08 Mayıs 2017 19:13
"Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi"nin yüzde 51.4 "evet" oyuyla kabul edildiğinin açıklanmasıyla sona eren halk oylamasının ardından CHP'de "olağanüstü kurultay" sesleri yükselmeye başladı.
Tartışmaların fitilini, eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın 2019'da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin olarak yaptığı açıklama ateşledi. Cumhurbaşkanı adayı olarak partinin genel başkanının gösterilmesi gerektiğini vurgulayan Baykal, CNN Türk canlı yayınında şunları söyledi:
"Yüzde 49'u tutmanın yolu, adayı netleştirmek. Eğer Kılıçdaroğlu 'Aday değilim' derse kurultayı toplamalı ve aday olacak kişi genel başkan olmalı... Abdullah Gül yüzde 49'un adayı olabilir. Gül aday olursa değerlendirilmesi lazım."
Halk oylamasına giden süreçte bazı köşe yazarlarınca "gizli hayırcı" olmakla suçlanan 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ise Baykal'ın söz konusu ifadesini "parti içi hesaplaşma" olarak değerlendirdi. "Açıkçası ben ciddiye almadım benimle ilgili söylenenleri" diyen Gül, "367 meselesinin nasıl ortaya çıktığını biliyorum" ifadesini kullanarak 2007 yılındaki süreçte Baykal'ın kendisinin cumhurbaşkanı seçilmesine ilişkin pozisyonuna gönderme yaptı.
"Olağanüstü kurultay" talebiyse ilk olarak CHP Mersin Milletvekili Fikri Sağlar tarafından dile getirildi. Kılıçdaroğlu için "tek adam" benzetmesi yapan Sağlar, iktidara yakın yayın politikasıyla bilinen Akşam gazetesine verdiği mülakatta, şunları söyledi:
"Üstteki yapının değişmesi lazım. Bunu yapabilmek için düzenlemeye ihtiyaç var. CHP lider partisi değil, kadro partisidir. Son 10 yıla baktığımızda CHP lider partisi haline getirilmeye çalışılıyor. Partide tek adamlılığı değiştirmemiz gerekiyor. Söylediğinizde samimi olmadığınızı toplum görürse size güvenmez. Kılıçdaroğlu referandum kampanyasında 'tek adama karşıyız' propagandası yaptı ama kendisi tek adam oldu."
Baykal ve Sağlar'ın yaptığı açıklamaların ardından partisinin grup toplantısında konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Parti içi kavgaya asla izin vermeyeceğim. Kavga edenleri gerekirse kapının önüne koyacağım" dedi. Kılıçdaroğlu, "AKP'nin derin devleti, referandumun tartışılmasını istemiyor. Hedefleri 'hayır'ı bölmek" görüşünü dile getirdi.
Bu açıklamadan 5 gün sonra Kılıçdaroğlu'nun başkanlığında toplanan CHP Parti Meclisi (PM), Mersin Milletvekili Fikri Sağlar’ı “tedbirli olarak kesin ihraç” talebiyle Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk etti. Sevk kararı 19'a karşı 38 oyla alındı.
Sağlar'ın Yüksek Disiplin Kurulu'na sevki öncesi Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) basın toplantısı düzenleyen Yalova Milletvekili Muharrem İnce, CHP'nin yeni kadrolara, yeni söylemlere ihtiyacının olduğunu söyledi. "Toplayın olağanüstü kurultayı, bu işi bitirin. Olağan kurultay sürecinde ise bu yüzde 49'u, yüzde 51 yapmaya çalışalım" diyen İnce, "Aday olacak mısınız" sorusunu da "Ben iddialarından vazgeçmiş birine benziyor muyum?" diye yanıtladı.
2014'te toplanan olağanüstü kurultayda da Kılıçdaroğlu'na rakip olan İnce, daha sonra kullandığı "Gerekli imzayı toplarsam, aday olacağım" ifadesiyle yeniden bayrak açtı.
CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin de, 2019'da yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri üzerinden parti yönetimini eleştiren isimler arasında yer aldı. Tekin, "CHP'nin adayı kim olacak?" sorusunu, "AKP ve HDP'nin yerel iktidar olduğu illere gittim. Gördüğüm tablo ise şu oldu: Bu kitlenin önemli bir bölümü Kemal Kılıçdaroğlu'na çok güveniyor" diye yanıtladı.
CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, 6 Mayıs'ta Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı ve Parti Sözcülüğü görevlerinden istifa ettiğini açıkladı. "Gelinen noktada mevcut yönetim anlayışının parçası olmayı uygun bulmuyorum" diyen Böke, "Atılması gereken adımlar, 16 Nisan gecesinden başlayarak gereken siyasi kararlılık ve netlikle atılmamıştır" ifadesini kullandı.
