-Çiçek: 2012'nin sonunda anayasayı bitirmek istiyoruz ANKARA (A.A) - 24.11.2011 - TBMM Başkanı Cemil Çiçek, ''Biz 19 Ekim'de bir temel attık yeni bir anayasa noktasında... Her geçen gün bu temelde bazı yükselmelerin, bazı faaliyetlerin, bazı çalışmaların olması lazım. 2012'nin sonuna da biz bu inşaatı tabiri caizse bitirmek istiyoruz'' dedi. A Haber'deki canlı yayında soruları yanıtlayan Çiçek, ''Prof. Dr. Ergun Özbudun'un bir açıklaması oldu geçtiğimiz günlerde, anayasa çalışmalarıyla ilgili olarak... Özellikle Uzlaşma Komisyonuna yönelik sert bir eleştirisi var, 'ölü doğdu, 'oy birliği şartıyla yeni anayasa mümkün olamaz' diyor. Ne dersiniz Uzlaşma Komisyonu ölü mü doğdu'' şeklindeki soru üzerine, bu fikre katılmadığını söyledi. Çiçek, şöyle konuştu: ''Bizim Uzlaşma Komisyonu geleneğimizde görüş birliği içerisinde bu çalışmalar yapılmıştır. Biz bu geleneği sürdürüyoruz. Görüş birliği olmazsa... O zaman da başka tartışmalar olur. Yani kendi yönünden de başka şeyler olur. Diyelim ki orada iki parti anlaştı, diğer ikisi anlaşamadı, o zaman da 'diğer partiler dışlanmış olurdu' tartışması başlayacaktır. O zaman denilecektir ki, 'bu, Türkiye için yapılmış bir anayasa değil. A partisinin B partisinin anlaşıp yaptığı, kendileri için bir anayasadır, bizim anayasamız değil' diye pekala başka türlü kampanyalar, fikirler, itirazlar da ileri sürülebilirdi. Yani bu işte tek bir görüş yok. Başka türlü savunanlar da var. Biz şu ana kadar iyi götürüyoruz. Belli bir noktaya geldiğimizde diyelim ki partilerden biri çekildi, bu yeni bir durumdur, oturulur değerlendirilir. Ama şu ana kadar problemsiz bu işi götürmeye çalışıyoruz.'' Çiçek, Anayasa'nın 1 yıl içinde çıkarılacağına hala inanıp inanmadığının sorulması üzerine de ''İnanıyoruz, bunu hedefliyoruz'' karşılığını verdi. -''YSK, benzetmelerle bir kısım kararları alacak''- TBMM Başkanı Çiçek, cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2012'de mi yoksa 2014'te mi yapılacağı konusundaki tartışmaların sürdüğünün ifade edilmesi üzerine de ''Bir kanun tasarısı var. Geçtiğimiz dönemde cumhurbaşkanının seçimiyle ilgili usul ve esasları belirleyen bir yasa tasarısı gelmişti, kadük oldu. Hükümet onu tekrar yeniledi. Önümüzdeki günlerde bunu netleştirecek olan Meclis'tir. Meclis yapmadığı takdirde bunun kararını Yüksek Seçim Kurulu (YSK) verir. Doğru olanı, bu kararın, bu tarihin verilmesidir bu tasarıda...'' dedi. Cemil Çiçek, ''Geçmişteki bir takım olayların konuşulması çerçevesinde siz, 28 Şubat'a atıfta bulundunuz'' denilmesi üzerine de ''Bir konu birkaç kanaldan konuşulabilir. Tarihçiler kendileri yaparlar, Meclis Araştırma Komisyonu, bir de zaman aşımına uğramamış konularla ilgili de yargı bir soruşturma yapıyor. Her birinin varacağı sonuç farklı'' dedi. Çiçek, ''Sayın Turgut Özal'ın doğal olmayan yollardan vefatına dair sizde hiçbir şüphe uyandı mı'' sorusuna da ''Ben bu konuyla ilgili daha soruşturma başlamazdan evvel düşüncemi söyledim. Ama soruşturma başladığı andan itibaren, benim bir kuralım, ilkem var, herhangi bir konuda soruşturma başladıysa ben o konuda konuşmam'' karşılığını verdi. -"TBMM açıldığı andan itibaren iyi bir başlangıç yapılamadı"- TBMM'de son zamanlarda yaşanan gerginlikler hatırlatılarak, ''Meclis neden bu kadar gergin? Bu gerginliği