CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, "Türkiye artık anayasası ve Anayasa Mahkemesi olmayan bir ülkedir. Ancak bu böyle gitmeyecek" diye konuştu. CHP'li vekil Danıştay Başkanı Zerrin Güngör'e de yüklendi ve "O artık Sözde Danıştay'ın Sözde Başkanıdır" dedi.
Muğla'ya bağlı Marmaris Belediyesi'nin düzenlediği Kitap Şenliği'nin üçüncüsü ilçe meydanında gerçekleşti. Şenliğin son gününde düzenlenen panelde, CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, Halk TV Programcısı – Korkusuz gazetesi Yazarı Ümit Zileli ve Emekli Tuğgeneral - Gerçek Gündem.com Yazarı Naim Babüroğlu da konuşmacı olarak yer aldı.
CHP Marmaris İlçe Başkanı Acar Ünlü'nün de izleyici olarak katıldığı panelde konuşan Emekli Tuğgeneral Naim Babüroğlu, "Darbeci hain müritlerden oluşan terör örgütü FETÖ'nün unsurları, TSK'dan hala tam olarak temizlenebilmiş değil" dedi. Babüroğlu, cumhuriyetin kazanımlarına dört elle sarılması gerektiğinin de altını çizdi.
“Yargı önüne çıkacaklar”
Korkusuz gazetesi Yazarı Ümit Zileli ise "İktidar işlediği suçlardan ötürü mutlaka yargılanacak. Bunu hepimiz göreceğiz" ifadesini kullandı. Zileli, tutuklu gazeteci ayıbının sürdüğünü de belirterek "Gökmen ve Mediha, gerçekleri yazdığı için hapiste tutuluyor" dedi. Zileli, "İktidar artık tükendi" ifadesini de kullandı.
Tutuklu gazetecilere alkış
Yaklaşık 500 kişinin izlediği panelde konuşan CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş ise güncel gelişmelere ilişkin yorumlarını dile getirdi. Türkiye'de 184 gazetecinin cezaevinde olduğunu belirten Yarkadaş, şöyle konuştu:
"Marmaris'te tam yedi yıl görev yapan Sözcü Muhabiri Gökmen Ulu, haksız ve hukuksuz bir biçimde cezaevinde. Keza; çalışma arkadaşı Mediha Olgun da hukuk dışı bir uygulamayla hapiste tutuluyor. Buraya gelmeden önce hem Gökmen ve Mediha ile hem de cezaevindeki Cumhuriyet çalışanları Akın Atalay, Murat Sabuncu, Ahmet Şık, Kadri Gürsel ve Emre İper'le görüştüm. Hepsinin size çok selamı var" dedi. Bunun üzerine paneli izleyenler ismi geçen gazetecileri dakikalarca alkışladı.
Cezaevindeki gazetecilerin uğradığı haksızlıkların sona ermesi ve adaletin yeniden tesis edilmesi için AKP'nin uygulamalarından şikayetçi olan kesimlerin bir araya gelmesi gerektiğini belirten Yarkadaş, "Gökmen, Mediha, Ahmet Şık, Kadri Gürsel ve tutuklu tüm gazeteciler için bir araya gelecek ve bu kötü gidişatı elbirliği ile durduracağız. Buna inanın... Bir araya gelecek ve karanlığı yeneceğiz" dedi.
“Anayasa ortadan kaldırıldı”
Türkiye'nin anayasasız bir şekilde yönetildiğini belirten Yarkadaş, "Bu süreci engelleyebilecek ve iktidarı denetleyebilecek bir Anayasa Mahkemesi artık yok. Anayasa Mahkemesi iktidar tarafından tasfiye edildi" diye konuştu.
Yarkadaş, "Demokrasi ile diktatörlüğü ayıran en önemli özelliklerden biri, demokraside denetim organlarının işleyebilmesidir. Şu an iktidarı hiçbir organ denetleyemiyor, bunun adı diktatörlüktür" ifadesini kullandı.
İktidarın KHK ile kendisine "her yere baz istasyonu kurma yetkisi bile verdiği"ni belirten Yarkadaş, "Eğer ülkemizde bir Anayasa Mahkemesi olsa hükümet o KHK'ları çıkaramazdı. Kazara çıkarsa bile AYM iptal ederdi" dedi.
“Anayasa Mahkemesi tasfiye edildi”
Panelin ardından gazetecilerin sorularını da yanıtlayan ve röportaj yapan CHP'li Yarkadaş, Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan'ın, Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Can Dündar ile Erdem Gül'e ilişkin verilen kararın arkasında bile duramadığını dile getirdi. Yarkadaş, şöyle konuştu:
"O kararda (MİT TIR'ları haberi devlet suçu değildir) deniliyor ve tahliye gerekçesinin altı çiziliyordu. Oysa ki; şu an aynı haberden dolayı, milletvekili arkadaşımız Enis Berberoğlu tek bir delil bile olmadığı halde 25 yıl hapisle cezalandırıldı. Anayasa Mahkemesi üyelerinin ortaya çıkıp 'Bu ne rezilliktir!' diyerek tepki göstermesi ve Berberoğlu'nu tahliye ettirmesi gerekiyor. Ancak AYM üyeleri, iktidara biat etiği için, kendi kararlarının arkasında bile duramıyor."