Böke, Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK), Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun'da geçersiz sayılan mühürsüz pusula ve zarfları son anda geçerli saymasının "seçimi şaibeli hâle getirdiğini" belirterek "Referandum yenilenmelidir, tekrar edilmelidir. CHP bu süreçte üzerine düşen her şeyi yapacaktır” demiş; bir gazetecinin "Nedir bunlar" sorusunu “Bunların içine Meclis’ten çekilmek de çalışmaya devam etmek de girer” diye yanıtlamıştı. CHP Grup Başkanvekili Levent Gök ise partisinin Merkez Yürütme Kurulu'nda (MYK) 'sine-i millet' konusunun tartışıldığını, ancak doğru olmayacağına karar verdiklerini ifade etmişti.
Konuya "istifa" açıklamasında da yer veren Böke, "Meclis dışında meşru demokratik anayasal hakların kullanımını savunmak, desteklemek ve bu hakların kullanımına ortak olmak CHP’nin görevinin bir parçası olmalıdır" dedi.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erdal Aksünger, Böke'nin istifasının kendileri için "sürpriz" olduğunu ifade etti. Aksünger, "Bütün herkesin açıklamalarının üst üste gelmesi, partiyi karıştırmak, daha doğrusu kaotik bir ortama sürüklemek gerçekten sıkıntı verici bir konu. O yüzden herkesin birden aynı dinamikten bunu yapmasını ben sadece ve sadece parti içi iktidar savaşı olarak görüyorum" diye konuştu.
Eski CHP Genel Başkanı ve gazeteci Altan Öymen de halk oylamasında çıkan yüzde 48.6 "hayır" sonucunun Kılıçdaroğlu'nun başarısı olarak gördüğünü kaydetti. "Kolektif çalışmanın güzel bir örneğini verdi. Kendi partisini öne çıkarmadı" diyen Öymen, "67 senelik CHP’li olarak söylüyorum, bu zor bir iştir ve Kılıçdaroğlu bu işi başardı. Herkes de bunu söylüyor. Kılıçdaroğlu için de eleştiriler olabilir ama son referandumda çok önemli bir başarı kazandığını düşünüyorum. Başarı kazanan adamın ertesi gün eleştirilmesi yanlış" ifadesini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Böke’nin istifasını “Yaşadıklarımızın hiçbiri sürpriz değil” diye değerlendirdi. Gazetecilerin "Başka istifa olur mu" sorusunu “Siyasette her şey mümkün hiçbir şey imkânsız değil ama ben beklemiyorum” diye yanıtlayan Altay, olağanüstü kurultay tartışmalarına yönelik olarak da “Öyle bir tartışma başlamadı ki bitsin. Bir iki kişi bir şey talep ediyor diye bu işler olmaz. Kurultayın toplanma şekli bellidir. 3 şekilde genel başkan toplar, PM toplar, seçimli isteniyorsa 650 imza ile toplanabilir” dedi.
CHP Parti Meclisi (PM), Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun çağrısıyla dün (8 Mayıs 2017) olağanüstü toplandı. Toplantıda konuşan Kılıçdaroğlu'nun "Biz her şeyi biliyoruz. Bu partiyi karıştırmak amacıyla Saray’dan düğmeye basıldı, talimat verildi. Bunun üzerine bazı arkadaşlar bilinçli bazı arkadaşlar da bilinçsiz olarak bu projeye hizmet etti" dediği öne sürüldü.
Toplantıda ayrıca, PM üyelerinin Sağlar’dan "özür dilemesini" istediği öğrenildi. Sağlar'ın ise "Benim söylemediğim sözler manşete çekildi. Ben böyle bir olaydan dolayı PM’yi topladığım için üzgünüm. Böyle bir olay nedeniyle partinin gündemini meşgul ettiğim için üzgünüm" dediği iddia edildi.
Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya, "CHP'li bir parti yöneticisinin beyanına" dayandırdığı yazısında, yönetimin muhalefete "Kurultay için buyrun imza toplayın ve ilk imzayı da siz atın" çağrısı yapacağını iddia etti. Sarıkaya yazısında şu görüşü de aktardı:
"Eğer bu yola girilmezse bundan böyle 'teşkilat eliyle' en ağır eleştirinin önü açılacak, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında belirttiği gibi gerekirse partiden ihraca kadar varan mekanizmalar çalıştırılacak"
Hürriyet yazarı Deniz Zeyrek, CHP'de yaşanan tartışmalara ilişkin olarak kaleme aldığı kulis haberinde, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından dolayı Baykal'a kırgın olduğunu iddia etti.
Zeyrek, 'Fikri Sağlar' krizi ve Böke'nin istifa süreciyle ilgili olarak da şu görüşü dile getirdi:
"Kılıçdaroğlu, 2 Mayıs sabahına hem Baykal’ın sözlerinin gazetelerdeki yansımalarıyla hem de 'Sağlar’ın açıklamalarını gördünüz mü' telefonlarıyla başladı. Sağlar’ın iki cümlesi Kılıçdaroğlu’nu çok üzüp öfkelendirmişti. İlki 'Asıl tek adam Kılıçdaroğlu' ifadesiydi. AK Partili bakanların referandum öncesinde en çok kullandığı propaganda cümlesiydi bu ve bu kez bir CHP’li tarafından dile getirilmişti. İkincisi ise '6-7 saat tartışıyoruz, ancak o, kulağına kim, ne fısıldıyorsa kararını ona göre veriyor' cümlesiydi."
