Yaşam

Çipli kimlik kartında gizli din hanesine tepki: Laikliğe aykırı

Anayasa Mahkemesi eski raportörü Aydın: Yeni kimlik kartının yongasında gizlenen ve yalnızca görevlilerce görülebilen din hanesi, laiklik ilkesi gereği kaldırılmalıdır

24 Mart 2017 01:43

Tüm Türkiye'de dağıtımına başlanan çipli kimlik kartlarına yönelik ilk itiraz İçişleri Bakanlığına iletildi. Anayasa Mahkemesi eski raportörlerinden, Hukukta Sol Tavır Derneği Başkanı Ali Rıza Aydın, İçişleri Bakanlığına başvurarak, "Yeni kimlik kartının yongasında gizlenen ve yalnızca görevlilerce görülebilen din hanesi, laiklik ilkesi gereği kaldırılmalıdır" dedi.

Türkiye genelinde yurttaşlara dağıtılmaya başlanan yeni kimlik kartlarına ilişkin ilk itiraz İçişleri Bakanlığına iletildi. Anayasa Mahkemesi emekli raportörlerinden, Hukukta Sol Tavır Derneği Başkanı Ali Rıza Aydın, avukatı Başak Aydın Tantürkü aracılığıyla İçişleri Bakanlığı Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğüne başvurarak, çipli kimlik kartlarının yongasında gizlenen ve yalnızca görevliler tarafından görülebilen din hanesinin laiklik ilkesine aykırı olduğunu belirtip kaldırılmasını talep etti.

İşte o itiraz dilekçesi

soL'un haberine göre, Ali Rıza Aydın'ın avukatı Başak Aydın Tantürkü'nün yazıp sunduğu başvuru dilekçesinde şu ifadeler yer aldı:

Çankaya İlçe Nüfus Müdürlüğü tarafından hazırlanan, kimlik kartı müvekkilim Ali Rıza Aydın'a teslim edilmiştir.

Müvekkilin yeni kimlik kartı işlemi yapılırken, İlgili Nüfus Müdürlüğü’nün ekranında, önceki 'nüfus cüzdanı'nda boş olarak görünen 'dini' bölümü karşısında, dininin belirtmediğinin yazılı olduğu müvekkil tarafından görülmüştür. Görevlilerin ifadesi, yeni kimlik kartında bu alanın yonga içinde gizli olduğu ve doğrudan görülemeyeceği şeklinde olmuştur. Benzer açıklama, bilgi edinme hakkı kapsamında İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada da yer almış ve kamuoyuna yansımıştır.

Kart sahibi ve üçüncü kişiler tarafından gözle doğrudan görülmesi olanaksız olan bu alanın, yasal olarak tanımı bile yapılmayan görevliler olan ikinci kişiler tarafından bir düzenekle görülmesi olanaklıdır.

Anayasa’nın 24. maddesindeki, kimsenin 'dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamayacağı' hükmü hiçbir istisna, sınırlama, kayıt ve koşula bağlanmamıştır. Bu hüküm, farklı inançlara sahip olanlar ya da inanmayanlar karşısında yalnızca üçüncü kişilerin değil, devletin de yansızlığı için dinsel inanca dayalı her türlü ayrım biçimlerinin ortadan kaldırılmasını gerektirir. Yonga içinde gizlenen bilgiler de bu gereğe dahildir. Din hanesini boş bırakma ya da yonga içinde gizleme, dinsel inancı ve inançsızlığı ortaya koyma anlamına gelir ki bu da 24. madde kapsamında yasaktır. 
İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi (İHAM), İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne (İHAS) dayanarak kimlikte din hanesini insan haklarına, din ve vicdan özgürlüğüne aykırı bulmuş, kimlikte din hanesi olmaması gerektiğini karar altına almıştır. Avrupa Konseyi de kimlikte din hanesinin kaldırılması için Türkiye’ye uyarı mektubu yazmıştır.

İHAM’a göre, düşünce, din ve vicdan özgürlüğü, bir dine bağlı olsun, olmasın ya da dinsel görevleri uygulasın, uygulamasın herkes için geçerlidir. Kimlik, bir dini, dinsel inancı ya da inanmamayı açığa vurmak için araç değildir, olamaz.

