Politika

CHP'li Öztürk: Akkuyu santralı fay hatlarına çok yakın

CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, “Artan enerji ihtiyacını karşılamak için ‘nükleer santrale’ ihtiyaç olduğu iddiası bir komedidir.

17 Mart 2011 02:00


HÜLYA KARABAĞLI T24 / ANKARA

 
Japonya’daki nükleer facia dünyayı diken üstünde bekletirken Akkuyu Nükleer santrali için hükümetten olumlu açıklamalar gelmesi CHP’nin tepkilerini artırdı. “Türkiye’nin nükleer santrale ihtiyacı yok” diyen CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk, “Artan  enerji ihtiyacını karşılamak için  ‘nükleer santrale’ ihtiyaç olduğu iddiası bir komedidir. Bugün dünyada birincil enerji tüketiminde nükleer enerjinin payı yüzde 6’dır. Nükleer enerjinin elektrik üretimindeki payı ise yüzde 16’dır” dedi.

 

Akkuyu’nun durumunu fay hatlarının konumları ve uzandıkları yerlerle ilgili bilgi vererek aktaran Öztürk’e göre, nükleer santral elektrik üretiminin yüzde5’ini karşılayacak. Yaygınlaştırılmaya çalışılan genel kanaatin aksine ‘Nükleer en ucuz enerji’ değil.  Öztürk, Akkuyu Nükleer Santral’inde bölgenin durumunu şöyle çizdi:

 

ECEMİŞ FAY HATTINA 25-30 KİLOMETRE:  Akkuyu Nükleer Santrali, kurulması halinde  Ecemiş fay hattına 25 -30  kilometre. Adana –Osmaniye’den geçen Doğu Anadolu fay hattına 150 kilometre uzaklıkta. Antakya-İskenderun’dan geçen ölü deniz fayı vardır.

30 kilometre uzaklıktaki Akdeniz’in içinde Kaş’tan Adana’ya kadar boydan boya uzanan dalma batma kuşağı vardır.

 

ELEKTRİK ÜRETİMİNİN YÜZDE 5’İ: Türkiye’nin kurulu gücü 45 bin megavat..  Akkuyu’da kurulacak olan nükleer reaktörün toplam gücü 4 bin 800 megavattır. Bu da, nükleer santraller devreye girdiği zaman ancak toplam elektrik üretiminin yüzde 5’ini karşılayacaktır. Oysa, Türkiye’nin diğer enerji kaynaklarını bir kenara koysak bile etkin ve verimli bir enerji politikası ile yüzde 20-30 ek verimlilik sağlama potansiyeli vardır.

 

 DALMA BATMA KUŞAĞI:Japonya’daki depremin Pasifik Okyanusu’ndaki dalma batma kuşağı içinde D=20 kilometre derinde göçüntülü biçimde olduğu dikkate alındığında deprem kuşağında olan Akkuyu’da santralin yapımından vazgeçilmesi teknik bir zorunluluktur. 

 

GÜVENLİK KRİTERLERİ YÖNETMELİĞİNE AYKIRI: Akkuya’da kurulması öngörülen ‘Vver’  reaktörlerin nükleer ve endüstriyel yönetmeliğe uymadığı, bu tasarımın teknik,  ekonomik göstergeler açısından savunulamaz olduğu dolayısıyla halk için yeterli radyasyon düzeyi ve çevre güvenliği güvenceleri veremez olduğu Uluslar arası Güvenlik Kriterleri  Yönetmeliği İSO 7385’e uymadığı hususları  Rusya kamu çevre bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir.

 

 RUSLAR DEPREME DAYANIKLIĞI HESAP ETMİYOR: Bundan 25 yıl önce Akkuyu’nun  sahasının en büyük ivme değeri  (PGA) 0.25 olarak belirlenmiş ve 1997 ihalesinde  bu ivme değerine göre tasarım istenmişti. Ancak, o sırada olasılıksal yöntemler ile  PG değerini hesaplama yöntemi gelişmekteydi. Akkuyu sahası için olasılıksal yöntemle hesaplama hiç yapılmamıştır. Ruslar, yaptıkları nükleer santrallerde depreme dayanıklılığı hiç dikkate almamaktadırlar.

 

NÜKLEER EN UCUZ ENERJİ DEĞİLDİR: Nükleer en ucuz enerji değildir. Güneş enerjisinden sonra en pahalı enerjidir. Bugün elektriğin toptan satış fiyatı 13.32 kuruş kilovat saat. Oysa, Ruslarla yapılan anlaşma gereğince nükleer santralden üretilecek elektriğin  kilovat saatini  KDV hariç 12.35 sentten alım garantisi verilmiştir.  KDV ile birlikte bu fiyat 14.57 senttir. Bugünkü kur üzerinden  24 kuruşu  aşmaktadır.  Kaldı ki bu fiyat  ağırlıklı ortalama fiyat olup  kademeli 28.7 kuruşu kadar çıkabilmektedir.  Bu da nükleer santralden ürettirilecek elektriğin ne kadar pahalı olduğunu göstermektedir.

 

YÜZDE 16 KAYIP KAÇAK: Ülkemizde kayıp kaçak oranı çağdaş bir ülkede kabul edilmesi mümkün olmayan düzeydedir. Yüzde 16 seviyelerindedir. Bu OECD ortalamasının üç katından daha fazladır.  Doğru ve ehil bir işletmecilikle mevcut 45 bin megavat olan kurulu gücümüzden yılda yaklaşık 220 milyar kilovat saat elektrik sağlanması gerekirken 2009 yılı üretimi yüzde 13 civarında üretim kaybıyla 192 milyar kilovat saatte kalmıştır. Mevcut kayıp kaçak oranıyla yüzde 13’lük üretim kaybını topladığımızda mevcut kurulu gücümüzün yüzde 29’u har vurup harman savrulmaktadır.