Politika

CHP'li Tüzün 'azarlamayı' doğruladı

CHP, Başbakan'ın açılım ile ilgili öngörüşmenin yapıldığı gece Meclis Başkanı'na çıkıştığında ısrarlı.

12 Kasım 2009 02:00

T24 - Ne AK Parti ne de Meclis Başkanı kabul etti... Ama CHP, Başbakan'ın açılım ile ilgili öngörüşmenin yapıldığı gece Meclis Başkanı'na çıkıştığında ısrarlı. Meclis Başkanlık Divanı Üyesi CHP'li Yaşar Tüzün, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile Meclis Başkanı Mehmet Ali Şahin arasında geçen diyaloğa tanık oldum" dedi; o konuşmayı bir kez daha anlattı.

CnnTürk'ün haberine göre TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Yaşar Tüzün, "Meclis Başkanı'nın yanı sıra, bazı milletvekilleri, grup yöneticileri ve İçişleri Bakanı Beşir Atalay'ın da bulunduğu odaya Başbakan sinirli ve öfkeli bir şekilde geldi" dedi.

Başbakan'ın Şahin'e, açılan pankartlarla ilgili öfkeli tepkiler verdiğini ileri süren Tüzün, "Bu pankartları açmalarına nasıl izin verirsiniz? O kartonları neden dışarı attırmadın?" diye çıkıştığını söyledi.

Yaşar Tüzün, Erdoğan'ın Meclis Başkanı'nın kulağına da öfkeli bir ifade ile birşeyler daha söylediğini öne sürdü.

Tüzün olayı şöyle anlattı:

"Kısa bir süre sonra Genel Kurul kürsüsünün arkasında bulunan Başkanlık Divanına ait olan odaya geçtim. Odaya girdiğimde İçişleri Bakanı Atalay ile MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural'ın tartışması vardı.

Vural, İçişleri Bakanı'na 'Siz Bakansınız, AKP Grubunun temsilcisi gibi veya grup başkanvekili gibi konuşamazsınız. Hükümet, Türkiye Cumhuriyetinin hükümetidir, sadece AKP hükümeti değildir' dedi.

Sayın Bakan da Vural'a 'Siz benim çok eski arkadaşımsınız, ancak, 3 aydır yaptığınız her konuşmada bana ve grubumuza resmen küfür, hakaret ediyorsunuz, vatan hainliği ile suçluyorsunuz' dediği sırada, odanın kapısı açıldı ve içeriye sayın Başbakan girdi.

Meclis Başkanımız Mehmet Ali Şahin'e hitaben 'Siz bu toplantı salonuna grup başkanvekillerini çağırdınız ama ben de grup başkanı olarak girdim' dedi. Meclis Başkanı Şahin de 'Buyurun sayın Başbakanım' dedi.

Başbakan odaya girdiğinde Vural ile Atalay'ın tartışması devam ediyordu. Bu tartışmanın arasına giren Sayın Başbakan 'İçişleri Bakanı hükümetin üyesi olduğu kadar partimizin de üyesidir. Partimizin düşüncesini açıklamasında bir sakınca yoktur' dedikten sonra, 'Siz söylediklerinizi ve yaptıklarınızı görmüyor musunuz' dedi.

Öfkeli ve sinirli bir şekilde sayın Şahin'e dönerek 'Bu pankartları açmalarına nasıl izin verirsiniz? O kartonları attırsana dışarı' dedi. Sayın Şahin de 'Çıkartacağım, onun için ara verdim' dedi. Başbakan, 'Burası bir partinin miting alanı değil. Bu, nasıl bir Meclis yönetimi?' dedi.

Meclis Başkanı Şahin 'Gereğini yapacağım efendim' deyince, sayın Başbakan 'hayır, en son genel kuruldan ben ayrılıp odaya geldim, pankartlar ve dövizler hala içeride, toplanıp dışarıya çıkartılmadı' dedi. Ben de sonra genel kurul salonuna giderek idare amirimiz Ahmek Küçük'e bu pankartların toplanıp dışarıya çıkartılmasını rica ettim."

