TBMM Genel Kurulu’nda bütçe görüşmelerinin son gününde CHP Grubu adına konuşan İlhan Kesici Anayasa değişikliği konusunda, “Bir emrihak vaki olsa, Cumhurbaşkanlığına, Başbakanlığa, Anayasa'ya sahip çıkacak insan var mı Ak Parti grubunun içinde vallahi yok, olmaz yani” ifadelerini kullandı. Kesici’nin sözleri CHP’den alkış, AKP’den tepki aldı. Durumun “Sayın Cumhurbaşkanımızın ölçülerine göre tanzim edildiğini” savunan Kesici, “Bu bakımdan, daha henüz yol yakındır ve her şey olup bitmiş filan değildir” diye konuştu.
Kesici'nin tutanaklara yansıyan bütçe konuşmasının bazı bölümleri şöyle:
“Şimdi, bu bahse daha çok girerdim ama Sayın Genel Başkanımızdan dün talimatname geldi, emirname "Ey bütün milletvekilleri ve parti meclisi üyeleri, duyduk duymadık demeyin, yarın için saat birde bu anayasa işlerini konuşmak üzere toplanıyoruz." diye. Ben de hak tecavüzünde bulunmayayım, ağzımdan yanlış bir şey de çıkabilir falan diye o bahsi burada kesiyorum ama buna dikkatinizi çekmek istiyorum, çok önemli, değerli arkadaşlar. Yani, bu saatten sonra artık… İçiyle çok şey değilim de bunun böyle olması, olmaması filan, zarif bir şey değil, Türk demokrasisi bakımından doğru bir şey değil.
Şimdi, Allah'ın gönlüne güç varmasın, Sayın Cumhurbaşkanımız da alınmasın. Alınsın diye söylemiyorum. Allah korusun, mahfazan Allah, bir emrihak vaki olsa -Olur mu? E olur, emrihak- bu Cumhurbaşkanlığına, Başbakanlığa, Anayasa'ya sahip çıkacak insan var mı şimdi bu aramızda? Yani "aramızda" dediğim, biz değil de AK PARTİ Grubunun içerisinde? Vallahi yok, olmaz yani. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler, "'Vallahi' deme." sesleri)”
ABDULLAH NEJAT KOÇER (Gaziantep) - Hepsi, hepsi!
İLHAN KESİCİ (Devamla) - Ha, "vallahi" demeyeyim, tamam, amenna.
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Bize söyleme, biz hepimiz sahip çıkarız.
İLHAN KESİCİ (Devamla) - Yani bu, sadece Sayın Cumhurbaşkanımızın ölçülerine göre tanzim edilmiş olan bir şey. Bu bakımdan, daha henüz yol yakındır ve her şey olup bitmiş filan değildir. Bu bakımdan bunu da dikkatlerinize getirmek istiyorum.
Sayın Başkanım, bana herhâlde bir iki dakika daha ayıracağı süre takdim ederler; burada da iki dakika kalmış, bir şey daha söyleyeyim.
Şimdi, değerli arkadaşlar, bu 1950'yi filan anlatırken bir şey daha söyleyeyim ben size, o da şu: AK PARTİ 363 milletvekili çıkardığı 2002 seçimlerinde yüzde kaç oy aldı Engin Bey?
ENGİN ALTAY (İstanbul) - 367.
İLHAN KESİCİ (Devamla) - Yüzde 34,3.
ENGİN ALTAY (İstanbul) - 34.
İLHAN KESİCİ (Devamla) - Bu İsmet Paşa'nın 1950 seçimlerinde veya Cumhuriyet Halk Partisinin 1950 seçimlerinde, Demokrat Parti ailelerine göre, yerle yeksan olduğu seçimde, seçim hezimetine uğradığı seçimde aldığı oy ne? Yüzde 39,99. Bir daha söylüyorum: Yüzde 39,9; öbür 9'unu attım. AK PARTİ'nin 363 milletvekili çıkardığı seçimde aldığı oy ne? 34,3. Allah Allah!
İkinci bir rakam daha…
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) -1977'de kaç?
