HÜLYA KARABAĞLI / Ankara
CHP’de ulusalcı-gelenekçi kanatta yer alan isimlerden Meclis Anayasa Uzlaşma Komisyonu üyesi, Eskişehir Milletvekili Prof. Süheyl Batum, “Ben ulusal bağımsızlığın ve Atatürk'ün yaptıklarını savunan bir insanım. Cumhuriyetçiyim. Tekke ve zaviyelerin açılmasını isteyen insanla aynı şeyi düşünmüyorum. Hüseyin Aygün gibi de düşünmüyorum” dedi.
CHP içindeki çalkantıyı “görüş ayrılıkları” diye değerlendiren Batum, “Herkes CHP’yi temsil ettiğini düşünüyor” sorusuna, “ CHP'yi ne Dilek Akagün Yılmaz, ne Sezgin Tanrıkulu ne de Süheyl Batum temsil eder. Severiz, sevmeyiz, öbürünü sever veya sevmez ama bizi birbirime bağlayacak ortak şey partinin çizgisidir” yanıtı verdi.
Batum’a göre, Türkiye üzerinde uygulanan bir plan var. Bu nedenle 11 yıldır kavramlarla oynamaya devam ediliyor. Pasifik ötesinde laboratuarlarda üretilen kavramlar kabul ettirilmeye çalışılıyor. Laik- laikperest diyerek içi boşaltılıyor.
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kafasında Anayasa yapmak gibi bir derdi yok.
“Apo’da söyledi, ‘Yaz oğlum Süreyya’ dedi” diyen Batum, AKP’nin BDP’nin oyundan da emin olduğunu, bu nedenle 30 madde ile “Partili Cumhurbaşkanı” düzenlemesini getirip işi bitireceklerini söyledi.
Prof. Batum, T24’ün CHP içinde olan bitene ve Anayasaya ilişkin sorularını yanıtladı:
Ulusalcı kanatta bir isimsiniz? Yenilikçilere karşı mısınız?
CHP'nin içinde yenilikçiler diye, ulusalcılar diye bir şey yok. Bu kavramların hepsi uydurulmuş kavramlardır. 15 sene önce başladılar laikler, laikperestler, laikçiler diye içini boşalttılar. Bugün laiklik kavramını da artık kullanabilen yok içini boşalttılar. Bunlar bilinçli olarak bir takım ABD deyin, küresel sermaye deyin bu bölgeyi dizayn etmek isteyenlerin ortaya koyduğu bir takım kavramlardır.
Şimdi bunları yapanlara bakın ya ‘akil adam’ oldu ya AKP'ci oldu. Önce laikliği içinden çıkılmaz bir hale getirmek lazımdı. Sonra biliyorsunuz AİHM iki karar verdi. Türban ve Refah Partisi ile ilgili. AİHM harika diye bir şeyler başladı. Şimdi de ulusalcılık başladı. Bir plan var ki AKP'nin başa getirilmesinden tutun hepsi bu plan işletiliyor.
Nasıl bir plan işletiliyor?
Tayyip Erdoğan'a bakıyorsunuz; Bu plana göre hareket ediyor ve hiç mi hiç dışına çıkamıyor. “BDP'lileri kaale almıyorum, onlarla konuşmam” diyen Erdoğan ertesi günü “Çocuklar hadi gidin Öcalan ile görüşün” diyor. “Dokunulmazlıkları kaldıracağız kaldırmayan namusuzdur” diyor, ertesi günü “Daha öyle bir şey yok” diyor. Bu Başbakan deli mi? Hayır. Bir plan çerçevesinde gitmek zorunda. O planın bir parçası da Türkiye’de ulusal bağımsızlığı olan bir ülkede yıllardır beraber yaşadığımız insanlarla sırf Irak da bir Kürt devleti. İşte ulusalcılar denilen insanlar “hayır” diyen insanlar olarak yansıtıldı.
Yani size ‘ulusalcı’ demeyelim mi?
Ben ulusal bağımsızlığın ve Atatürk'ün yaptıklarını savunan bir insanım. Cumhuriyetçiyim. Bu, Cumhuriyet’in çok önemli olduğuna inanırım. Benim gibi çok insan var. Ben tekke ve zaviyelerin açılmasını isteyen insanla aynı şeyi düşünmüyorum. Hüseyin Aygün gibi de düşünmüyorum. Akil İnsanlar diye bir şey çıkarttılar. Başbakan’ın sevdiği insanlar, diğerleri akillik dışı! Bunlar hep bize uydurulan kavramlar.
Çözüm sürecine karşı mısınız?
CHP’nin yüzde 90'ı bu çözüm sürecinin ne olduğunu biliyor. Bu şekilde giden samimiyetsiz sürece destek olmak istemiyoruz. Tayyip Erdoğan bir gün önce “Asacağım”, öbür gün “Asmayacağım” diyen insan. Tayyip Erdoğan , “Bu var ya bu Kılıçdaroğlu Alevi’dir” deyip kenara çekilmiş yuhalatmış bir adam. Bu adamın biz barış getireceğine mi inanacağız? Irak'a gelip 1,5 milyon insanın öldürmüş, Suriye'yi karıştıran, İran'ı vurmaya çalışan, Gazze’de bugüne kadar ağzını açmamış tam tersine ABD ile hareket etmiş. Geçmişinde hangi ideolojilerin içinde olan Öcalan, birden bire “Bizi bir birimize binlerce yıl bir birine bağlayan İslam birliğidir” diyor. Üç tane ilkokul çocuğuna inanırım ama bu üç tane insanın barışı getireceğine inanmam.