10 Kasım günü TBMM'de yaşanan olaylardan sonra Başbakan Erdoğan'ın Meclis Başkanını göreve davet ettiğini ve "Takipçisi olacağız" dediğini hatırlatan Tüzün, DTP kongresinden ve TBMM'deki pankartlı eylemden fotoğraflar göstererek, "DTP kongresinde terörist başı Öcalan'ın pankartının açılması serbest de CHP'lilerin Atatürk'e olan bağlılığını göstermek için açmış olduğu pankartlar mı yasak? Sayın Başbakan bu kongre için yetkilileri göreve çağırmıyor ama genel kurulda Atatürk'e bağlılığını göstermek isteyen milletvekillerinin açmış olduğu pankartlardan dolayı Meclis Başkanını göreve çağırıyor" dedi.

'Erdoğan Başkanlık Divanı odasına geliyor'

Basın açıklamasının ardından Tüzün, gazetecilerin sorularını da yanıtladı.

Meclis Başkanı ile Başbakan arasında yaşananların "azarlama, müzakere, tartışma, yönlendirme" olarak kabul edilebileceğini, bunun Meclis Başkanı'nın takdirine bağlı olduğunu kaydetti.

Sadece Başbakanlık düzeyinde değil grup başkanları, genel başkanların odaya gelip herhangi bir müzakere, yönlendirme yapmadıklarını dile getiren Tüzün, "Sadece sayın Erdoğan'ın geçtiğimiz diğer önemli toplantılarda da Başkanlık Divanı odasına geldiğini biliyorum" dedi.

"Başbakan sizin orada olduğunuzun farkında mıydı?" sorusuna Tüzün, "Sayın Başbakan ile birbirimizi belediye başkanlığından beri tanırız. Benim orada olduğumun farkındadır" karşılığını verdi.

"Benim böyle bir müdahaleyi kabul etmem mümkün değildir" diyen Tüzün, bir soru üzerine, Meclis Başkanının "Rahatsızlık hissettiğinin yüz ifadesine yansıdığını" ileri sürdü.

Başbakan Erdoğan'ın, Başbakanlık makamına ait olan koltuktan kalkıp odaya geldiğini ifade eden Tüzün, "Genel Kurulda Başbakan, Başkanlık Divanı odasında grup başkanı olunmaz. Odaya da Başbakan olarak gelmiştir. Böyle bir müdahalenin yanlış olduğunu, bundan sonra tekrarlanmamasını temenni ediyorum" diye konuştu.

'Türkiye padişahlıkla yönetilmeye çalışılıyor'

Tüzün, geçmişte de TBMM Genel Kurul'unda 10 Kasım günü yaşananlara benzer 'ufak tefek' tartışmalar olduğunu, ama TBMM Başkanı ve Başbakan'ı yıpratmamak adına bunları gündeme getirmediklerini söyledi.

CHP'li Tüzün, 10 Kasım günü yaşananların ise artık hem TBMM'yi hem de TBMM Başkanı'nı yıprattığını ve hırpaladığını kaydetti.

“Türkiye, çok uzun zamandan beri Cumhuriyet'in gerektirdiği şekilde maalesef yönetilmiyor, yönetilmek istenmiyor" diyen Tüzün, yönetimin padişahlık sistemindeki tek adam sistemiyle sağlanmaya çalışıldığını öne sürdü.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisini TBMM Başkanı olarak gördüğünü ifade eden Tüzün, “Bunu, uzun zamandır sayın Başbakan'ın tavır ve ifadelerinden anlamak mümkün. Yakın zaman içinde Başbakan, Bakanlar Kurulu'ndaki bir tartışmanın dışarı sızması sonucu, olayı soran gazetecilere 'Söyleyin bakalım, o bakanları kulağından tutup atayım' diyor. Yine grup toplantısında Sağlık Bakanı'nı azarlıyor. Bunlar, Başbakan'dan alışık olduğumuz tavırlar. Başbakan, bu tavırlarıyla şu mesajı veriyor: 'AK Parti'yi tek başına iktidar yapan bu oyları ben tek başına aldım. Sizin bu konuda hiçbir katkınız yok. Dolayısıyla, Başbakan da, bakan da (ve maalesef 10 Kasım günü görüldü ki) TBMM Başkanı da benim" dedi.