Politika

ÇİÇEK: HESABI BEN VERİYORSAM, SON SÖZÜ DE BEN SÖYLERİM GÖLBAŞI (A.A)

09 Ağustos 2010 23:02

-ÇİÇEK: HESABI BEN VERİYORSAM, SON SÖZÜ DE BEN SÖYLERİM GÖLBAŞI (A.A) - 09.08.2010 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, ''Eğer her şeyin hesabını ben veriyorsam, son sözü de benim söylemem demokrasinin özünde vardır. Her şeyin hesabını sen ver, yeri gelince de sen ipe çekil. Ama her şeye de sen karar verme. Bu demokrasi olmaz'' dedi. Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde AK Parti İlçe Teşkilatı İstişare Toplantısı'nda konuşan Çiçek, her ülkenin hedefinin demokrasiyi kökleştirmek olduğunu ifade ederek, demokrasinin sadece sandıktan ibaret olmadığını kaydetti. ''Demokrasi eşittir belli aralıklarla sandığa gitmek diyorsak, sandığa gitmeyen üçüncü dünya ülkeleri dahil hiçbir ülke yok'' diyen Çiçek, her yerde belli aralıklarla sandık kurulduğunu hatta diktatörlüklerde bile sandığa gidildiğini anlattı. Halk oylamasının önemine de değinen Çiçek, ''Adına iş yaptığımız vatandaşa en önemli konularda fikrini sormak gibi bir geleneği Türkiye'ye yerleştirdiğimiz takdirde inanıyoruz ki bugün tartıştığımız pek çok konu aslında gündemden çıkacaktır. Mesela kaç günden beri Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısı... Sabah YAŞ ile kalktık akşam YAŞ ile yattık. Neticede bir işlemdir bu. Bu batıda da yapılır. Orada da genelkurmay başkanı, kuvvet komutanları ve asker vardır. Her ülkenin bir ordusu vardır. Ama siz İngiltere'de, Fransa'da veya Almanya'da günlerce süren bir tartışmaya hiçbir zaman şahit olmazsınız. Çünkü iş kendi rayında devam eder gider. Neden, çünkü orada demokrasi kökleşmiştir. Orada esas olan vatandaşın seçtiğinin öne çıkmasıdır. Vatandaşın seçtiği kişinin en yetkili olmasıdır. Eğer her şeyin hesabını ben veriyorsam, son sözü de benim söylemem demokrasinin özünde vardır. Her şeyin hesabını sen ver, yeri gelince de sen ipe çekil. Ama her şeye de sen karar verme. Bu demokrasi olmaz'' şeklinde konuştu. Çiçek, bir yerde gelişmiş bir demokrasi varsa ve gelişmiş bir demokrasi hedefleniyorsa, kimin yakasına vatandaş yapışıyorsa yetkinin onda olması gerektiğinin altını çizerek, ''Kim sorumlu tutuluyorsa son sözü onun söylemesi gerekir. Batı dediğimiz, çağdaş demokrasi dediğimiz ülkelerde olan da budur. Kimin yakasına yapışılıyorsa vatandaş ondan hesap sorar. Vatandaş da yetkiyi ona veriyor. Çok şükür Türkiye demokrasiyi tercih etti'' dedi. -''KAYMAKAMDAKİ YETKİ BİR BAKANDA YOK''- Türkiye'de bir demokrasi probleminin bulunduğunu ve bunun iyi görülmesi gerektiğini dile getiren Çiçek, şöyle devam etti: ''Siz birilerini seçiyorsunuz. Seçiyorsunuz ama bu seçtiğiniz insanların sizin adınıza hükmetmesi ve ülkeyi yönetebilmesi noktasında Türkiye'de bir temel sorun var. Zaman zaman bu gündeme geliyor. Biz demokrasiyi tercih ettik. Bunda da dış faktörlerin çok önemli rolü oldu. 1946'da seçimlere giderken çok da isteğimizle gitmedik. 