Politika

CHP'Lİ ÖZTRAK: BU BÜTÇE MİLLETİN DERDİNE DERMAN OLMAZ TBMM (A.A)

26 Aralık 2010 18:11

-CHP'Lİ ÖZTRAK: BU BÜTÇE MİLLETİN DERDİNE DERMAN OLMAZ TBMM (A.A) - 26.12.2010 - CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Milletvekili Faik Öztrak, 2011 yılı bütçesinin milletin derdine derman olmayacağını söyledi. TBMM Genel Kurulu'nda, 2001 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı görüşmelerinin son gününde CHP Grubu adına konuşan Öztrak, son 8 yılda dünya ekonomisinde hem bolluk, hem de en ciddi ekonomik krizlerden birinin yaşandığını ifade etti. 2003 ve 2010 verilerine ilişkin rakamsal değerlendirmeler yapan Öztrak, ''Bizlere başarı hikayeleri anlatıyorlar ancak uluslararası karşılaştırmalar övünülecek bir başarının olmadığını açıkça gösteriyor. Sayın Başbakan, ikide bir muhalefeti üç koyunu güdememekle eleştiriyor. Rakamlar, ekonomiyi yönetmekle koyun gütmek arasında hiçbir ilişki olmadığını ortaya koyuyor. Ekonomiye sadece İstanbul Büyükşehir Belediyesinin pencerelerinden bakmaya devam edenlerin anlattıkları başarı hikayelerinin aslı budur'' diye konuştu. ''Kaptanın ustalığı, dalgalı denizde ortaya çıkar'' diyen Öztrak, Türkiye'nin 2008-2009 döneminde kendine benzeyen 150 ekonomi arasında en fazla daralan 14'üncü, işsizliği en fazla artan 6'ncı ülke olduğunu ifade etti. Gençlerin krizde adeta ezildiğini belirten Öztrak, genç işsizliğinin dünyanın 5 katı arttığını dile getirdi. Tarımın bitirildiğini, ithal kurban kesildiğini, dünyanın en pahalı akaryakıtının tüketildiğini ifade eden Öztrak, akaryakıtta alınan vergide Türkiye'nin ''Avrupa şampiyonu'' olduğunu söyledi. Öztrak, vatandaşın ayakta kalabilmek için ''borca yüklendiğini'' ve milletin kazancıyla değil borçla yaşar hale geldiğini belirtti. Hükümetin önce küçümsediği muhalefet önerilerini geç kalarak uyguladığını ifade eden Öztrak, ''Kendi ligimizde en daralan ve işsizliği en fazla artan ekonomilerden biri olduk'' dedi. -''GEÇ KALINMIŞTIR''- Faik Öztrak, başından beri yanlış büyüme stratejisi uygulandığını, cari açığa seyirci kalındığını savunarak şunları söyledi: ''Küresel ekonomide kırılganlık sürüyor. Hatta Avrupa'da artıyor. Aynı bölgede bulunduğumuz için bize bulaşma riskini artırıyor. ABD, yüz milyarlarca dolar basarak dünyayı likiditeye boğmaya devam ediyor. Bu dolarlar bize benzeyen ülkelere akıyor. Dolar karşısında değerlenen yerli paralar, rekabet gücünü hızla aşındırıyor. Gelişmiş ekonomiler adeta krizin bedelini bize ödetiyorlar.  İktidar şimdiye kadar bu oyuna ve cari açığın hızla artmasına seyirci kaldı. Cari açığın finansman kalitesi hızla bozuluyor. Sıcak paranın payı ödemeler dengesi finansmanı içinde hızla artıyor. Özellikle Avrupa'da kırılganlıkların arttığı bir dönemde ülkeye krizde en büyük bedeli ödeten politikalara yeniden geri dönülmesi son derece riskli. Hükümet, sıcak para sonununu anlamakta ve tanımakta zorlanıyor. Bu çerçevede Merkez Bankasının aldığı son kararları ilgiyle izliyoruz. Bu yeni arayış yerindedir ancak geç kalınmıştır.'' -''RAKAMLAR, HİÇBİR ŞEY İFADE ETMİYOR''- Bütçe rakamlarının hiçbir şey ifade etmediğini öne süren Öztrak, ''Bu bütçeyi AKP'nin ne kadar uygulayacağı belli değildir. Harcama disiplini diye bir şey kalmamıştır. Dış açığı Merkez Bankasına emanet edelim bu disiplinsizliği sürdürelim derseniz cari açığı çözmek, istikrarı korumak ve vatandaşın aldığı borçları geri ödeyebilmesini sağlamak mümkün olamayacaktır. Bu kaptanın ikinci bir fırtınada gemiyi batıracağı açık seçik görünmektedir'' dedi. Türkiye'nin seçim ortamına girdiğini, CHP'nin ortaya koyduğu projelerin ''AKP'yi telaşlandırdığını'' ifade eden Öztrak, ''CHP, halkın mutluluğu ve refahını her şeyin önünde görür, hesabı kitabı da bir tarafa bırakmaz. CHP'de hesap kitap büyük önem taşımaktadır. Gerçekleştirmeyi vaat ettiğimiz her projenin arkasında hem vatandaşı rahatlatmak, hem de büyümeyi kalıcı kılmak vardır'' diye konuştu. 