CHP İstanbul Milletvekili İlhan Cihaner, Fethullahçı terör örgütüne yönelik yürütülen soruşturmalarda tartışmalı delil haline getirilen ByLock programı için Meclis'e araştırma önergesi verdi. Cihaner, “Aileleri ile birlikte on binlerce yurttaşımızı ilgilendiren ve Fetullahçı yapılanma ile mücadelede önemi tartışmasız olan ByLock programı etrafındaki sorunların açığa çıkarılması yaşamsal önemdedir” dedi.
"Fettullahçı yapılanma sıkıştığı için darbe tertipledi"
İstanbul Milletvekili Cihaner yargı ve ordudaki hareket alanlarının daralması ile darbe tertipleyen Fettullahçı yapılanmaya değinerek, “Uzun yıllar boyunca devletin tüm kademelerine yerleşen/yerleştirilen 'Fetullahçı yapılanma' mensupları, özellikle yargı ve ordudaki alanlarının önemli ölçüde daralması üzerine, 15 Temmuz 2016’da devleti ele geçirmek üzere darbe tertiplemiştir. Fetullahçı askerlerin başlattıkları kalkışma, siyasi partilerin sergilediği demokrasi yanlısı refleks, darbeye dahil olmayan silahlı kuvvetler, emniyet güçleri bünyesindeki sağduyulu kadroların tutumu ve ulusun karşı koyuşu ile başarıya ulaşamamıştır” dedi.
"Fettullahçı yapıyla mücadele, bilimsel ve hukuki zeminde yapılmalıdır"
Milletvekili Cihaner, 'FETÖ'ye karşı yürütülen mücadelenin bilimsel ve hukuki bir zeminde ve hamasetten uzak bir şekilde yürütülmesinin önemine vurgu yaparak, şunları kaydetti:
“20 Temmuz 2016’de ilan edilen OHAL sonrası, bu yapılanmaya karşı çok yönlü soruşturma ve kovuşturma süreci başlatılmıştır. TSK, Emniyet Genel Müdürlüğü, Adalet Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan binlerce insan hakkında idari ve cezai işlem yapılmıştır. Bu mücadelenin etkin ve adil yapılmasının önemi tartışmasızdır. Gelecek kuşaklarımızı bile etkileyecek bu süreç ancak; hamasetten uzak, siyasi partilerin kısa vadeli suçlamalarına alet edilmeden bilimsel ve hukuki zeminde yapılırsa başarıya ulaşacaktır. Çoğu OHAL tedbirleri kapsamında 110 binin üzerinde kişi gözaltına alınmış, 139 bin 356 kamu çalışanı hakkında idari işlem yapılmış, 114 bin 918 kamu çalışanı kesin olarak ihraç edilmiştir. Binlerce sağlık ve öğretim kuruluşu, üniversite, vakıf, dernek, sendika ve konfederasyon kapatılmıştır."
"En önemli delillerden birisi tartışmalı hale getirildi"
Cihaner, kabul edilen iddianamelere de atıf yaptığı önergesinde geçmişte 'FETÖ' ile mücadele edenlerin dahi Bylock listeleri baz alınarak ‘kripto’ Fettullahçı ilan edildiğini hatırlattı. CHP'li vekil, “Bu işlemlerin tesisinde en çok kullanılan, en kesin delil de ByLock denilen mesajlaşma programı olmuştur. Fetullahçıların belirlenip devlet kurumlarından tasfiye edilmelerinde, birçok kriterin bir arada olması şartı aranırken, ByLock kullanıcısı olanlar için başkaca kriter aranmadı" ifadesini kullanarak sözlerine şöyle devam etti:
"Geçmişte bu yapı ile mücadele edenler bile 'ByLock listesinde' ise 'kripto' söylemi ile Fetullahçı ilan edildi. Kabul edilen iddianameler ve kararlarda; Programın gizlilik amacıyla kullanıldığı, hata marjının yüzde 1 olduğu, yanlışlıkla kullanmanın mümkün olmadığı, özel bir sunucudan indirildiği, örgüt mensubu mühendislerce 24 Aralık 2014'ten sonra güncellenerek örgütün kullanımına uygun hale getirildiği, doğrudan erişimin engellendiği kriptolu haberleşme programı olarak kullanıldığı, kullanıcıların rumuz aldığı ve karşılıklı onay verilmeden görüşmenin gerçekleşmediği gibi detaylara da yer verildi.
Bu çerçevede; 215 bin kişinin 'ByLock' kullandığının belirlendiği, MİT tarafından yapılan çalışmalarda toplam 18 milyon mesaj içeriğinden, 17 milyonunun çözüldüğü, 3,5 milyon e-posta içeriğinden 2,5 milyonunun çözümlendiği, 2010 KPSS soruşturmasında 100 ve üzeri soruya doğru cevap veren 3 bin 227 şüpheliden 700'ünün aktif şekilde 'ByLock' kullandığının tespit edildiği bilgisine yer verildi."
"Listelere nasıl girilip nasıl çıkıldığı bilinmemekte"
CHP'li Cihaner, son olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 11 bin 400 kişinin kullanıcı iradesi dışında Fettullahçı yapılanmanın ByLock programına yönlendirildiğini açıklamasında değinerek, ortak Wifi, IPçakışması ve VPN ve yönlendirici progralardan kaynaklanan sorunlara şaret etti ve şöyle dedi:
“Ancak Gelinen noktada; Önce ortak kablosuz ağ (Wifi) kullanımından, IP çakışmasından (CG-NAT kullanımı), VPN ve yönlendirici programlardan (Mor Beyin uygulamaları) kaynaklanan sorunlar ortaya çıktı. Bunun yanında başkalarının adına alınan hatların kullanımı ve listeye “yanlışlıkla girme, sıralamaların kaydırılması”, KYOK kararlarının idari birimlere iletilmemesi gibi gerekçeler bir yandan binlerce mağdur yaratırken, öte yandan önemli bir dijital delili tartışmalı hale getirmiştir. “Listelere nasıl girilip nasıl çıkıldığı” bilinmemektedir. Bu arada “listelere eklenenlerin ya da çıkarılanların” olup olmadığı tartışılmaya başlanmıştır. Son olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 11 bin 480 cep telefonunun, kullanıcı iradesi dışında FETÖ'nün gizli haberleşme programı ByLock'a yönlendirildiğini açıklamıştır. Tüm bu “yanlışlıklar” bağımsızlığını ve cesaretini kaybetmeyen birkaç hukukçu ve bilirkişi sayesinde giderilmiştir."
"Bu süreçteki soru işaretleri Meclis tarafından giderilmelidir"
Yürütülen soruşturmalarda ByLock programının önemine de değinerek ByLock etrafında ortaya çıkan sorunların araştırılmasının gerekliliğine vurgu yaptı. Cihaner, “Aileleri ile birlikte on binlerce yurttaşımızı ilgilendiren ve Fetullahçı yapılanma ile mücadelede önemi tartışmasız olan ByLock programı etrafındaki sorunların açığa çıkarılması yaşamsal önemdedir.
ByLock programı nedeniyle yaşanan sorunların tespiti ile alınacak önlemlerin belirlenmesi amacıyla, Anayasa’nın 98 ve TBMM İçtüzüğü’ nün 104 ve 105. Maddeleri gereğince Meclis Araştırması açılmasını arz ve talep ederim” dedi.