'NATO üyesi olmak istiyoruz, öyle bir dünyada yer almak istiyoruz' dedik. Onlar diyor ki, 'Demokrasiyi getirmeniz lazım, bu halinizle bize giremezsiniz'. O zaman o şartların tesiriyle demokrasiyi tercih ettik. Demokrasinin sandık kısmını tercih ettik. Ama devlet yönetimi söz konusu olduğunda halen halkın seçtiklerine tam yetkili bir devlet yönetimi teslim etme noktasında Türkiye'nin çok ciddi açıkları var. Buna demokrasi açığı diyoruz, demokrasi açlığı diyoruz. Yeri geliyor ki bir genel müdürdeki yetki, seçtiğiniz insanlarda yok. Bir kaymakamdaki yetki bir bakanda yok. Belli kurumlar var ki, zaten oraya siyasetin ve siyasetçinin girmesi yasak. Niye Türkiye'de bu demokrasi açığı ve açlığı var?''  Çiçek, ''Türkiye'de 60 yıldır yapılan, bilinen ve bilinmeyen darbeler ve askeri müdahaleler ile zaman zaman demokrasiyi askıya almaların özünde yatanın, vatandaşın seçtiklerine güvensizlik'' olduğunu kaydetti. Halk oylamasının halka bir imkan olarak gelmesini istediklerini dile getiren Çiçek, yıllardır tartışılan konuları halka götürmek istediklerini anlattı. Çiçek, Türkiye'deki demokrasi açığının giderilmesi gerektiğine vurgu yaparak, 1982 Anayasası yapılırken bu anayasanın yapılış tarzına itirazların olduğunu hatırlattı. Çiçek, ''Bu Anayasa'yı değiştirmek neden mümkün olmuyor? Bu Anayasa sebebiyle önemli yetkileri ellerinde bulunduranlar ama halka hesap vermek gibi bir sorumluluğu olmayan kesimler, Anayasa değişikliğini kesinlikle istemiyorlar. İstemedikleri için de bazen siyasi bazen de hukuki binbir engelle bu değişiklik bugüne kadar yapılamadı. Bu Anayasa' ile Türkiye'nin bir yere varması kesinlikle mümkün değil'' diye konuştu. -''HUKUKİ KARAR VERİLECEĞİ YERDE SİYASİ KARAR VERİLİRSE''- Türkiye'nin bu Anayasa ile birçok hizmeti yapamaz hale geldiğini kaydeden Çiçek, yargı konusunun netleşmesi gerektiğini anlattı. Yargının siyasetin bir parçası haline gelmesi durumunda hukuki karar verileceği yerde siyasi karar verilirse bu durumda ülkenin yönetilemeyeceğini vurgulayan Çiçek, ''Böyle kararlar verilmedi mi? '367 kararı' nereden çıktı? Demokrasi sıkıntısı Türkiye'nin işlerini görülemez hale getirdi. 8 senede yaşadığımız sıkıntılar nedeniyle biz çok şeyi göğüsledik. Ama gelinen noktada Türkiye'nin Anayasa sorunu ve demokrasi sorunu hat safhaya çıkmıştır. Önünüze önemli bir değişiklik geliyor. Bu sadece AK Partinin sorunu değil'' dedi. Çiçek, Türkiye'nin şu anda birinci lig ülkesi haline geldiğini, bunun herkesin başarısı olduğunu ifade ederek, birinci lig ülkesinin oynayacağı sahanın toprak, tribünlerinin derme çatma olamayacağını anlattı. -''APO DAĞDAKİLERİ KULLANIYOR DAĞDAKİLER DE APO'YU''- Gündemdeki terör olayları üzerine de görüşlerini paylayan Cemil Çiçek, terörün 40 yıldır devletin ve Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantılarının bir numaralı konusu olduğunu ifade ederek, ''Apo dağdakileri kullanıyor dağdakiler de Apo'yu kullanıyor. Her ikisini de başkaları kullanıyor. Onların da kim olduğunu biliyoruz'' diye konuştu.