önlemek için sizin bir girişiminiz olacak mı?'' sorusu üzerine Cemil Çiçek, yüz akıyla çıkılan 12 Haziran seçimlerinin ardından TBMM açıldığı andan itibaren iyi bir başlangıç yapılamadığını ifade etti. ''Biz her türlü sorunun çözüleceği, tartışılacağı, konuşulacağı en meşru mekanların başında TBMM'yi görüyoruz. Hele hele bu dönemle ilgili vatandaşımızın beklentisi çok yüksek, haklı olarak. Vatandaşımızın yüzde 95'i bu mecliste temsil ediliyor. Biz her türlü sorunu burada konuşacağız ama konuşacak bir ortamı da birlikte oluşturmamız lazım'' diyen Çiçek, iç tüzükte bunun kurallarının belirlendiğini söyledi. Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Herşeyi konuşacağız ama nezih ve temiz bir üslupla konuşacağız. Maalesef bu konuda sıkıntılar oluyor, sataşmalar vesaireler arka arkaya... Bu iç tüzük hükmüne çok uyulmadan konuşuluyor ki, birisi söz istiyor 'Bana sataştı' diyor. O cevap verdiğinde diğeri 'Sınırı aştı, bana sataştı', 'gruplara sataşıldı', 'partilere sataşıldı'... Saatler sataşma tartışmalarıyla geçiyor gidiyor. Arkasından fiili durumlar gündeme geldi. İyi bir görüntü vermedik, vermiyoruz. Meclis'in saygınlığına, itibarına gölge düşürecek davranışlardan hepimizin kaçınması lazım.'' -''Tutukluluk mahkumiyet, tahliye beraat değildir''- TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Mustafa Balbay'ın ''yargılanmanın işkenceye döndüğünü'' ifade ettiğinin hatırlatılması ve tutuklu milletvekillerinin durumunun sorulması üzerine, Balbay'ın savunma hakkı çerçevesinde ne söylemesi gerekiyorsa onu söyleyebileceğini, bunu da yargının değerlendireceğini belirtti. Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Burada tartışılan konu tutukluluk süresidir, tutukluluk süresinin uzadığı konusudur. Bizim de, belli bir olayla ilgili olmaksızın söylediğimiz şey hep şu; tutukluluk bir mahkumiyet değildir, bir tedbirdir. Tutukluluk mahkumiyet değilir, tahliye de beraat değildir. Tartışılan bunun uzadığı veya bu süre içerisinde davanın sonuçlandırılmadığıyla ilgili husustur. Biz de temenni ediyoruz ki bir an evvel bu davalar sonuçlansın. Davalar ne kadar erken sonuçlanırsa bu tartışmalar da ortadan kalkar. Davanın içeriğini ben bilemem, yargıç değilim.'' -Bedelli askerlik- Bedelli askerlik konusunda çıkan neticeyi vicdani açıdan uygun görüp görmediğinin sorulması üzerine de Çiçek, tasarının TBMM'ye geldiğini hatırlatarak, Milli Savunma Komisyonu'nda konunun görüşüleceğini ve bir çözüm bulunacağını söyledi. Bedelli askerlik konusunun geçmişte de gündeme geldiğini, Dolmabahçe Sarayı'nda açılan ''Dönemin Basınında Atatürk'' sergisinde yer alan 10 Kasım 1946 tarihli bir gazetede konuyla ilgili haber gördüğünü anlatan Çiçek, bunun sadece 2011'de tartışılan bir konu olmadığını bu haberin de ortaya koyduğunu ifade etti. Bugünkü tartışmanın ''bedelli olmasın'' diye değil, ''şöyle olsun, böyle olsun'' diye olduğunu kaydeden Çiçek, buna da TBMM'nin karar vereceğini vurguladı. Çiçek, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bedelli askerlik konusunun referanduma götürülmesiyle ilgili önerisinin hatırlatılması üzerine de, ''Referandum konusu, bizim bugüne kadar daha çok anayasa düzenlemeleriyle ilgili düşündüğümüz bir konudur. Bizde böyle bir gelenek yok. Şu anda bu bir siyasi tartışma'' dedi.