Politika

CHP’den Kürt sorununa çözüm için sekiz öneri

CHP’nin Kürt politikalarında etkili ismi Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun hazırladığı rapor, üyelerin önerilerini almak için Parti Meclisi’ne sunuldu.

23 Ekim 2011 03:00

T24 - CHP’nin Kürt politikalarında etkili ismi Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun hazırladığı rapor, üyelerin önerilerini almak için Parti Meclisi’ne sunuldu. CHP’den Kürt sorununa çözüm için sekiz öneri Parti Meclisi’ne sunulan ve görüş istenen raporda şu öneriler yer aldı: 1-Eşit anayasal vatandaşlık, 2-Hakikatlerin araştırılması, 3-Temsilde adalet, 4-Anadilin öğretilmesi, 5-Düşünce özgürlüğü, 6-Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, 7-Koruculuğun kaldırılması, 8-Şiddet ve çatışma ortamının sona ermesi.


Vatan gazetesinden Kıvanç El'in haberine göre; CHP’nin Kürt politikalarında etkili ismi Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu’nun hazırladığı rapor, üyelerin önerilerini almak için Parti Meclisi’ne sunuldu. CHP PM’de önceki gün ele alınan ve birçok tartışmanın yaşanmasına yol açan “Kürt sorunu olarak adlandırılan Türkiye’nin Kürt kimlikli vatandaşlarının hak ve özgürlük talepleri ve CHP’nin çözüm yaklaşımları için öneriler” başlıklı rapora Vatan gazetesi ulaştı. Raporda, “Kürt Kimlikli Vatandaşlar” ifadesi kullanıldı ve “Kürt Kimlikli Vatandaşların ortaklaştığı” sorunlar 8 ana başlıkta değerlendirildi. 18 sayfalık raporda, SHP’nin 89 raporu, CHP’nin kurultaylarında gündeme getirilen görüşler ve CHP’nin gerçekleştirilmesini isteyeceği reformlar ve gündem yaratacak öneriler yer alıyor.


Raporu PM’ye anlatan Tanrıkulu, “Dünyada bütün terör sorunlarını sol partiler çözdü. ETA, IRA gibi sorunları sol partiler çözdü. Biz CHP olarak harekete geçmezsek bu sorun çözülmeyecek. Bu sorunlar bu raporda yazan politikalarla çözüldü. Bunu değerlendirelim, tartışalım” dedi.


Toplantıda yaklaşık 4 saat tartışılan rapora ilişkin öneriler bir sonraki PM toplantısında ele alınacak.



8 başlıkta talepler


Türkiye’nin Kürt kimlikli vatandaşlarının “homojen” ve “tekçi bir yapıya” sahip olmadığı belirtilen raporda, Kürt vatandaşların taleplerinin BDP gibi partilerin önceliği olsa da CHP açısından bu konuların ele alınmasına engel olamayacağı kaydedildi. Raporda, “Kürt kimlikli vatandaşların siyasal ve kültürel konularda ortaklaştığı talepleri” şu maddelerde ele alındı:


1-Eşit anayasal vatandaşlık /Yeni ve demokratik bir Anayasa

2-Hakikatlerin araştırılması / Faili meçhullerin açığa çıkarılması

3-Temsilde adalet ve siyasal yaşama (kendi kimliği ile) katılım /Seçim barajı ve siyasi partiler yasası

4-Ana dil sorunu / Ana dilin öğretilmesi ve eğitimi / Ana dilde eğitim

5-Düşünce, ifade ve örgütlenme özgürlüğü

6-Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve yetki ve sorumluluklarında karar alma iradelerinin/özerkliklerinin genişletilmesi

7-Köy Koruculuğunun kaldırılması

8-Şiddet, terör ve çatışma ortamının sona erdirilmesi



Soyut değil


Bu 8 talebin temel gerekçelerinin de sıralandığı raporda, “CHP bu sorunun çözüm hedefinin genel çerçevesini tespit ettiği zaman referans olarak kullanılacak insan hakları, demokrasi, eşitlik, adalet ve hukukun üstünlüğü değerleridir. Adı geçen değerler soyut kavramlar değildir. Uygulamaları ile somutlaştırılmış pratik adımlardır” denildi.