"Böke, 6 Mayıs Cumartesi sabahı Kılıçdaroğlu ile görüştü. Böke, kongre süreci açıklamasının da Tekin Bingöl’e yaptırılmasını hatırlatıp, 'Bu da bana karşı duyulan güvensizliğin başka bir göstergesi' dedi. Kılıçdaroğlu, herhangi bir güvensizlik olmadığını söyledi ve 'İsterseniz sadece sözcülükten istifa edin' önerisinde bulundu. Düşünmek üzere görüşmeden ayrılan ve görüşmeden bir saat sonra Kılıçdaroğlu’nu tekrar ziyaret eden Böke, bu kez hem genel başkan yardımcılığından hem sözcülükten istifa ettiğini bildiren kısa bir dilekçe sundu. Kılıçdaroğlu, zamanlamanın doğru olmadığını, istifanın partiyi yıpratacağını söyledi. Dilekçede sadece ‘görülen lüzum üzerine’ yazıyordu. Böke de Kılıçdaroğlu’na 'Merak etmeyin, partiye zarar verecek herhangi bir tavrım olmaz' dedi. Kılıçdaroğlu, dilekçeyi aldıktan sonra Bilim Yönetim Kültür Platformu toplantısına geçti. Toplantı sürerken Özel Kalem Müdürü Tuncay Ceylan içeri girdi ve 'Sayın Böke’nin açıklaması' diye bir metin bıraktı. Kılıçdaroğlu, istifa dilekçesi sandı ‘Biliyorum’ dedi ve okumadı. Toplantı sonrasında metni okuyunca şoke oldu. Böke’nin açıklaması, kendisiyle yaptığı görüşmeyle 180 derece zıttı."
CHP Tüzüğü'ne göre, üst yönetimin kararıyla ya da kurultay delege tam sayısının beşte birinin imzasıyla olağanüstü kurultay toplanabiliyor. Kurultayın seçimli olması içinse, son kurultay göz önüne alındığında, 1275 delegenin 650'sinin imzası gerekiyor.
Olağanüstü kurultay isteğinin usulüne uygun olarak parti yönetimine ulaştırılmasından başlayarak, en geç 45 gün içinde, yetkili yönetim birimince kongre toplanması ve bu toplantının da 15 gün önce usulüne uygun olarak duyurulması gerekiyor.
Tüzüğün 15’inci maddesi şöyle:
"Parti Meclisinin kararı veya kurultay üyelerinin tam sayısının en az beşte birinin onbeş (15) günlük süre içinde noterden onaylı imzaları ile yaptıkları başvurular üzerine Kurultay, Genel Başkanca olağanüstü toplantıya çağrılır. Genel Başkan da gerekli 15 gördüğünde, Kurultayı olağanüstü toplantıya çağırır. Birden fazla çağrının bulunması halinde, Genel Başkan bu çağrıları birleştirebilir. Birleştirilerek yapılan olağanüstü kurultay çağrısının gündeminde, her çağrının gündemi ayrı ayrı yer alır ve ayrı ayrı oylanır. Olağanüstü kurultayın gündemi isteyenlerce düzenlenir. Olağanüstü kurultayın yalnız gündemdeki konular görüşülür. Seçim yapılamaz. Ancak, Genel Başkan gündeme seçim maddesi koyabilir. Olağanüstü kurultay isteminde bulunan kurultay üyeleri sayısı, üye tam sayısının salt çoğunluğunu sağlıyor ise, gündeme güvenoyu ve seçim maddesi konulabilir. Olağanüstü kurultay en az 15 gün önce ilgililere duyurulmak koşulu ile en geç 45 gün içinde yapılır"
2014'te toplanmıştı
CHP'de son olağanüstü kurultay, Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun çağrısı üzerine 5 Eylül 2014'te toplanmıştı. Kurultayda Kemal Kılıçdaroğlu 944, Muharrem İnce 177 imzayla Genel Başkan adayı olmuş; oylama sonucunda Kılıçdaroğlu'na 740, İnce'ye ise 415 oy çıkmıştı.
CHP'nin, 35. Olağan Kurultayı da 16-17 Ocak 2016 tarihlerinde yapılmış, kurultayın ilk gününde genel başkan seçilmiş, ikinci gününde ise PM üyeleri belirlenmişti. Kurultayda tek aday olan Kılıçdaroğlu, 990 geçerli oyun tamamını alarak yeniden partinin genel başkanı olmuştu.
Genel başkan adaylığı için yola koyulan İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ise adaylık için gerekli delege imzasına ulaşamamıştı.
© Tüm hakları saklıdır.