Kimlik, yasal zorunluluğu olan ve vatandaşlığı gösteren bir belgedir; dinsel inanç ya da düşünceleri kimlikle açığa vurmaya zorlama, özgürlüğün özüne dokunur; ayrımcı davranışlara yol açar. Kimlikte din hanesinin bulunması, kişinin isteği dışında dinsel durumunun açıklanmasına neden olur. Din hanesinin boş bırakılması dahi kamu otoriteleri karşısında ayırt edici bir özelliğe sahip olacaktır. Din hanesinin boş ya da dolu olması talebi, başlı başına bireylerin dinsel inanca karşı tutumlarının açıklanması; bu talebin yazılı yapılması da beyan belgesidir.

Kamusal mercilerden bir istemde bulunulurken din hanesinin dolu ya da boş olmasının, istemin kabul ya da reddi hususunda etkili olduğu yönünde yaygın tereddütler doğurabileceği, dolayısıyla dinin olumlu ya da olumsuz referans olma olasılığı taşıyacağı gözden uzak tutulmamalıdır.

Din hanesinin gizli yongada olması halinde de aynı gerekçeler ve ihlal söz konusudur. Gizli de olsa din hanesi hem aile kütüğünde hem de kimlik kartında durmaktadır. Kütükte, yetkili kamu görevlileri tarafından, kimlikte de bir düzenekle okuma yetkisi olanlar tarafından okunabilecektir. Devlet ayrımcılık yapmaz. Devletin, bireyin vicdanıyla ilgili olan inançların ya da inançsızlığın dışavurumunda takdir hakkı yoktur.

Din hanesinin iç hukukta yasa ile konulmuş olması, bu hanenin dolu/boş ya da gizli olması ihlali değiştirmez. Anayasa’nın 90. maddesinin son fıkrasının son tümcesine göre, usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası anlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda uluslararası anlaşma hükümleri esas alınacağından, din hanesi konusunda, Türkiye’deki Nüfus Hizmetleri Kanunu’nun değil İHAS hükümlerinin esas alınması gerekir. İsteğe bağlılık, kimlik kartında “din hanesi olmama” koşulunun karşılığı değildir. İHAM, kimlikte dine ayrılan hanenin iptal edilmesi gereğini açık olarak karar altına almıştır.

Yukardaki nedenlerle, Çankaya İlçe Nüfus Müdürlüğü tarafından hazırlanarak gönderilen T.C. Kimlik Kartının, yongasında gizli olarak yer alan din hanesinin tümüyle çıkarılarak hukuka aykırılığın giderilmesinden sonra yeniden düzenlenerek tarafımıza gönderilmesi için gereği arz olunur.

 

Ali Rıza Aydın: Kimlik kartında din hanesi hiçbir biçimde olmamalı

 

Konuyla ilgili soL'a konuşan Ali Rıza Aydın, "Anayasanın laiklik ilkesi gereği, kimlikte din hanesi olmaması gerektiği konusunu sürekli savunuyoruz. AİHM de bu yönde bir karar verdi. Türkiye bu kararı uygulamak yerine, önce nüfus cüzdanlarındaki din hanesini boş bırakma hakkı tanımıştı, şimdi de yeni kimlik kartlarında din hanesini yonganın içine gizledi. Ancak bunu ilgililer ve kamu görevlileri görme olanağına sahip. Dolayısıyla da laiklik ilkesinin temel kuralı yerine getirilmemiş oluyor. Anayasanın 90. maddesini de göz önünde bulundurarak, Türkiye Cumhuriyeti kanunları yerine AİHS'nin kullanılması gerektiği görüşüyle Bakanlığa başvurduk. Bakanlık anayasa gereği, talebimizi yerine getirmek durumunda. Ancak getirmezse yargı yoluna başvuracağız" dedi.

 

"Bakanlığın talebimize olumlu yanıt vereceğini tahmin etmiyorum"

 

İçişleri Bakanlığının bu talebe nasıl bir yanıt vereceğini tahmin ettiklerini ifade eden Aydın, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bugünün Türkiyesinde ilgili yasayı hazırlayan ve yeni kimlik kartlarını bu hale getiren Bakanlığın, talebimizi yerine getirmesini beklemek hayal olur. Ancak usulü ve prosedürü yerine getirmek için, aynı zamanda Bakanlığı uyarmak için başvurduk. Bakanlığın olumlu yanıt vereceğini tahmin etmiyorum. Dolayısıyla yargı yolunu kullanacağız. İdare mahkemesine başvuracağız. Tüm iç hukuk yollarını kullanacağız."