Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, seçime 45 gün kaldığını, ancak muhalefetin, "Ankara’da oturup, hala, karalama, çamur ve dosya siyaseti yaptığını" ifade ederek, "Bu kadar dosyaların varsa, biraz da şu ülkede neler yapacaksın onları bu dosyalarla anlatın da bunları görelim" dedi.
Erdoğan, partisince Kastamonu Nasrullah Meydanında düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, başbakan olarak 8. kez geldiği, bu tarihi şehirden bütün illeri selamladığını dile getirdi.
İktidardaki son 6 yılda, son 5 yılda ise yerel yönetimlerde belediyelerde tek önceliklerini millete hizmet üretmek olduğunu anlatan Erdoğan, ülkenin gençleri, "daha aydınlık bir geleceğe umutla baksınlar" diye siyaset yaptıklarını söyledi.
İnsanların, mutluluğu, refahı, ülkenin adalet ve kalkınma ile büyümesi için siyaset yaptıklarını ifade eden Başbakan Erdoğan, "Dünyanın en iyi el dokumacılığı Kastamonu’dadır. El emeğinizi, göz nurunuzu, o kumaşlara nasıl ilmek ilmek, nakış işlediğinizi iyi biliriz. Biz de 81 vilayetimizi beldelerimizi, illerimizi ilmik ilmik dokuyor, tek tek kalkındırmanın mücadelesini veriyoruz" dedi.
Ayrımcılık yapmıyoruz
"AKP’nin kumaşını milletin dokuduğunu" dile getiren Erdoğan, "Bizim mayamız, bu toprakların mayasıdır. Bizim hamurumuz, bu milletin hamurudur. Bizim varlık sebebimiz, ülkemizi kalkındırmak, milleti şenliğe esenliğe kavuşturmaktır" diye konuştu.
Türkiye’nin 780 bin kilometrekaresinin hiçbir toprağını, ayrımcılık yapmadan sahiplendiklerini, 81 ilin tamamını hizmetlerle, alt ve üst yapı tesisleri ile donattıklarını ve bunun sürdüğünü anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Yerel yönetimlerin onlarca yıllık ihmalini giderdik, gideriyoruz. Türkiye’nin imkanlarını yeniden Türkiye’ye kazandırıyoruz. Bundan dolayıdır ki, 22 temmuz seçimlerinde benim milletim 81 vilayetin 80’inde AKP milletvekillerine verdi. 6 yıllık iktidarımızda neler yaptığımız görüyorsunuz. Sizin takdirinizle, sizin iradenizle, sizin teveccühünüz ile son 6 yılda Türkiye’yi nereden nereye taşıdığımızı en iyi siz biliyoruz.
Onlar da biliyor, onlar da görüyor. Aslında bunu çok iyi biliyorlar ama söylemek işlerine gelmiyor, dillendirmek işlerine gelmiyor. Onların, ancak karalamaya, iftiraya gücü yetiyor. Onların yapmaya değil, yapılanı yıkmaya, yapılanı karalamaya, yapılanı engellemeye gücü yetiyor. Böyle bir siyaset anlayışı olur mu?"
Başbakan Erdoğan, "AKP’li belediyelerin üniversiteli öğrencilere burs verdiğini, ancak CHP’nin başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi’nin bu bursların verilmesini yasakladığını" ifade ederek, "bu uygulamanın durmasının ardından bir CHP’liye öğrencilerin neden bu başvuruyu yaptıklarını sorduğunu" söyledi.
CHP’linin, "bursların miktarını az gördükleri için artırılmasını istedikleri" yanıtını verdiğini ifade eden Erdoğan, "Bunların yaşam tarzı bu, bunların yaklaşımı bu. Bunlarda dürüstlük yok, bunlarda doğruluk yok. Bunların işi gücü sabahtan akşama maalesef hep doğru olmayanı üretmek, nasıl yalan üretiriz bu. Yapılan bu" dedi.
