BBC’nin Çin muhabiri Stephen McDonell, normalde partinin ‘kirli çamaşırlarını’ kamunun gözü önüne fırlatmadığını, bu olayın bilinçli bir şekilde yapılması takdirinde geleneklerden uzaklaşılmış olduğunu söylüyor.
Daha kolektif bir parti yönetimi vardı
Hu, Çin’i yönettiği yıllarda Şi’den çok daha farklı bir politika izlemişti.
Daha kolektif ve dengeli bir parti yönetimi ile dünyaya açık bir Çin’e liderlik etmişti.
Şi ise kendisinin daha merkezde olduğu bir yönetim izliyor.
Çin Komünist Parti’nin bu yıl düzenlenen 20. Kongresi’yle Şi, ülkenin Mao Zedong’dan sonraki en güçlü lideri olarak üçüncü dönemine başlayacak.
Şi, Çin’in liderlerine geçmiş yıllarda konan iki dönem kuralını kaldırma yönünde adım attığı için ömrünün sonuna dek ülkenin lideri olarak kalabilir.
Şi’nin 2012’de iktidara gelmesinden bu yana Çin daha otoriter bir ülkeye dönüşmekle eleştiriliyor.
Muhalefetin, eleştiri yapanların, nüfuzlu milyarderler ve şirketlerin üzerindeki baskı şiddetlendi.
Bazıları Şi’yi "Mao’dan bu yana en otoriter lider" olarak tanımladı.
Şi, bu yıl düzenlenen kongreyi ise kendisinden ekonomik ve sosyal olarak farklı düşünen isimleri ayıklamak için kullandı.
205 kişilik merkezi yönetime bu sefer ekonomik olarak daha liberal olan, Hu ile benzer bir yönetim anlayışına sahip Li Keqiang ya da Wang Yang alınmadı.