İLHAN KESİCİ (Devamla) - İkinci bir rakam daha vereyim…
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - 1977'de CHP ne kadar aldı?
İLHAN KESİCİ (Devamla) - Hayır hayır, oraya gelmiyorum.
ŞAHAP KAVCIOĞLU (Bayburt) - Niye? Aynı.
İLHAN KESİCİ (Devamla) -Şimdi, 2009, daha dünkü seçimlerden bir tanesi değil mi? Belediyeler il genel meclis oylarının nispeti yüzde 38,8. Allah Allah, Türkiye'deki bütün belediyeleri kazandığınızda aldığınız oy yüzde 38,8. İsmet Paşa'nın yerle yeksan oldu diye düşündüğünüz seçimde aldığı oy yüzde 39,9. O bile bundan büyük, öyle değil mi?
Öbür bir tane daha söyleyeyim: Şundan bir sene önceki seçimde, 7 Haziran 2015'te AK PARTİ'nin aldığı oy ne? Ya, siz de hiç rakam sevmiyorsunuz galiba yani. Yüzde 40,8. Evet, herhâlde, yanlış söylüyor olabilirim, yüzde 40,8.
RAVZA KAVAKCI KAN (İstanbul) - CHP'ninki kaç?
İLHAN KESİCİ (Devamla) - Ya, İsmet Paşa'nın 1957'de aldığı oy ne? Yüzde 41,4. (CHP sıralarından alkışlar)
TAHİR ÖZTÜRK (Elâzığ) - Yanlış tespit, yanlış tespit.
İLHAN KESİCİ (Devamla) - Şimdi, bak, bu "yanlış" diyen arkadaş, Elâzığ sen değilsin herhâlde, değil mi? Allah Allah ya, aziz dostum, yani böyle bir şey olur mu?
Şimdi, bu rakamlar da elbette… Bu rakamlar, işte, burası rakamların da er meydanı yani Kırkpınar nasıl pehlivanların er meydanıysa bu Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu ve bütçe müzakereleri de rakamların er meydanı. Şimdi, buradaki bilen arkadaşlarımız, Sayın Başbakanımız da…
İLHAN KESİCİ (Devamla) - Şimdi, bunu şununla, başka bir edayla bitirmeyi kurgulamıştım ama ona nasılsa daha sıra gelecek bu Anayasa tartışmaları sırasında filan, o edaya, başka bir şekilde bitireyim ben.
Biz Demokrat Partili aileler olarak… Yani benim dedem 1946'dan itibaren tam Demokrat Partili, babam 1950-1960 arasında Demokrat Partinin il genel meclisi üyesi, 1960-1970 arası Adalet Partisinin il genel meclis üyesi.
İLHAN KESİCİ (Devamla) - Ben de onun oğlu olarak, ben de benim, ben de burada huzurlarınızdayım.
Şimdi, biz bu 1950'yi küçümsemek sadedinde, İsmet Paşa'nın devir teslimini bu aileler, Demokrat Partili aileler -görüyorum siz de öyle- küçümsemek sadedinde şöyle deriz: "İsmet Paşa kendiliğinden mi geçti yani? Yok." "Ya?" "Amerika bastırdı, Amerika'nın baskısıyla o da kabul etti, geçti." Çok iyi. Sene kaç? 1950. Şimdi? 2017. Altmış yedi sene sonra, bütün bir Amerika yanımızda birine bastırıyor, Suriye, Esat, değil mi? Amerika bastırıyor, Avrupa bastırıyor, bütün dünya bastırıyor, adam geçiyor mu demokrasiye? 500 bin adamı öldürdüler; öldü, işte demin söyledim, 10 milyon insan yerinden yurdundan oldu, onların 4 milyonu da bize geldi, birkaç milyonu da öbür komşu memleketlere gittiler, iltica ettiler, sığındılar. Demek ki öyle dünyanın baskısıyla, dünyanın zorlamasıyla bu işler olabilen işler filan değildir. İnsanda bir asalet lazımdır, insanda bir millet terbiyesi, bir devlet örfü, bir devlet terbiyesi lazımdır ki bu işler olmuş olsun. (CHP sıralarından alkışlar)