Politika

CHP'ye Obama taktiği önerisi

İngiliz İşçi Partisi Southampton milletvekili adayı Funda Pepperell, seçimlerde CHP'ye 'Obama yöntemi' önerdi

14 Şubat 2009 02:00

Sedat Peker'e yönelik 2004 yılında gerçekleştirilen 'Kelebek' operasyonu ile gözaltına alınan ve salıverilen  İngiliz İşçi Partisi Southampton Milletvekili Adayı Funda Pepperell, "Obama yöntemi sayesinde İngiltere'de milletvekili olacağım'' dedi. Pepperell, bu yöntemi İstanbul'da CHP'nin kullanması için tavsiyelerde de bulundu.

Obama yöntemini İstanbul'da uygulamak için en az 200 kişilik bir ekibe ihtiyaç olacağını söyleyen 38 yaşındaki Pepeperell, sistemi şöyle anlattı: "Türk Telekom ve Turkcell gibi telefon kurumlarından telefon kayıtları temin edilip bilgisayarlara geçirilecek. Ekip tek tek bu telefonları arayıp seçmenlere hangi partiyi tuttuklarını soracak.''

CHP'nin de İstanbul'da Obama yöntemiyle zafer kazanmayı hedeflediği yönündeki haberleri değerlendiren Pepperel, İngiltere'deki seçim kampanyasında uyguladığı Obama yönteminin İstanbul'da oturmasının uzun zaman alacağını ve en az 200 kişilik büyük bir ekibe ihtiyaç olacağını söyledi.

Southampton'daki 6 kişilik gönüllü ekibinde, Obama'nın seçim kampanyası sırasında yanından hiç ayırmadığı İngiliz Greg Sanford'u bulunduran İstanbullu İngiliz milletvekili adayı, 18 yaşından bu yana politika yaptığı Southampton'da, ``Obama sisteminde, seçmen sayısı çok önemli. İstanbul gibi büyük bir yerde en az 200 kişilik bir ekibe ihtiyaç var. Normalde 3 aydan 6 aya kadar sistem oturtuluyor. Sokak kaptanlarının seçilmesi, seçmen bilgilerinin kompüterlere geçirilmesi zaman alan işler. 200 kişinin yarısı büroda bilgisayar başında yarısı da sokaklarda olacak. Ben İngiltere'de sistemi kuran data müdürünü de Türkiye'ye getirebilirim. ABD ve İngiltere'den sonra Obama yönteminin ilk defa Türkiye'de uygulanması neden olmasın'' dedi.

`Telefon bilgileri satın alınabiliyor'

İşe nereden başlayacakları sorulduğunda Pepperell, ``Önce Türk Telekom ve Turkcell gibi telefon kurumlarından numaralar satın alınacak. İngiltere'de bu oluyor. Sonra ekip tek tek bu numaraları arayıp ``Hangi partiyi tuttuklarını soruyor. Telefonu açan rakip partidense dataya kırmızı işareti konuyor'' yanıtını verdi.

ABD Başkanı Barack Obama'nın başarısında büyük rol oynayan, Pepperell'in seçim kampanyasında çalışan ve Türk adayın bu yıl 4 Haziran'da veya 2010 yılı Mayıs ayında yapılması beklenen genel seçimlerde Avam Kamarası'na girebilmesi için Obama seçim yöntemini uygulayan İngiliz İşçi Partisi Gençlik Kolu Temsilcisi Greg Sanford ise ``Bu yöntem sayesinde, Funda Pepperell'in Avam Kamarası'na gireceğine inanıyorum'' diye konuştu.

Barack Obama'yla Demokrat Parti adayıyken birlikte çalışmaya başlayan 25 yaşındaki Sanford, Hillary Clinton'un kamuoyu yoklamalarında önlerde gittiği sıralarda bile Obama'ya olan inancını hiç yitirmediğine dikkat çekti.

``Obama, bugüne kadar gördüğüm bütün siyasetçilerden çok farklı bir lider'' diyen Sanford, sözlerine şöyle devam etti:

``Obama'nın sistemi kampanya stratejilerinde çağ atlatmıştır. Tamamıyle gençlerden oluşan beyin ekibi sayesinde, teknolojinin her türlü olanaklarından yararlanılarak kurulan sistem, bugün sadece İngiltere'de İşçi Partisi tarafından kullanılmaktadır. Funda'yla birlikte aynı sistemi kullanarak çalışıyoruz.''

Sistemin anahtarları neler?

İnternetin bütün nimetlerinden yararlanılan sistemin en önemli tarafı hem seçmeninizi iyi tanımanız ve hem de seçmeninizle sürekli irtibatta olmanız'' diyen Pepperell, ayrıca yöntemin sistemine ilişkin şu detay bilgileri de verdi:

``Bölgenizde, herhangi bir apartmanda herhangi bir numarada yaşayan seçmeninizin siyasi tercihlerinden tutun etnik kökenlerine kadar her bilgiye sahip oluyorsunuz. Bu bilgi, sadece seçim zamanı için değil, ileride yapacağınız politikalara ışık tutması açısından da oldukça önemli. Diğer önemli nokta ise; her bölgede çalışan ekiplerinizin gruplara ayrılmış olması ve bu gurupları sizin rahatlıkla takip edebilmeniz. Koordinasyon, bilgi ve iletişim. Bu 3 ana temayı mükemmel kullanan son teknolojiye sahip her siyasi parti on metre önde yarışa devam eder, işte biz buna sahibiz. Obama sistemi sayesinde İngiltere'de seçimleri kazanacağımdan eminim.''

