Muzaffer Gençdoğan / ANKARA
CHP Aydın Milletvekili Bülent Tezcan, rüşvet ve yolsuzluk soruşturmasında gelinen noktanın çok vahim olduğunu belirterek “Hükümet, anayasal düzeni cebren yıkmaya çalışıyor. Yasama organı buna sessiz kalamaz” dedi.
TBMM’de basın toplantısı düzenleyen Bülent Tezcan, rüşvet ve yolsuzluk olayına adı karışan İçişleri Bakanı Muammer Güler’in, “soruşturmayla ilgili tapelerde oynama olup olmadığını öğrenmek için” müfettiş görevlendirmesinin, Türkiye’de ilk kez yaşanan çok vahim bir durum olduğunu savundu. Tezcan “Bakan’ın, kendi aleyhine delil oluşturacak tapeyi incelemek için müfettiş görevlendirmesi akla ve hukuka aykırıdır. Müfettiş, tapeleri mi değiştirecek? Tapeler soruşturma delilidir ve bunlar üzerinde hiç kimse inceleme yapamaz, bunları talep dahi edemez. Çünkü yetki gaspı olur. Yasama organı bunlara sessiz kalamaz, kalmamalıdır” şeklinde konuştu.
Bakan, tapeleri karartmaya çalışıyor
“Hırsızın suç ortağı Hükümetin içinde” diyen Tezcan, soruşturmayı yürüten 170 dolayında polisin görevden el çektirildiğini, soruşturmada çok kritik bir noktada duran MASAK Başkan Yardımcısı’nın görevden alındığını, son olarak da Adli Kolluk Yönetmeliği değiştirilerek yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasının gölgelendiğini ileri sürdü. Tezcan “Şimdi de yolsuzluk olayına adı karışmış bir bakan, görevlendirdiği müfettiş aracılığıyla tapeleri karartmaya çalışıyor” dedi. Bülent Tezcan, sözlerini şöyle sürdürdü:
Asıl çete Hükümetin içinde
“Başbakan, bu olayla ilgili bir çeteden bahsediyor. Asıl çete hükümeti elinde tutanlardır. Soruşturmaya kontur operasyon yapanlardır. Hırsızları korumaya çalışanlardır. Bugün, Hükümet gücü, kanun gücü kullanılarak anayasal düzeni cebren yıkmaya dönük bir anlayışla karşı karşıyayız. Yasama organı olan Meclis buna sessiz kalmamalı, çete operasyonuna dur demelidir. Bunun için namuslu milletvekillerine çağrı yapıyoruz ve harekete geçmelerini istiyoruz.”
Tezcan, Hükümetin ömrünün bittiğini ve derhal istifa etmesini istediği basın toplantısında, bir soru üzerine “Yolsuzluk ve rüşvet olayıyla ilgili süreci bir Hükümet-Cemaat kavgası olarak görmüyoruz. Bir yolsuzluk var ve onu örtmeye çalışan bir çete var. Hiç kimse asıl olayı gölgelemeye kalkmasın” dedi.
İstanbul Emniyet Müdürü hakkında soruşturma açılmalı
Bülent Tezcan, İstanbul Emniyet Müdürü ile soruşturma savcısı arasında yaşanan “delil sızdırma” krizine de değinerek, şu iddiaları dile getirdi:
“İstanbul Emniyet Müdürü, yolsuzluk soruşturmasını yürüten savcının ifadesine başvurmak istediği İstihbarat Şube Müdürü’nü göndermeyerek karşı duruş sergilemesi, idarenin yargıya doğrudan müdahalesinin somut bir örneğidir. Emniyet Müdürü, savcıya ‘delillerin yetersiz’ diyebiliyor. Bu rezalet, Türkiye’nin içine düştüğü durumun ne olduğunu açıkça gösteriyor. Bu ülkede garnizonlar, karargahlar basıldı, kozmik odalara girildi, muvazzaf subaylar tutuklandı. Genelkurmay ve kuvvet komutanları ‘vermiyoruz’ demedi. Üç günlük emniyet Müdürü, istihbarat Şube Müdürü’nü savcıya göndermeyerek açıkça suç işliyor. Savcı derhal İstanbul Emniyet Müdürü’nü ifadeye çağırıp hakkında soruşturma açmalıdır.”