Bekara karı boşamak kolay
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
"AKP’nin özellik iktidara geldiğinden bu yana kömür dağıtmasını, yoksula, garip gurebaya kol kanat germesini eleştiriyorlar. Sonra da çıkıyor meydana ne diyor; ’ben de kömür dağıtacağım, her aileye şunu vereceğim, her ay Ankara’da her aileye 600 lira vereceğim.’ Bunu söylüyor ve bol keseden atıyor var olan para verilir, var olmayanı nereden vereceksin? Hep söylüyorum ya bekara karı boşamak kolaydır.
Biz, CHP’li belediyeleri biliriz; bunlar geldiğinde hep yokluk gelmiştir, hep yoksulluk gelmiştir.
AKP’nin demokrasi açılımını, insan hakları açılımını kıyasıya eleştiriyorlar. Millet iradesinin cumhurbaşkanı seçmesini engellemeye çalış, milletvekillerinin TBMM’de yasa çıkarmasını engellemeye çalış, yargının çetelerle, karanlık odaklarla mücadelesi engellemeye çalış, ben onların avukatıyım de ondan sonra çık doğruluktan bahset. AKP’nin belediyelerde hizmet üretmesini engellemeye çalış, hükümetin uluslararası sermayeyi Türkiye’ye çekmesini engellemeye çalış, AKP’nin her yatırımını yargıya taşı, AKP’nin her icraatını mahkemelerle oyalamaya çalış, AKP’nin AB reformlarını engellemeye çalış...
Ve dün bir açıklama yaptı; ’biz kapatmadık ki açalım’ diye. Yahu Meclis’te hep engelliyorsun, hep engelliyorsun... Ve maalesef bu engellemeler sebebiyle de süreci ağırlaştırıyorsun. Çalışmaktan tek anladıkları, engellemek , eleştirmek, karalamak, kriz çıkarmak. Ondan sonra da sandık..."
Başbakan Erdoğan, sözleri üzerine meydandakilerin "Dik dur eğilme, Kastamonu seninle" sloganları üzerine, "Biz bu yola çıkarken bunu bilerek yola çıktık. biz bu yola çıkarken buna inanarak çıktık. Bu can bu tende oldukça ’durmak yok yola devam’ diyoruz" şeklinde konuştu.
Engelleri aşacağız
"Dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz ve bu milletin onurunu asla ayaklar altına aldırmayacağız. Akif diyor ya ’yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım’. Böyle yürüyeceğiz" diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Tabii bunlar AKP’yi engellemeye çalışıyorlar. Bunlar Türkiye’nin yakasına yapışıyorlar. Bunlar aslında büyük Türkiye’ye muhalefet ediyorlar. Ama biz diyoruz ki, ne yaparlarsa yapsınlar, karşımıza hangi engeli çıkarırlarsa çıkarsınlar, biz Türkiye’ni yolunu açmaya, milletin önüne çıkartılan engelleri aşmakta kararlıyız. Kimse bizi millete hizmet yolundan döndüremez. Onun için ’durmak yok yola devam’ diyoruz, "durmak yok hizmete devam’ diyoruz.
Şurada seçime ne kadar kaldı? 45 gün kaldı. Bunlar ise Ankara’da oturmuş hala karalama siyaseti, çamur siyaseti, dosya siyaseti yapıyorlar. Bu kadar dosyaların varsa, biraz da şu ülkede neler yapacaksın onları bu dosyalarla anlatın da bunları görelim.
Seçime gidiyoruz, hala bunları anlattıkları yok. Bunları anlatın. Ne yapacaksınız? Bir de geçmişinizde ne var, bunu da anlatın. ’Şunu yaptık geçmişte, şimdi de bunu yapacağız’ deyin. Çünkü bir insanın geçmişi, geleceğinin teminatıdır. Türkiye’ye ilişkin, şehirlerimize ilişkin, Kastamonumuza ilişkin, tek bir projeleri, tek planları, tek bir bir hayalleri var mı bunu sorun bunlara.
’Nasıl yaparız da hizmeti engelleriz, nasıl ederiz de AKP’nin önünü keseriz, hangi iftirayı atar da milletin aklını çeleriz’. Hani var ya, komünistlerde vardır bu; iftira at, tutmazsa da izi bırakır. Yaptıkları bu, bütün işleri bu. Arka arkaya iftira kampanyaları."