ABD Başkanı Obama'nın seçim süresince sürekli Blackberry cep telefonu ile meşgul olması dünya medyasına konu olduğuna dikkat çeken Funda Pepperell de seçmenleri seçim bölgesinde izleyebilmek için Blackberry telefonunu yanından ayırmıyor. Kullandıkları sistemin teknoloji harikası olduğunu belirten Funda Pepperell, bu sistemi başka türlü takip etmenin mümkün olmayacağını söyledi.

Türk partilerine öğretebiliriz

Türkiye'nin kampanya stratejileri ve teknolojileri konusunda üçüncü dünya ülkeleriyle aynı kulvarda olduğunu ileri süren Pepperell, siyasi partilerin hiçbir politik bilgisi olmayan reklam şirketlerine milyonlar harcayarak çevre kirliliğinden başka hiçbir şeye hizmet etmediğini belirtti. Pepperell, şöyle devam etti:

``Türkiye'de, seçim zamanı sokaklar, afişlerden ve posterlerden görünmez hale geliyor. Obama sistemi sayesinde, kampanya çok daha ucuza mal oluyor.''

Türkiye'de siyasi partilerin demokrasiye ve halka hizmete odaklı stratejileri öğrenmelerinin zamanının çoktan geldiğini belirten Pepperell

``Dünya çok küçük ve hızla dönüyor. Bilgi ve iletişimin hızıyla yaşamayı öğrenen ülkeler aynı kulvarda koşuyor. Türkiye'nin kendi yerini belirlemesinin teknolojinin ciddiyetini kavramasıyla ancak mümkün olabilir'' dedi. Pepperell, Türkiye'den istenildiği taktirde bu sistemi siyasi partilerin hizmetine sunacaklarını sözlerine ekledi.

Sanford ise Türkiye'nin stratejik olarak çok önemli bir ülke olduğunun altını çizerek ``Türkiye'deki siyasi partilere kullandığımız sistemi öğretmekten memnuniyet duyarız. Avrupa Birliği'nde (AB) görmek istediğimiz Türkiye'nin ABD ve İngiltere'den sonra sistemi öğrenmesi Avrupa kıtasındaki diğer ülkeleri kıskandıracaktır'' dedi.

Stanford `Echo' Gazetesi'nde çıkan bir haberde de kullandıkları sistemi tanıtırken şu ifadeleri kullandı: ``Kullandığımız sistemin birkaç ayağı mevcut. Sadece internetten facebook yada youtube ile yürütülen bir propaganda türünden çok daha öte bir sistem bu. Öncelikle bilgi ağı oluşturmak gerekiyor, bunun için farklı bir data kullanılıyor. Bilgi ağını data halinde sürekli sisteme yüklüyorsunuz, bilgi ağının amacı seçmeninizi tanımak, önceliklerini bilmek siyasi eğilimlerine göre politika üretmek.

Bilgi ağını oluşturmadan sadece internetteki propaganda unsurlarını kullanarak Obama'nın sistemini kullandığını iddia etmek son derece komik bir iddiadır. Blackberry'ler biliyorsunuz kendi içlerinde diğer blackberryler'le ücretsiz iletişim olanağına sahip. Ben sadece telefonumla mahalle kaptanlarının oluşturduğu bilgi ağını takip etmiyorum ayni zamanda kendileriyle de ücretsiz şekilde iletişim kuruyorum. Yine istediğim taktirde mybob dediğimiz Obama'nin internetteki propaganda ağı gibi canlı her soruya istediğim taktirde cevapta verebiliyorum. Veya propagandadan sorumlu arkadaşlarımı yönlendirebiliyorum.

Sistem bilgi ağını oluşturduktan sonra kendisi otomatikman analizler yapabildiği gibi stratejik olarak da bize secimi kazanmak için hangi rakamlara ve hangi mahallelerde çalışmaya ihtiyacımız olduğunu da verdiği için zamanımızı her yere dağıtmaktan ziyade belirli bir noktaya odaklayabiliyoruz. Kısaca zaman ve para kaybını da engellemiş oluyoruz.''

Ağı sadece seçim zamanlarında değil, oluşturulan data sonucu sürekli olarak kullanabildiklerini de ekleyen Stanford, ``Bu sistemi, bilgi ağını oluşturmadan yapmanız mümkün değildir. İnternette kullanılan propaganda aracı aynı Türkiye'deki siyasi partilerin reklam şirketlerine sokakları afişlemeleri için harcadığı milyonlar gibi kirlilikten başka bir şey değildir. İstanbul'u örnek alacak olursak bu bilgi ağını oluşturmanız için çok önemli bir insan gücüne ihtiyacınız olacaktır. Rakamlara dökersek en az 200 mahalle kaptanları oluşturmanız gerekir. Ancak bu sistemi İstanbul olarak düşündüğünüzde diğer bütün ilçelerde bu sistemden faydalanacak olanağa da sahip olacaktır. Yani bir tek İstanbul ana kenti değil, Üsküdar ilçesi gibi diğer bütün ilçelerde bu sistemin içine otomatikman girmiş olacaktır bu da her aday için birer avantaj demektir" dedi.

Gözaltına alınmıştı

papperell, Sedat Peker'e yönelik 2004 yılında gerçekleştirilen 'Kelebek' operasyonu ile gözaltına alınmış, üç gün sonra bırakılmış.ı Bu operasyon sonunda Sedat Peker 14 yıl 5 ay hapis cezası almıştı. Pepperell, Peker ile aynı mahallede büyüdüğünü ifade ederken, zaman zaman kendisiyle mesajlaştığını aktarıyor.