CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, açlık grevinin 269'uncu gününde cezaevinden tahliye edilen akademisyen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça'yı evlerinde ziyaret etti. Yarkadaş, "OHAL ve KHK zulmüne karşı tarihi bir mücadele veriyorlar. Bu mücadelede yanınızdayız. Yalnız değilsiniz" dedi.
Yarkadaş'ın ziyareti sırasında Gülmen'in evinin önüne gelen 10 yaşlarındaki bir çocuk, hazırladığı resmî pencereden gösterdi. "Nuriye öğretmenim hoşgeldin" yazılı resmî gören Gülmen gözyaşlarını tutamadı.
İlk ziyareti Nuriye Gülmen'in evine gerçekleştiren CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş'a Gezi şehidi Ahmet Atakan'ın annesi Emsal Atakan da eşlik etti. Ziyarette Gazeteci Haydar Koçak da hazır bulundu.
"Herkesi özledim"
Cezaevi günlerini anlatan Gülmen, "Tecrit süreci zordu. İnsansızlık çok zordu tecritte. Sizi insansız bırakmaya çalışıyorlar" dedi. Tecride karşı direndiğini belirten Gülmen, "İnsanları çok özledim. Herkesi çok özledim ve herkesi görmek istiyorum" sözlerini dile getirdi.
Gülmen, 14.00 - 16.00 ile 18.00 - 20.00 saatleri arasında ziyaretlerin gerçekleşebileceğini belirtti. Akademisyen Nuriye Gülmen, direnişe destek veren tüm kişi ve kurumlara da teşekkür etti.
"Güçlü bir ışık geliyor"
Gülmen'in ardından konuşan Yarkadaş, "Bu mücadelede yanınızdayız. Yalnız değilsiniz. Yaşadığınız sorunları her zaman dile getiriyoruz" dedi. Yarkadaş, "Emin olun ki; AKP'nin yarattığı OHAL ve KHK zulmüne karşı, önemli bir tuğlayı çektiniz. Oradan güçlü bir ışık geliyor ve biz o ışığı görüyoruz, hissediyoruz" ifadesini kullandı.
"Belirsizlik sürüyor"
Yarkadaş daha sonra, KHK mağduru Akademisyen Semih Özakça'nın evine gitti. Özakça'yla bir süre sohbet eden Yarkadaş, sohbet esnasında OHAL Komisyonu'nun ne zaman faaliyete geçeceğinin belli olmadığını söyledi.
Semih Özakça'nın eşi Esra Özakça da OHAL Komisyonu'na ilişkin sorular yöneltti. CHP'li Yarkadaş, "Süreci takip ediyoruz ancak belirsizlik var, oyalıyorlar" ifadesini kullandı.
104 bin kişinin OHAL ve KHK uygulamaları yüzünden işinden atıldığını belirten Yarkadaş, "Barış İçin Akademisyenler de bu süreçte mağdur edildi. Dün duruşmalarını izledim. Hiçbir kanıtı olmayan saçma sapan bir dava. Uydurma suçlamalarla 1200 akademisyeni yargılamaya çalışıyorlar" dedi. Yarkadaş, AKP'nin iktidarını OHAL ile sürdürmeye ve ayakta kalmaya çalıştığını da dile getirdi.
Semih Özakça da "İşimize geri dönmek, öğrencilerimize kavuşmak istiyoruz" diye konuştu.
"KHK'nın ne olduğunu gösterdiler"
Ziyaretlerin ardından açıklama yapan CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, "Şu an iki akademisyen de açlık grevini sürdürüyor. Şekerli su ve vitaminle yaşama tutunuyorlar. Yaşamı, uğrunda ölmeyi göze alacak kadar seviyorlar" dedi.
Açlık grevinin 277. gününe girdiğini belirten Yarkadaş, "Nuriye ve Semih'in Yüksel Caddesi'ndeki insan hakları anıtı önünde başlayan ve bugüne uzanan direnişi, OHAL ve KHK'nın ne olduğunu özetliyor. Onlar, Yüksel Caddesi'nde direnmeye devam eden arkadaşlarıyla birlikte, yüzbinlerin sesi oldular" diye konuştu.
Yüksel Caddesi'ndeki insan hakları anıtının barikatlarla çevrildiğini ve yanına seyyar karakol kurulduğunu da hatırlatan Yarkadaş sözlerini şöyle sürdürdü:
"AKP, İnsan Hakları Anıtı'nı esir aldı. Anıtın etrafını da bariyerle ördü. Aslında oradan hepimize bir mesaj veriyor AKP iktidarı... İnsan haklarını ortadan kaldırdığını ve artık hukuk tanımadığını ilan ediyor. İktidar, bu zulüm duvarının bir ayağını ise KHK ile örüyor. Nuriye ve Semih, zulümle örülen KHK duvarının tuğlasını çekerek, KHK'nın ne olduğunu ve duvarın arkasındaki hukuksuzlukları herkese gösterdiler.
Çağrı yaptı
AKP'nin Nuriye ve Semih'in direnişi karşısında çaresiz kaldığını da belirten Yarkadaş, "AKP tarihte yaptığı bu zulümlerle anılacak. Nuriye ve Semih ise yüzbinlerin sesi olarak hatırlanacak" dedi.
CHP'li vekil, Gülmen ve Özakça başta olmak üzere, KHK ile işlerine son verilen kişilerin mağduriyetinin bir an önce sona erdirilmesini de istedi.