CHP’nin reformları


Raporda, 8 talebin tespiti yapıldıktan sonra 2011-2015 döneminde ağırlık verilmesi istenen ve “CHP iktidarında” uygulamaya konulacak reformlar hakkında da bilgiler yer aldı.


CHP’nin yeni Anayasa çalışmasında vatandaşlık tanımı ile vatandaşların hak, özgürlük ve yükümlülüklerinin etnik kimliklere, dini inançlara ve siyasi düşüncelere bağlılığı ifade eden vurgulardan arınmış bir içerikte olması için çalışacağı belirtilen raporda şöyle denildi: CHP, eşit anayasal vatandaşlık hedefine uygun vatandaşlık ve Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının hak, özgürlük ve yükümlülüklerinin tarif edilmesi yoluyla, toplumsal uzlaşı, barış ve demokrasinin birlikte yaşama iradesi ile güçleneceğine inanır. Yeni Anayasa etnik kimlik vurgularına yer vermemeli, yasalardaki ayırımcı dil ortadan kaldırılmalıdır.”



Yerel özerklik


Hakikatleri araştırma komisyonu kurulması, seçim barajının düşürülmesi, ana dil eğitimi Kürtçe’nin müfredat programında farklı bir dil / seçmeli dil olarak yer alması da önerilen raporda yerel özerklik ise şöyle anlatıldı:


Türkiye’nin bugüne kadar Yerel Özerklik Şartı’na koymuş olduğu çekincelerin neredeyse tamamı yerel yönetimlerin önüne konulan gereksiz engellerin sürdürülmesi kaygısından kaynaklanmıştır. Bu nedenle, söz konusu çekincelerin kaldırılması güçlü bir yerel yönetim yapısının kurulmasına yönelik sadece somut politikaların hayata geçirilmesinin önünü açmayacak, aynı zamanda bir zihniyet değişikliğini de sağlayacaktır. Böylece yerel yönetimler mali, yönetsel ve siyasi özerkliklerini anlamlı biçimde kullanabileceklerdir.



Binnaz Hoca’ya kızdı


CHP Parti Meclisi’nin önceki günkü toplantısında hararetli tartışmalar yaşandı. Toplantıda dün Vatan gazetesinin ortaya çıkardığı Kılıçdaroğlu’nu kızdıran “Kürt Meselesi ve terör konusunda yaklaşımımız net değil, bu çerçevede neyimiz var?” sorusunu soran ismin Prof. Dr. Binnaz Toprak olduğu öğrenildi. Kılıçdaroğlu birkaç üyenin daha benzer yaklaşım sergilemesi üzerine, “Arkadaşlar yeter artık, yani kaç kere daha anlatacağız” dedi. Toplantıda ayrıca Başta Ercan Karakaş ve İsa Gök olmak üzere 20’ye yakın üye tüzük değişikliğinin ve buna ilişkin tüzük kurultayının ertelenmemesini talep ederken Kılıçdaroğlu bu taleplere, “Bakın PM’nin bu toplantısının gündeminde bunlar yok, tüzük değişikliklerini uygun takvimde yapacağız, olağan kurultayla birlikte de olabilir veya başka bir takvimde de olabilir” yanıtını verdi.


 

‘Çözüm için tam destek’

CHP 4 maddelik bildirgeyle terörü kınarken hak ve özgürlüklere dikkat çekti.


Bildirgede, sorunun çözüm yerinin TBMM olduğuna vurgu yapılarak “Hükümetin çözüme yönelik tüm adımlarına CHP olarak destek vereceğimizi tekrar vurguluyoruz. Teröre karşı her türlü önlem alınırken Kürt sorununun demokratik hak ve özgürlüklere dayalı olarak çözüleceği gerçeği unutulmamalı” görüşüne yer verildi.