2001 yılı bütçesinin, ne işsizliği, ne de cari açık sorununu çözerek milletin derdine derman olmasının mümkün olmadığını ileri süren Öztrak, ''Neyse ki bu AKP iktidarının hazırladığı son bütçedir'' diyerek sözlerini tamamladı. -''NOBEL EKONOMİ ÖDÜLÜNE ADAY GÖSTERİLMELİ''- Yine CHP Grubu adına konuşan Grup Başkanvekili Muharrem İnce de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın çok sevdiği ''çark etmek, tornistan'' sözcüklerine bir kaç örnek vermek istediğini söyledi. İnce, Erdoğan'ın, 223 gün önce, Zonguldak Karadon'da madenciler göçük altında kalınca ''Madencilerimiz buradan çıkarılıncaya kadar çalışma ve enerji bakanlarımız burayı terk etmeyecek'' dediğini ancak bakanların madenciler bulunmadan ayrıldıklarını ifade etti. Füze kalkanı gündeme geldiğinde, önce ''düğme bizde'', sonra ''düğme NATO'da olacak'' denildiğini belirten İnce, ''Bu da tornistana ikinci bir örnektir'' dedi.  İnce, Erdoğan'ın, Kocaeli mitinginde ''İşsizliği yüzde 10'un altına düşüreceğiz'' dediğini, ancak bütçede bunun yüzde 12 olarak öngörüldüğünü kaydetti. Erdoğan'ın, 4 Aralık 2007'deki bütçe konuşmasında ''IMF'ye borcumuz 23,5 milyar dolardı'' dediğini, 13 Aralık 2010'da ise borcun 26,5 milyar dolar olarak alındığını söylediğini belirten İnce, ''Kendisine haksızlık etmeyeyim, Nobel ekonomi ödülüne aday gösterilmelidir bence. Milli gelir hesaplama yöntemlerini, bir gecede değiştirerek her Türk vatandaşına 2 bin 354 dolar para kazandıran bir Başbakan, yalnızca bizde vardır'' görüşünü savundu. İnce, Nevşehir'in Kozaklı ilçesi Akpınar köyünün suyunun, 8 aydır elektrik borcu yüzünden akmadığını, Şırnak'ta öğrencilerin mum ışığında KPSS'ye girdiğini, Ardahan'da öğrencilerin at arabasıyla taşımalı eğitim gördüğünü, Kocaeli'nde engelli çocuğuna saçını süpürge eden annenin, önce yılın annesi seçildiğini, sonra sendika değiştirmediği gerekçesiyle 10 kez sürgün edildiğini ifade etti. -''YUMURTADAN ERGENEKON ÇIKARAN...''- Başbakan Erdoğan'ın, 16 yaşında idam edilen Erdal Eren için gözyaşı döktüğünü ancak AK Parti'li Esenyurt Belediyesi'nin, Eren'i anma gecesi için salon vermediğini dile getiren İnce, sözlerini şöyle sürdürdü: ''(Kenan Evren'i yargılayacağız) dediniz ama maaşına zam yaptırmakta hiç tereddüt etmediniz. 'Özürlülere pozitif ayrımcılık' dediniz ama Başbakanlık müşaviri bir kişi, yanında yardımcısı olmadığı gerekçesiyle uçağa binemedi. Yozgat'ta '30 günden fazla rapor aldı' diye sözleşmeli öğretmen Metin Kurtçu'yu ölüme terk ettiniz. 'Doktor sayımız yetersiz, dışarıdan doktor getireceğiz' diyen bir Sağlık Bakanı, 'hayvan sayımız yetersiz, dışarıdan hayvan getireceğiz' diyen bir Tarım Bakanı, 1.5 yılda 44 ülkeye 71 ziyaret yapmakla övünen bir Devlet Bakanı, eğitimin farklı iki tanımını dahi yapamayan bir Milli Eğitim Bakanı, yumurta atan öğrenciden, siyah ceketinin sol omuzu kirlendiği için davacı olan Vakko bayisi Devlet Bakanı. Geçmişte düğünlerde 'amcasından bilezik, halasından tencere' diye hediyeler dağıtılırken, artık Bursa'daki seçimlerde 'Bakanımdan bir greyder' tartışmalarına gerdik. 