CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Kandıra Cezaevi’nde tutukluluğu sırasında Başbakanlık tezkeresinin Meclis Genel Kurulu’nda okutularak HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın milletvekilliğinin düşürülmesini “ umarım başka kötü uygulamaların öncüsü olmaz” kaygısıyla değerlendirdi.
TBMM’nin yazalı ve yazılı oymayan teamüllerini de hatırlatan Tanrıkulu, geçmiş dönemlerde de cezası onaylanan milletvekilleri olmasına rağmen bu kararların dönem sonuna bırakıldığını hatırlatarak, “Yani Meclis hukuku sadece yazılı kurallarla ilgili değildir aynı zamanda teamülde Meclis hukukunun ir parçasıdır. Cezası onaylanmış milletvekili geçmiş dönemde de olmuştu. Ancak Meclis başkanı inisiyatif kullanıp başbakanlık tezkeresini genel kurula göndermemişlerdi “ dedi.
24. yasama döneminden HDP’li Kemal Aktaş örneği veren Tanrıkulu, “Kemal Aktaş bunun en bariz örneğiydi. Milletvekilliği düşürülmedi daha sonra yasa değişti hata onun için yasa değişti ve çözüm süreci vardı o zaman milletvekilliği devam etti. Bugün itibariyle de bir partinin genel başkanı olan bir milletvekilliğinin düşürülmesi de ilgili partiye bildirilmemiş olması da hem teamüllere uygun hem de Genel Kurula getirilmesi de uygun düşmemiştir. Dönem sonuna bırakılması herhangi bir sakıncalı durum değil kendisi zaten cezaevinde. Meclise olan inanıcı bu Meclis’e olan inancı zayıflatır. Umarım başka kötü uygulamaların öncüsü olmaz.”
Tanrıkulu TBMM’deki konuşmasında tezkereyi okuyan AKP’li Başkanvekili Ayşenur Bahçekapılı’ya da tepki göstererek ”Keşke bu tezkere sizin başkanlığınız döneminde okunmasaydı. Bir milletvekilinin, bir genel başkanın genel başkanlığı burada bu kadar ucuz düşmeseydi, keşke ve siz bunu okutmasaydınız ve gelecek hafta olsaydı” dedi.
Bir anayasa değişikliğiyle Erdoğan’ın parlamentoya girdiğini de hatırlatan Tanrıkulu, “Ne oldu şimdi? O genel başkanı yani Sayın Erdoğan'ı, sizin genel başkanınızı bu parlamentoya getiren Anayasa değişikliğiyle başka bir genel başkanı bugün Parlamento dışına ittik değerli arkadaşlar, parlamento dışına” diye konuştu.
Tanrıkulu’nun tutanaklara yansıyan konuşması şöyle:
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Fakat Adalet ve Kalkınma Partisi -şimdi sataşıyorum- on beş yıllık geleneğinde Meclisteki bütün gelenekleri ortadan kaldırdı; yasa yapma, gelenek, hukuk, teamül, hiçbir şey tanımadı. Mağdurdu, geldi, muktedir oldu ve bütün teamülleri ortadan kaldırdı. Niye bunları söylüyorum? Çünkü, bakın, bugün bir siyasi partinin, Halkların Demokratik Partisinin Genel Başkanının burada, bu Parlamento binasında, bu Parlamentoda milletvekilliği düştü değerli arkadaşlar, bir tezkere okundu ve düştü. Ben avukatım; yıllarca bu işlerle ilgilendim ve Türkiye'nin Kürt meselesinin bu Parlamentoda çözülmesi konusunda mücadele ettim.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Yıllarca mücadele ettim, yıllarca mücadele ettim. Neye mücadele ettim? Neye mücadele ettim? Şuna mücadele ettim: Sayın Erdoğan 2002 yılında -sizin Genel Başkanınız, şu anda Cumhurbaşkanı- seçilemedi ve gelemedi değerli arkadaşlar ama bu Parlamento Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Parlamento dışında kaldığı için 2002 yılında Anayasa'yı değiştirdi, 2002'nin Kasımından sadece bir ay sonra, 27 Aralık 2002 tarihinde değiştirdi ve CHP'nin desteğiyle değiştirdi, mutabakatla değiştirdi, ara seçim yapıldı ve bir partinin genel başkanı olan Sayın Erdoğan Parlamento dışında kalmasına rağmen bir genel başkan olarak bu Parlamentoya geldi değerli arkadaşlar, geldi ve bu Parlamentonun kararıyla geldi çünkü yanlıştı, onun Parlamento dışında kalması yanlıştı ve CHP buna "evet" dedi ve mutabakatla geldi. Ama şimdi ne yapıyoruz değerli arkadaşlar? Biz Türkiye'nin bütün meselelerinin -başta Kürt meselesi olmak üzere- bu Parlamentoda çözülmesini istiyoruz. Öyle değil mi? İnsanlar gitmek istese bile, gitmek istese bile bizim onları buraya zorlamamamız lazım, "Burada kalmanız lazım." demeniz lazım. Ne oldu şimdi? O genel başkanı yani Sayın Erdoğan'ı, sizin genel başkanınızı bu Parlamentoya getiren Anayasa değişikliğiyle başka bir genel başkanı bugün Parlamento dışına ittik değerli arkadaşlar, Parlamento dışına. Bakın, bugün sizin işinize bu yarayabilir, yarayabilir, bundan siyasi bir menfaat elde edebilirsiniz ama bütün teamülleri, bütün gelenekleri, bütün demokrasiyi yerle bir ediyorsunuz, yerle bir.
Sayın Başkan, bir sözüm de size, avukatlık hukuku bakımından söylüyorum size, bir hukukumuz var.
BAŞKAN - Siz Genel Kurula hitap edin lütfen.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Evet, size de söylüyorum Sayın Başkan: Ya, keşke bu tezkere sizin başkanlığınız döneminde okunmasaydı. Bir milletvekilinin, bir genel başkanın genel başkanlığı burada bu kadar ucuz düşmeseydi, keşke ve siz bunu okutmasaydınız ve gelecek hafta olsaydı. (CHP sıralarından alkışlar)
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Bravo! Aynen öyle.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Siz deseydiniz ki Cemil Çiçek gibi "Saygı duyuyorum, ayrı düşünüyoruz ama saygı duyuyorum."
CEYHUN İRGİL (Bursa) - Zamana ve döneme göre davranan başkan vekili. Adalete göre değil, zamana göre davranan başkan vekili.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (Devamla) - Kendisi altı ay direndi. Niye? Türkiye'de barış için. Ama şimdi çatışma, başka bir şey, referandum, hepiniz susmuşsunuz ya, hepiniz. Bir Anayasa değişikliğiyle genel başkanınıza "evet" diyen, buraya getiren CHP var ama o Anayasa değişikliğiyle başka bir milletvekilini gönderen AKP Grubu var. Nereden nereye? Yazıklar olsun! (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sana yazıklar olsun Sayın Tanrıkulu!
BAŞKAN - Sayın Tanrıkulu, buradaki işlemleri ve gündemi, biraz önce de söylediğim gibi… Siz burada yoktunuz herhâlde… Buyurun, siz yerinize geçin, buyurun.
MUSTAFA SEZGİN TANRIKULU (İstanbul) - Sayın Başkan, söyleyeceğim… Benimki kişisel bir sitem Sayın Başkanım. Sataşırsanız söz alırım.
BAŞKAN - Siz kişisel siteminizi daha sonraki sohbetlerde kullanabilirsiniz. Burada adama göre işlem yapılmıyor, usule göre işlem yapılıyor, bunu da bilmenizi isterim.