üzerinden iletiyoruz, birisi getiriyor"diye yazmış.

Yaz döneminde salgının yavaşlamasıyla birlikte ülke çapında önlemler gevşetilse de çiftlik halkı tedbirleri elden bırakmamış.

Eylül'e kadar yalnızca ciddi şekilde önlem almak koşuluyla topluluğa katılmayan isteyenlerin ya da az sayıda aile ve yakının ziyaretine izin veriliyor.

David "Bunu yapabilmek için bir kısım ağacın altındaki korunaklı bir alanı temizledik ve portatif bir tuvalet ve bir mutfak oluşturduk. Ziyaretçilerimiz burada kalabiliyordu" diyor.

Dışardan gelenler için kalma süresi üç geceyle sınırlanmış ve hiç bir zaman ana binaya girmeden ailelerin yakınlarını görmeleri sağlanmış.

Nasıl bir evde yaşıyorlar?

Çiftlik halkı, 100'den fazla odası, bir zamanlar Fransisken rahiplerinin yaşadığı bir manastır binası ve zamanında muhafızlar için inşa edilmiş bir kışlası da bulunan 16 yüzyıldan kalma bir malikanede yaşıyor.

1974 yılında 14 aile birlikte bu binaları ve çevresindeki araziyi satın alarak bu topluluğu kuruyor.

David, 1989'da topluluğa katılmadan önce mimar olarak çalıştığını anlatıyor. Burada iki çocuğunu yetiştirirken, para kazanmak için de haftada üç gün yakın çevrede tasarım öğretmeni olarak çalışıyor.

Erken bir yaşta da bütün zamanını meyve ve sebze bahçelerinde çalışmaya ayırmak için emekliye ayrılıyor.

Topluluğun dört gözle Noel'i kutlamayı beklediğini söyleyen David, o gün sosyal mesafeli bir yemek yeneceğini anlattı.

"Çocuklar Noel öncesi her gün düzenlenen eğlencelere katılıyorlar. Hazine avcılığından, kurabiye pişirmeye ya da ev süslemeleri yapmaya kadar bir çok faaliyet hazırladık" diyor.

Ama birliklerini korumaya devam edeceklerini ve Noel ve Yılbaşı kutlamaları döneminde de koronavirüse karşı tedbiri elden bırakmayacaklarını sözlerine ekliyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir