İçişleri Bakanlığı kararnamesiyle 3 ay içinde Türkiye'ye dönmemeleri halinde vatandaşlıktan çıkarılacağı açıklanan 130 kişilik listede yer alan HDP milletvekilleri Tuğba Hezer Öztürk ve Faysal Sarıyıldız'ın dokunulmazlıkların kaldırılmasından sonra yargılanmaya başlanması ve firari olarak yurt dışında bulunmaları, gözleri dokunulmazlıkların kaldırılmasında kısmi destek sunan CHP'ye çevirdi.
2016'da yapılan dokunulmazlıkların kaldırılmasınan ilişkin düzenlemeye "CHP kendi ayağına kurşun sıkıyor" diyerek karşı çıkan Mersin Milletvekili Fikri Sağlar, "vatandaşlıktan çıkarma" kararnamesini, "Dokunulmazlıkları kaldırılması, Meclis’in feshedilmesinin ilk adımı oldu. Dokunulmazlıkların kaldırılması son derece yanlıştı. AKP bir oyun oynadı, Meclis’te diğer siyasi partilerde bu oyuna maalesef kandılar. Maalesef şimdi de adım adım o tarafa doğru gidiliyor. Zaten tek adamla ilgili yasa geçti. Parlamenter sistemi yok etme doğrultusunda bir adımdı, o adım da bugün geldi. Yarın başkaları da olacaktır" sözleriyle değerlendirdi.
KHK ile çıkmıştı
TCK'nın 302, 309, 310, 311, 312, 313 ve 314.maddelerinde yazılı suçlar nedeniyle hakkında soruşturma ve kovuşturma yürütülen ve yabancı ülkede olmaları nedeniyle kendisine ulaşılamayan vatandaşlara 'yurda dön' ilanı verilmesine ilişkin düzenleme, 6 Ocak 2017'de Resmi Gazete'de yayımlanan 680 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 75.maddesiyle getirilmişti.
CHP’li Fikri Sağlar'ın T24'e, İçişleri Bakanlığı’nın 130 kişinin 3 ay içerisinde dönmemeleri halinde vatandaşlıktan çıkarılacağına ilişkin tavrıyla ilgili değerlendirmesi şöyle:
"Meclis’in feshedilmesinin ilk adımı"
Dokunulmazlıkları kaldırılması Meclis’in feshedilmesinin ilk adımı oldu. Dokunulmazlıkların kaldırılma son derece yanlıştı AKP bir oyun oynadı, Meclis’te diğer siyasi partilerde bu oyuna maalesef kandılar. AKP kendisi oysa terörle ilişkisi olan insanları dokunulmazlıklarını kaldırarak yargının önüne götürme gücü vardı. Ama bunu yaygınlaştırarak 500’e yakın dosya ile kaldırılmasını ilk defa bu kadar geniş ve yaygın ve milletvekili görevdeyken geleneklere, teamüllerin dışında bir hareket içine girilmesini altında yatan neden belliydi. Parlamentoyu işlevsiz bırakmak, zayıf bırakmak ve toplumda tek adama doğru gitmekti, o zaman bunları söyledik.
"Parlamenter sistemi yok etme adımı"
Maalesef şimdi de adım adım o tarafa doğru gidiliyor. Zaten tek adamla ilgili yasa geçti. O nedenle parlamenter sistemi yok etme doğrultusunda bir adımdı o adım da bugün geldi. Yarın başkaları da olacaktır. Vatandaşlıktan çıkarmak son derece tehlikeli konudur. Vatandaş olma hakkı anayasal bir haktır, evrensel insan haklarından birisidir. Siz rastgele sadece keyfi bir biçimde yasalara dayandırmadan hele hele şimdi Kanun Kuvvetindeki Kararname gücüyle OHAL çerçevesinde bu işe girerseniz yarın başka şeylerde yapacaksınız demektir.
"Adalet Bakanı sürekli 'Darbe yapılacak' diyor"
Suçluları alıp getirmek mümkündür, gidersiniz yeniden verirsiniz sadece bununla da kalmıyor, Adalet Bakanı 'Yeni bir darbe yapılacak' diyor. Sürekli bir darbe korkusuyla zayıflıklarını ortaya koyuyorlar, bugünkü yönetimin ne kadar zayıf olduğunun göstergesidir, 'Bana her an darbe yapacaklar' diyerek toplumu da korkutarak aslında toplumu baskı altında tutarak yönetmeye çalışıyorlar benzeri hareketleri bundan sonra da artık göreceğiz.
"Bugün AKP kendinden olanlar ve olmayanlar diye toplumu ikiye ayırdı, kendinden olmayanların içine kim giriyorsa sağ sol demeden onları da içine koyabilirler. Çünkü keyfi yönetim başladı. Artık hukukun üstünlüğüne inanmış, bir ülke olmaktan çıktık, keyfi yönetim var artık."