Hülya Karabağlı / Ankara
Denizli Milletvekili İlhan Cihaner, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın açıklamalarıyla gündeme oturan Denizli’deki son durumla ilgili bilgi verdi. Erdoğan’a, “Binlerce öğrenciyi töhmet altında bırakıp mağdur eden bu tutumunu derhal terk etmeli” diyen Cihaner, “Başbakan, eğer elinde birtakım gerçek, ciddi ve vahim(!) bilgiler ve belgeler varsa kamuoyuna açıklamalı, yoksa da Denizli’deki binlerce öğrenciyi töhmet altında bırakıp mağdur eden bu tutumunu derhal terk etmelidir” dedi. Cihaner’in yazılı açıklaması şöyle:
Türkiye Cumhuriyeti, Anayasası uyarınca, “laik, demokratik, sosyal bir hukuk devleti” midir yoksa “muhafazakâr demokrat bir devlet” midir? Eğer böyle değilse, Başbakan bu açıklamayı neye dayanarak yapmaktadır ve Türkiye Cumhuriyeti’ni “muhafazakâr demokrat” bir devlete dönüştürmek için Anayasayı değiştirmeyi düşünmekte midir? Bunlar meşru sorular olarak karşımızda durmaktadır.
Ancak mesele sadece devletin niteliğiyle ilgili değildir; mesele, iktidarın ve başındaki ismin yurttaşların ev yaşantılarına dahi müdahil olma hakkını kendisinde görüyor olmasındadır. Yine bu noktada, sormak gerekmektedir; on sekiz yaşını geçmiş yurttaşların, hangi evde, kiminle, ne şekilde yaşayacağına dair herhangi bir kanun hükmü bulunmakta mıdır? Bu evlere yönelik denetlemeler hangi yasaya göre yapılacaktır, denetlemelerin neticesinde nasıl bir yaptırım uygulanacaktır? Yasalarımızda “öğrenci” diye ayrı bir statü olmadığına göre ve öğrenciler de Türkiye Cumhuriyeti’nin eşit hak ve özgürlüklere sahip yurttaşları olduklarına göre, nasıl bir uygulamaya gidilecektir?
Başbakan’ın “şikâyetler var” dediği Denizli’de verilere göre Pamukkale Üniversitesi’ne kayıtlı 44.124 öğrenci bulunmaktadır ve bu öğrencilerin sadece 4500 tanesi devlet yurtlarında kalmaktadır. Geriye kalan öğrenciler ise çoğu dini cemaatlere ait yurt ve pansiyonlarda ya da Başbakan’ın “kızlı erkekli bir arada yaşıyorlar” dediği apartlarda kalmaktadır. Başbakan’ın “ahlaksızlık yuvası” olmakla itham ettiği bu apartlar, ekonomik olmalarının yanı sıra, öğrencilere belli ölçülerde bir konfor sağlamakta ve onları dini cemaatlere ait yurt ve pansiyonlara mecbur olmaktan kurtarmaktadır. Üstelik bu apartlarda, kadın ve erkek öğrenciler, iddia edildiğinin aksine, çoğunlukla farklı dairelerde kalmakta, ortak yaşam alanlarını paylaşmaktadırlar. Aynı dairelerde kalanların ise reşit yurttaşlar olarak bireysel bir tercihte bulundukları ve bu tercihe yönelik herhangi bir devlet müdahalesinin hem antidemokratik hem de hukuk dışı olacağı açıktır. Başbakan, eğer elinde birtakım gerçek, ciddi ve vahim(!) bilgiler ve belgeler varsa kamuoyuna açıklamalı, yoksa da Denizli’deki binlerce öğrenciyi töhmet altında bırakıp mağdur eden bu tutumunu derhal terk etmelidir.