'Sıfır sorun yapacağız' deyip, elde var sıfır yapan hayalci Dışışleri Bakanı.  Milleti gelişmişlikte 83. kendisi 2. olan bir Başbakan. Lübnan'da katile 'katil' deyip, Bağdat'ta dili tutulan bir Başbakan. Dünyanın en pahalı benzinini tükettiren bir Başbakan. 'Sesimizi sadece millet keser' deyip, milletin sesini, polis copuyla kesen bir Başbakan. Telekom'u Lübanlı'ya sattıktan sonra sultan gibi karşılanan bir Başbakan. İngiliz viski şirketlerinin 500 milyon dolarlık borcunu affedip, Çayyolu'nda içkili mekan bastıran Başbakan. Bir yakasında Kaddafi'nin insan hakları ödülü, öbür yakasında Yahudi cesaret ödülü, boynunda İslam'a hizmet ödülünü taşıyan bir Başbakan. 'Yargıç devletine son' deyip, kadı devletini kuran bir Başbakan. Taksimetrede bile gece tarifesi yokken, sağlıkta gece tarifesi başlatan bir Başbakan. 167 ülke arasında, ülkesini demokrasi liginde 89. sıraya gerileten bir Başbakan. Ardahan'da çiftçinin tezeğine icra gelmesini seyreden bir Başbakan. DGM'leri kaldırıp, acımasız yargılama usullerini, özel yetkili mahkemeler eliyle sürdüren bir Başbakan. Hak arayanların, TEKEL işçilerinin, öğrencilerin, öğretmenlerin seyahat özgürlüğünü engelleyen bir Başbakan. Yumurtadan Ergenekon çıkaran bir Başbakan. Dumansız hava sahasında bir numara, yalansız hava sahasında son numara bir Başbakan. Kendi yurttaşlarını ABD ilaç şirketlerine kobay olarak kullandırtan bir Başbakan. Cari açıkta, borç stokunda, protestolu senet ve karşılıksız çek sayısında, bütçe açığında rekor kıran bir Başbakan. Benden taraf olmayanı bertaraf ederim diyen bir Başbakan. Polis copunu hükümet etme biçimi haline getiren bir Başbakan. İsrail ormanları için yangın söndürme uçağı bulup, Haydarpaşa garı için bulamayan bir Başbakan. Camdan konuşunca kültürlü, candan konuşunca küfürlü bir Başbakan. Polis imdat hattını kaldırıp, imdat polis hattını kuran bir başbakan.'' Benzin istasyonlarının vergi istasyonuna dönüştürülüğünü öne süren İnce, devletin kodları ile oynandığını iddia etti. Devlet adamı kavramının yerle bir edildiğini savunan İnce, ''Devletin valilerini kamyonun şoför mahalline oturtup kömürcü yaptınız. Görevden alınan valiler de 'bunlar her genç kızın başına gelebilir' dedi. Devletin geleneklerini yok ettiniz, devlet adamlığı ciddiyetini ortadan kaldırdınız. İmralı'ya gündem belirleten, tarikatlarla koalisyon kurup Bakanlar Kurulu paylaştıran bir hükümet oldunuz'' dedi. -''HESAP SORMAYA ÇAĞIRIYORUM''- ''Kabe'de tavaf ederken, Mecliste oy kullananlar arasında ismi bulunan'' milletvekilleri olduğunu belirten İnce, 8 yılda ülkenin hiçbir temel sorununun çözülmediğini ifade etti.  İnce, ''(Ergenekon) dediniz her yere kondunuz, bir tek Deniz Feneri'ne konamadınız. Devleti ele geçirebilir, yasaları değiştirebilir, hak arayanların sırtına cop indirebilir, kendine hizmet edecek HSYK ve Anayasa Mahkemesi kurabilirsiniz ama Türkiye'in tek kalesi CHP'yi susturamayacaksınız. Bu kürsüden diyorum ki; ey halkım, hastalık yayılıyor, pas demiri yiyor, yüreklerin kulakları sağır, hava kurşun gibi ağır, bağır bağır bağırıyorum, sizi AKP'den hesap sormaya çağırıyorum'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan'ın muhalefeti ''3 koyun gütmemekle'' eleştirdiğini anımsatan İnce, ''Koyun gütmek kolaydır, keçi gütmek marifettir. Memlekette güdülecek koyun mu kaldı? Koyunlar Uruguay, Paraguay'dan geliyor. Sayın Başbakan, önce koyun ve keçi gütmek arasındaki farkı öğrensin, sonra da güdülecek koyun kaldı mı bir baksın'' görüşünü dile getirdi.