'Çözüm için tam destek'



CHP Parti Meclisi (PM), terör eylemlerini yayımladığı 4 maddelik bildirgeyle kınarken AKP hükümetini terör konusunda “tutarsız, beceriksiz ve partizanca” davranmakla suçladı.


CHP PM’nin önceki gün 10 saat süren toplantısının ardından, alınan kararlar bir bildirgeyle açıklandı. PM Üyeleri Oğuz Oyan ve Osman Korutürk tarafından kamuoyuna açıklanan bildirgede şu görüşlere yer verildi:


Nefret söylemi: Ülkemizde artarak süren terör olayları, toplumun bütün kesimlerinde büyük infial yaratmıştır. Toplumumuzun sağduyusu bugüne kadar toplumun iç bütünlüğünün bozulmasını engellemiştir. Ancak AKP iktidarında Türkiye’de nefret söyleminin giderek egemen olmaya başlamasını kaygıyla izliyoruz. Bunun nedeni, yönetimi sıfır terörle devralan AKP’nin ülkeyi şiddet dozu giderek artan teröre teslim etmiş olmasıdır.


Hem mücadele hem müzakere olmaz: AKP’nin tutarsız, samimiyetsiz ve fırsatçı politikaları sorunu adeta içinden çıkılamaz bir duruma getirmiştir. Terörle mücadele tutarlılık ve kararlılık gerektirir. “Terörle hem müzakere hem mücadele ederim” anlayışıyla çözüm üretilemez. AKP, “demokratik açılım” adını verdiği kavramın içini hiçbir zaman doldurmamıştır. Ana muhalefetle bile paylaşmadığı projelerini silah bırakmayanlarla kapalı kapılar ardında paylaşmıştır; onlarla ileri müzakereler yapmış, protokoller imzalamış, taahhütlere girişmiştir. Bu ilkesiz siyaset, Türkiye’yi daha fazla terör batağına itmiştir. 2009 seçimleri, referandum ve 12 Haziran seçimleri öncesinde PKK’ye verdiği sözlerle bir sükûnet ortamı sağladığı ve kendi seçim başarısını ülke çıkarlarının önüne koyduğu anlaşılan AKP hükümeti, terör azınca neden şaşırmaktadır?


Çözüm yeri Meclis: Dokuz yıldır yaşanan gelgitler sonucunda gelinen nokta gösteriyor ki, Türkiye’de çözümün önündeki başlıca engel AKP’nin tutarsız, beceriksiz ve partizanca yönetim anlayışıdır. AKP şimdiye kadar “salt güvenlik kaygıları üzerinden, sadece güvenlik güçleriyle sorun çözülemez” derken bugün tam da o noktaya gelmiştir. “Siyaset kurumunun çözüm üretmesi gerektiğini” söylememize kulak tıkamıştır. Yineliyoruz; bu ülke sorununun çözüm yeri Türkiye Büyük Millet Meclisi olmalıdır. Ortak aklı egemen kılmanın yolu budur.


Demokratik çözüm: İktidar partisinin bu sorunu çözme konusunda adım atabilmesi için şimdiye kadarki tutarsız ve küçük siyasi hesaplara dayalı ilkesiz tutumundan derhal vazgeçmesi gerekmektedir. Teröre karşı her türlü etkili önlem alınırken Kürt sorununun demokratik hak ve özgürlüklere dayalı olarak çözülebileceği gerçeği de unutulmamalıdır. Açıkça söylüyoruz; hükümetin çözüme yönelik tüm adımlarına CHP olarak destek vereceğimizi tekrar vurguluyoruz. Öte yandan, iktidarı CHP’nin somut çözüm önerileri üzerinde de düşünmeye davet ediyoruz.