Ekonomi
Deutsche Welle

Çin'in gözü Alman şirketlerinde

Çinlilerin Almanya’daki sermaye yatırımları rekor düzeye çıktı. Çin Almanya’nın yardımıyla kısa zamanda ileri teknoloji ülkesi olmayı hedefliyor.

13 Haziran 2016 22:18


Danışmanlık şirketi Ernst&Young'un (EY) Çin departmanında çalışan Yi Sun ‘sabahtan akşama kadar Çinliler için çalıştıklarını' söylüyor. Mali denetçiler, analistler ve danışmanlar yatırımcının satın almak istediği şirketi ‘target' (hedef) olarak adlandırıyorlar. EY danışmanlık şirketi de Çinli ve Alman yatırımcı için bütün dünyada satın alabileceği şirket arıyor. Aslen Çinli olan Yi Sun, Çin şirketlerinin dış ülkelerdeki şirketleri satın alma konusunda tecrübe kazandıklarını ve profesyonelleştiklerini anlatıyor.

Çin dışındaki pazarların ülke ekonomisinin büyümesine katkıda bulunması hedefleniyor. Çin'in yıllık büyüme hızı yüzde 6'yla, Avrupa ülkelerinin hayal bile edemedikleri oranlarda seyrediyor. Çin şirketleri bu yılın ilk dört ayında Almanya'daki 12 işletmeye 3,2 milyar dolarlık teklif verdi. Bu rakam son beş yılın toplamına tekabül ediyor. Uzmanlarca, bu yıl el değiştirerek Çinlilere satılacak olan Alman işletmelerinin toplam değerinin bir önceki yılın on katına ulaşacağı tahmin ediliyor.

Satın alma turu

Çin'deki özel ve kamu işletmeleri para içinde yüzüyor. 20'nci yüzyılın ilk on yılında kalkınma halindeki ülkeler üzerinde yoğunlaşan Çin yatırım sermayesi artık artan bir şekilde sanayi ülkelerine akıyor. Çin sermayesinin gözüne kestirdiği Avrupa ülkelerinin başında Almanya geliyor. Sanayi sektörünün branşında uzmanlaşmış birimlerini gözüne kestiren Çin şirketleri küreselleşmeyi dünyaca tanınmış Alman markalarının yardımıyla başarmayı umuyor.

Devlet yönlendiriyor

Bu şirketlerin arasında beton pompası imalatçılarından atık geri dönüşüm tesisi ihraç eden şirketlere geniş bir yelpazede faaliyet gösteren işletmeler bulunuyor. Son olarak bir Çin şirketi dünyaca ünlü Alman sanayi robotu imalatçısı Kuka'daki sermaye payını yüzde 10'dan yüzde 30'a çıkarmak için 4,5 milyar euroluk teklif verdi.

Çin şirketlerinin bütün dünyada büyüme stratejisi devlet tarafından destekleniyor. Başbakan Li Keqiang parlamentodaki bir konuşmasında ‘uluslararası rekabet gücü yüksek şirketleri satın alarak ileri teknolojide önder ülke konumuna gelmeyi planladıklarını' söylemişti. Çin otomasyon, çevre teknolojisi, otomotivcilik ve uçak sanayisi ile komünikasyon teknolojilerinde dünya lideri olmayı hedefliyor.

Uzakdoğu sermayesinden duyulan korku

EY danışmanlık şirketinden Yi Sun teknik standart açısından Alman şirketlerine öncelik verildiğini, Almanların çalışkanlığının, sözlerinde durmalarının, iyi İngilizce konuşmalarının ve diğer Avrupa ülkelerine kıyasla daha az grev yapmalarının Almanya'yı Çin şirketlerinin bir numaralı hedefi haline getirdiğini söylüyor.

Çinlilerin Almanya'daki yatırımları arttıkça, üretim tesislerinin yurt dışına taşınması, işsizlik ve patent hırsızlığı gibi endişeler de büyüyor. Sanayi robotları imal eden Kuka şirketine yapılan sermaye artırımı teklifi Ekonomi Bakanı Sigmar Gabriel'i de alarma geçirmiş ve Gabriel, “Kuka satılacaksa bir Avrupa ya da Alman şirketine satılsın” demişti. Ekonomi Bakanı Çin'in Alman ileri teknoloji şirketlerine gösterdiği ilginin ‘endişe yaratıcı boyutta olmasa da dikkat çekici olduğunu' belirtmişti.

Yi Sun endişeleri dağıtmaya çalışıyor ve şimdiye kadar satın alınan şirketlerin Çin'e taşınmadığını, kapatılan fabrikanın yerine Çin'de yenisini yapma döneminin kapandığını söylüyor. Yi Sun, Çin şirketlerinin satın aldıkları yabancı işletmelerin tecrübeli elemanlarını kaybetmemeye özen gösterdiğini de sözlerine ekliyor. Alman danışmanlık şirketi Mergers&Acquisitions'un uzmanlarından Kai Lucks Çin şirketlerinin 180 derecelik dönüş yaptığını ve artık sadece ihracat için değil, aynı zamanda Çin pazarında da başarılı olacak yabancı şirketleri tercih ettiğini söylüyor.

Devlet işletmelerinin taarruzu

Ancak Lucks yabancı şirketlerin büyük çoğunluğunun Çin kamu kuruluşları tarafından satın alınmasının devletin piyasa hâkimiyetini arttırma amaçlı olabileceğini belirtiyor. Nitekim devlet sermayeli ChemChina şirketi tarım ilaçları devlerinden Syngenta'yı satın alabilmek için 43 milyar doları gözden çıkardığını duyurmuştu.

Özel şirketlerin de geniş çaplı büyüme stratejisi izlediğini belirten Yi Sun ise Çin sermayesinin Almanya ile ilgili büyük planları olduğunu ve birçok ünlü Alman şirketinin bu yıl Çinlilere satılacağını söylüyor. Alman siyaset ve iş dünyasına en kısa zamanda Çin sermayesine alışmaktan başka çare kalmıyor.

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştirDeutsche Welle