CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, kanuna aykırı okul öncesi eğitim kurumlarının önüne geçilmesi ile devlet okullarında okul öncesi eğitimin zorunlu ve parasız olması için kanun teklifini TBMM Başkanlığı’na sundu. Milli Eğitim Temel Kanunu'nda Değişiklik öngören kanun teklifi gerekçesinde merdiven altı olarak tabir edilen okul öncesi kurumlarında artışa dikkat çekiliyor.
CHP’li Topal’ın teklifi ve gerekçesi şöyle:
Okul öncesi eğitim, çocuğun doğumundan başlayarak ilköğretime başladığı döneme kadar geçirdiği süreç olarak tanımlanabilir. Okul öncesi eğitim kurumları çok çeşitlilik göstermektedir.
Okul öncesi eğitim; isteğe bağlı olarak zorunlu ilköğretim çağına gelmemiş, 3 yaş, 4 yaş ve 5 yaş (66 aydan küçük olan 2011 yılının 4. ve 12. ayları arasında doğan çocuklar) grubundaki çocukların eğitimini kapsar. Okul öncesi eğitim kurumları bağımsız anaokulları olarak kurulabildikleri gibi, gerekli görülen yerlerde ilköğretim okullarına bağlı ana sınıfları halinde veya ilgili diğer öğretim kurumlarına bağlı uygulama sınıfları olarak da açılmaktadır.
A. MEB’e bağlı olanlar
B. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı olanlar,
C. Belediye, Dernek ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı olanlar,
D. İş Kanunu’na göre işletmelerde açılan kurumlar,
E. Kaçak açılmış kurumlar
İlköğretime başlama yaşı da ülkeden ülkeye değişiklik gösterir. Okul öncesi eğitim alan bireylerle almayan bireyler arasında ileriki eğitim süreçlerinde ciddi farklılıklar olduğu yapılan araştırmalarla kanıtlanmıştır. Okul öncesi eğitimde okullaşma oranlarına bakıldığında özellikle 4+4+4 sonrası ortalama yüzde 9,14 azaldığı görülmektedir. Okul öncesi çağ nüfusu içerisinde yaklaşık 922.373 öğrencinin okullaşması sağlanamamıştır. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı 4630 özel, 4089 resmi olmak üzere toplam 8719 anaokulu bulunmaktadır. Ayrıca 843 özel, 19731 resmi olmak üzere toplam 20.574 anasınıfı bulunmaktadır. Ayrıca 6287 yasanın uygulanmaya başlanması ile birlikte merdiven altı diye tabir edilen okulöncesi kurum sayıları artmıştır. Bunun yanı sıra kaçak kurumların sayısı 2013 yılında TCK’nın 263 üncü maddesinin yürürlükten kaldırılması ile hızlı bir şekilde artmıştır. Neredeyse her il ve ilçede dini eğitim altında farklı isimlerde inceleme, tartışma yahut araştırmaya ihtiyacın olmadığını savunan anlayışla eğitim verilmektedir. Bu sözde eğitim kurumlarının denetimi yapılamadığı için uyguladıkları öğretim programlarının Türk Milli Eğitimi’nin ilke ve amaçlarına uygun olup olmadığı hususunda ciddi endişeler ortaya çıkmaktadır. Anayasa’nın 174. maddesi ile teminat altına alınan devrim kanunlarının korunması hükmü ile alternatif eğitim kurumları açılamayacağı, eğitim-öğretimin Türkiye Cumhuriyeti’nin laik niteliğini uygun olacağı güvence altına alınmıştır.
Önerdiğimiz kanun teklifi ile kanuna aykırı okul öncesi eğitim kurumlarının önüne geçilmesi ve devlet okullarında okul öncesi eğitimin zorunlu ve parasız olması hedeflenmiştir.
