Yaşam

'Çocukları adli tıpta mahvettik'

Eski Adli Tıp Kurumu Başkanı Prof. Dr. Haluk İnce: Cinsel istismarının önlenmesi için bir şeyler yapılıyor ancak hep eksik kalıyor

02 Kasım 2013 10:46

Eski Adli Tıp Kurumu Başkanı Prof. Dr. Haluk İnce, barkovizyona 14 yaşındaki B.Ç.’ye cinsel tacizde bulunan Hüseyin Üzmez’le ilgili haberi yansıtarak yaptığı konuşmada, “Bu kız çocuğu iki kez Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Hep birlikte çocuğu mahvettik. Çocuk mağduriyetinde bir an önce çözüm bulunmalı” dedi.

Hürriyet'ten Fevzi Kızılkoyun'un haberine göre, Polis Akademisi Başkanlığı Suç Araştırma Merkezi’nin (SAMER) Antalya’da düzenlediği “5. Uluslararası Risk Altında ve Koruması Gereken Çocuklar Sempozyumu”na 30 ülkeden 400 kişi katıldı. Bu yılki ana temasının “Şiddet ve Çocuk: Toplumsal Şiddettin Cenderesinde Çocuklar” olarak ele alındığı sempozyumda, katılımcılar çocuk istismarının kanunlarla değil, toplumsal çalışmayla önlenebileceği görüşü üzerinde durdu. Sempozyumda konuşana eski Adli Tıp Kurumu Başkanı Prof. Dr. Haluk İnce, barkovizyonda Vakit Gazetesi Yazarı Hüseyin Üzmez’in 14 yaşındaki B.Ç.’ye cinsel istismarda bulunmasıyla ilgili haber kupürünü göstererek, şunları söyledi:

 

'14 yaşında travma yaşattık'

 

 

“Bu kız çocuğu iki kez Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. Hep birlikte çocuğu mahvettik, hasta ettik, daha kötü yaptık. Büyük bir travma yaşayan kız çocuğun ruh sağlığını daha da bozacak şekilde Adli Tıp Kurumu’na gönderip tekrar tekrar aynı acıları, yaşadığı travmatik olayları yaşamasına neden olduk. Adli Tıp Kurumu’na gelmeden  sorunları çözmek gerekir. Koruyucu ve önleyici tedbirler almak gerekli.”

 

'Acılar önlenebilir'

 

Cinsel istismarının önlenmesi için bir şeyler yapılıyor ancak hep eksik kalıyor. Kanun çıkartılıyor, polislik önlemler alınıyor, pedagog, psikiyatristler görev almaya başlıyor ancak yeterli olmuyor. Herkes kendi alanıyla ilgili çalışma yürütüyor. Böyle bağımsız olunca da sonuç alınmıyor. Önemli olan topyekûn, hep birlikte çalışma yürütebilmek. Ortak veri bankası oluşturup tüm kurumların aynı anda bilgi sahibi olmasını sağlamak. Böylece istismara uğrayan çocuk birçok yere gönderilerek aynı acıları yaşamasının önüne geçilebilir.Cinsel istismar ve şiddete maruz kalma riski olan çocuklar, onlar için risk oluşturan ebeveyn ve ailelerin takibi yapılması gerek. Bölge çalışması yapılması lazım. Burada en büyük görev öğretmenlere düşüyor. Hatta muhtarlara. Bu nedenle muhtarınızı bile seçerken dikkat etmek gerek. Öğretmen okulda, muhtar mahallede gözlem yaparak olumsuz bir durum yaşamadan önce gerekli yerlere ulaşabilir. Şimdi çocuk cinsel istismara uğramış, arada yıllar geçmiş, yargılama uzun sürmüş ve çocuğun mağduriyeti devam etmiş.”

 

‘Gel başından geçenleri anlat’

 

 

“Ardından evlenip hayata tutunmaya çalışırken tekrar çağırıyoruz, ‘Gel başından geçenleri anlat’ diye. Tekrar aynı travmatik durumu yaşatıyoruz. Adli Tıp Kurumu’na bu şekilde gelen bir kız çocuğu ‘Yeter rahat bırakın, yakamdan düşün’ diye haklı olarak isyan ediyor. Çocuk mağduriyeti durumunda bir an önce çözüm bulunmalı, yargılama tamamlanmalı. Olay adli tıp kurumlarına gelmeden çözülmelidir. Çünkü buralarda çocuklara ikinci bir travma yaşatıyoruz.”

 

Üzmez olayı

 

Bursa 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Eylül 2009’daki karar duruşmasında Hüseyin Üzmez hakkında, “cinsel istismar” ve “küçük yaştaki çocuğun ruh sağlığını bozma” suçlarından 13 yıl 1 ay 15 gün hapis, “hürriyeti tahdit” suçundan ise beraat vermişti. Yargıtay 5. Ceza Dairesi, itiraz üzerine yeniden yargılanma yapılmasına hükmetmişti.  Üzmez, 9 Mart 2011’deki karar duruşmasında,  “cinsel istismar ve küçük yaştaki çocuğun ruh sağlığını bozma” suçundan aynı cezaya çarptırılmış, “hürriyeti tahdit”ten ise yine beraat etmişti. Üzmez, bu kararla tahliye edilmişti. Yargıtay 14. Ceza Dairesi, Üzmez’e, “cinsel istismar” ve “küçük yaştaki çocuğun ruh sağlığını bozma” suçlarından verilen 13 yıl 1 ay 15 günlük hapis cezasını onamış, “hürriyeti tahdit” suçundan yargılanmasına hükmetmişti. Onamanın ardından Üzmez, Temmuz 2012’de yeniden cezaevine gönderilmişti.