Aynı durumun tutuklu HDP'li milletvekilleri için de geçerli olduğunu belirten CHP'li vekil, "AYM'nin meşhur Balbay Kararı var. Milletvekilerinin tutuklu yargılanamayacağını söylüyor AYM.. Buna rağmen HDP'liler cezaevinde... Peki ne iş yapar bu AYM? Neye yarar bu yargıçlar?" diye sordu.
Türkiye'nin artık bir Anayasa Mahkemesi'nin olmadığını dile getiren Yarkadaş, "Bunu söylemek içimizi acıtıyor ancak ne yazık ki gerçek olan da bu" ifadesini kullandı.
"”Kurumun adı ‘Sözde AYM’ dir ”
Anayasa Mahkemesi'nin anayasayı yok sayan KHK'lara karşı herhangi bir adım atmadığını ve "Görev alanımda değil" diyerek iktidarın anayasa suçu işleyen fiillerine boyun eğdiğini de hatırlatan Yarkadaş, "İki arkadaşları FETÖ'den tutuklandığı için çok korkuyorlar. Kendilerinin de iktidarı kızdırdıkları taktirde tutuklanacağını düşünüyorlar. Bu yüzden hiçbir karar alamıyorlar. Bunun anlamı AYM'nin fiilen tasfiye edilmesidir, AYM artık 'sözde AYM'dir" dedi.
AYM üyelerinin korkudan dolayı tutuklu milletvekillerinin dosyalarını gündemine alamadığını belirten Yarkadaş, "AYM Başkanı olduğunu iddia eden Arslan, eğer söylediği gibi hiçbir gücün önünde eğilmiyorsa, tutuklu milletvekillerinin durumunu neden masaya yatırmıyor. Arslan ve arkadaşları bu konuya ilişkin bir karar aldı mı? Aldıysa neden açıklamıyorlar? Yok eğer almadı iseler, bunun sebebi nedir? AYM'ye kim baskı yapmaktadır?" diye sordu. Yarkadaş "Topu rapörtörlere atarak, sorumluluktan kaçamazsınız" şeklinde konuştu.
“Biat ettiler”
AYM üyelerinin Saray'a biat ettiğini de belirten Yarkadaş, "Karar alamayan, aldığı kararı uygulayamayan bir mahkeme, Türkiye için yükten başka bir şey değildir. AKP'nin çürüttüğü ve yozlaştırdığı kurumları yeniden tesis etmek en temel görevimizdir. Bunun yolu da seçimleri kazanmaktır" dedi.
“Danıştay AKP’nin yan kolu gibi”
Danıştay Başkanı Zerrin Güngör'ün de AKP'nin dümen suyuna girdiğini belirten Yarkadaş, "Hanımefendi, üstündeki yargıç cübbesini çıkarmış, partimizi eleştiriyor. Eskiden bir yargı mensubu siyasi içerikli konuşma yapsa, AKP'liler ve beslemeleri ortalığı hemen ayağa kaldırırdı. Şimdi röportajı yapan AKP'ci Nagihan Alçı bile siyasetçi Güngör'e alkış tutuyor. Bu çifte standardı herkes görüyor" diye konuştu.
Yarkadaş, eleştirilerini ise şöyle sürdürdü:
"Zerrin Güngör'ün partimizi niye eleştirdiğini biliyoruz! Güngör, Damadını Saray'ı inşa eden Rönesans adlı şirkete üst düzey yönetici yaptırdı. Damat şu an ballı maaşa sahip... Üstelik Rönesans'ın inşaatlarına yönelik birçok itiraz Danıştay'da görüşülürken oluyor bütün bunlar... Sözde başkanın kızı ise hakimlik sınavındaki barajın kaldırılmasıyla birlikte hakim yapıldı ve kapağı devlete attı. Sözde Danıştay Başkanı için hayat güllük gülistanlık..."
Cep telefonu vergisindeki ‘tesadüf’
Danıştay'ın da artık "Sözde Danıştay" diye anılması gerektiğini belirten Yarkadaş, içi boşaltılan kurumun AKP'nin istediği kararları aldığını belirtti.
Yarkadaş şöyle konuştu:
"Cep telefonlarından TRT için alınan yüzde 6'lık verginin yürütmesini Danıştay 10. Dairesi eliyle durdurttum. Avukatımız Turan Aydoğan aracılığıyla ciddi bir hukuk mücadelesi verdik. Ancak AKP'lilerin itirazı üzerine Danıştay Genel Kurulu devreye girdi ve bu kararı apar topar kaldırdı. Yüzde 6'lık vergi, Sözde Danıştay'ın kararının alındığı gün, KHK ile yüzde ona çıkarıldı. Sözde Danıştay Başkanı şimdi çıkmış bağımsızlıktan bahsediyor. Bu nasıl bağımsızlık!
Sözde Danıştay Başkanı, Adalet Kurultayımıza havuz medyası üzerinden dil uzatma cüretini göstererek, Saray'a ve AKP'ye biat ettiğini ilan ediyor. Sözde Başkan yoksa herkesi aptal mı sanıyor?"