CHP PM üyesi Aytun Çıray, 1 Mayıs ve 1 Haziran tarihlerine dikkat edilmesini, provokasyon yapılacağı yönünde ciddi bilgi aldığını söyledi.
Aytun Çıray, 1 Mayıs ve 1 Haziran tarihlerinde DHKP-C ve provokasyonlara karşı dikkat edilmesi gerektiğini kaydederek şöyle devam etti:
"Şimdi 1 Mayıs'ı insanımız Taksim'de kutlamak istiyor, daha önce bu hükümet tarafından Taksim'de kutlanmasına izin verilmiş ve demokratik açılım gibi sunulmuştur. Şimdi ne oldu da Taksim'de işçilerin eylemi engelleniyor. Binlerce polisin orada olacağı, tahrik edilircesine açıklanıyor ve çatışma ortamının psikolojik zemini hazırlanıyor. Emin olmadığım hiçbir şeyi açıklamam. Güvendiğim bir kaynaktan gelen bilgiye göre, 1 Mayıs'ta provokasyon yapılacak. 1 Mayıs ve 1 Haziran'a dikkat çekmek istiyorum. Gittikçe oyları düşen hükümet rakip gördüğü siyasi partileri terörle ilişkilendirmek ve onları kavgacı bir siyasetin organlarıymış gibi göstermek için 1 Mayıs ve 1 Haziran'da provokasyona hazırlanmaktadır. O gösterilere katılacak olan halkımızı uyarıyorum bu oyuna gelmeyin, bu oyunu bozun ve bir kere daha bu milletin bu oyunları yutmayacağını gösterin."
'Bilal Erdoğan'ın, bağımsız bir mahkeme önüne çıkması kaçınılmaz olacaktır'
CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray, TÜRGEV Yönetim Kurulu Üyesi Bilal Erdoğan'ın İzmir'de dün Balçova Kaya Termal Otel'de İzmir Valisi Mustafa Toprak, AKP il yöneticileri, imam hatip lisesi müdürleri ve imam hatip çıkışlı işadamlarıyla toplantı yapması ve okul müdürlerinden inançlı nesil yetiştirmek için daha kaliteli bir eğitim istemesine tepki gösterdi. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın TÜRGEV'e yapılan bağışlarla ilgili açıklamasına değinen CHP'li Çıray şöyle konuştu:
"Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç'ın 'TÜRGEV'e 27 Şubat 2008 tarihinden sonra muhtelif gerçek ve tüzel kişilerce yapılan yurtiçi bağış ve yardımlar 29 milyon 666 bin 533 TL, yurtdışı bağış ve yardımlar 99 milyon 999 bin 990 Amerikan dolarıdır' diyerek yolsuzluklarını resmen ilan ettiği TÜRGEV'in Başkanı Bilal Erdoğan İzmir'deydi. Başta İzmir Valisi Mustafa Toprak olmak üzere devletin Milli Eğitim bürokratları ile toplantı yaptı. Bürokratlara AKP paralel devletinin Başbakanı gibi sözde Milli Eğitim politikaları konusunda nasihatlerde bulundu. Ama asıl amacının 7 Haziran seçimlerini devletin bürokrasisini kullanarak yönlendirmek ve eğitim politikaları ile İzmirli çocukları radikal değişime tabi tutmak olduğu çok açıktır. Türkiye 7 Haziran seçimlerinden sonra CHP'nin iktidara gelmesi ile birlikte yeniden anayasal bir hukuk devleti olacaktır. İnsanlık tarihinin en büyük yolsuzluğunun sanığı olacak olan Bilal Erdoğan'ın bağımsız bir mahkeme önüne çıkması kaçınılmaz olacaktır."