Ekonomi

CHP Sözcüsü Öztrak: Önce 2019 yılında kriz nedeniyle asgari ücrette meydana gelen tahribatı telafi etmeli

"Adil Öksüz'ün yerini biliyorsan neden apar topar almıyorsun?"

02 Aralık 2019 14:48

CHP Tekirdağ Milletvekili, Parti Sözcüsü ve Ekonomi Politikaları Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, Merkez Yönetim Kurulu Toplantısının sürdüğü sırada açıklanan büyüme rakamları ile bugün başlayan asgari ücret görüşmelerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

CHP'nin Merkez Yönetim Kurulu Toplantısı'nın gündeminde gelecek yıl için belirlenecek asgari ücret, Bugün açıklanan yılın üçüncü ayında gerçekleşen büyüme rakamları, işsizlik ve hayat pahalılığı arasında sıkışan, borçlar altında ezilen vatandaşların durumu ile ülkedeki diğer gelişmelerin olduğunu söyleyen parti sözcüsü, "Bu seneki görüşmelerde 3 işçi sendikaları konfederasyonunun, birbirleriyle görüştükten sonra  masaya oturmalarını önemsiyoruz" dedi.

Asgari ücret pazarlığına başlamadan önce asgari ücreti yeniden değerleme katsayısıyla artırarak, asgari ücret üzerinde 2019 yılında enflasyon, kriz nedeniyle meydana gelen tahribatı telafi etmek gerektiğini söyleyen Öztrak, "Ondan sonra pazarlığa başlamak lazım. Aksi takdirde devletin alacağına ayrı, vereceğine ayrı enflasyon uygulaması gibi bir yaklaşımı kabul etmemiz mümkün olmaz" diye konuştu.

TIKLAYIN - Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplantısının ilki gerçekleştirildi

Öztrak'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

"Bu seneki görüşmelerde 3 işçi sendikaları konfederasyonunun, birbirleriyle görüştükten sonra  masaya oturmalarını önemsiyoruz. Biz CHP olarak bu konudaki düşüncelerimizi önce sayın genel başkanımız sonra bizler Türk-İş ziyaretimizde bir defa daha açıklamıştı. Devlet, kendi aldığı maktu belgelere, harçlara ve para cezalarına yüzde 22,58 oranında zam yaptı. Niçin? Geçtiğimiz yıl enflasyon nedeniyle uğradığı kaybı telafi etmek amacıyla yaptı. Dolayısıyla, bu oran 2019 yılındaki enflasyon kaybını telafi edecek oran, yani yeniden değerleme katsayısı. Bu nedenle asgari ücret pazarlığına başlamadan önce bir defa asgari ücreti bu yeniden değerleme katsayısıyla artırarak, asgari ücret üzerinde 2019 yılında enflasyon, kriz nedeniyle meydana gelen tahribatı telafi etmek lazım. Ondan sonra pazarlığa başlamak lazım. Aksi takdirde devletin alacağına ayrı, vereceğine ayrı enflasyon uygulaması gibi bir yaklaşımı kabul etmemiz mümkün olmaz. 

Pazarlığı gelecek yıl yüzde beş olarak hedeflenen büyüme üzerinden çalışana ne kadar pay verileceği, yani  refahtan çalışanın ne kadar pay alacağı konusunda yapmak lazım. Yüzde 5'in tamamını verirseniz çalışanlar da büyümeden diğer kesimler kadar pay almış olur. Diğer  yandan Türk-İş bekâr bir çalışanın aylık yaşam maliyetini 2 bin 578 olarak açıkladı. Bunun altında bir ücreti de kabul etmeyeceğini söyledi. Burada asgari ücrette İLO standartlarına uyulması yaşam maliyeti ve ücret belirlenirken tek bir işçinin değil ailesinin de  yaşam maliyetinin de dikkate alınması gerektiğinin altını bir defa daha çizmek isterim. 

Ekonomik krizin son bir yılda 789 bin yurttaşımızı işinden ettiğini biliyoruz. Bu yurttaşlarımızın dörtte üçü, yani işsiz kalan her 100 kişiden 75'i en düşük maaş alan, en kırılgan kesme mensup. Diğer taraftan bakınca bütçe açıklarının geldiği yer itibariyle bütçeden büyümeyi desteklemek amacıyla harcanan aktarılan kaynakların da sınırına gelindiği görünüyor. Mevcut ekonomik krizde asgari ücret iç talebe ivme verebilecek en önemli araçlardan biri olarak görülmelidir. Krediye kredi ile takla attırarak, ya da yandaşların kredilerini silerek geldiğimiz noktada birazdan değineceğim, büyüme falan ortada yok. Bütün dünyanın kabul ettiği bir husus var. Bu tür ortamlarda tüketim eğilimi yüksek en kırılgan kesimlerin gelirlerini artırmanız lazım ki ekonomi canlansın. Burada maalesef bu işi enflasyonu artırmadan, cari açığı artırmadan, büyümeyi artırarak yapabilmekte.  bu nedenle bu yıl asgari ücretin önce bir yüzde 22,5'luk kısmını biraz önce açıkladığım yüzde 22,8'lik kısmını koyacaksınız. Onun üstüne de tüketimi artırabilmek için büyü hedefi olan yüzde 5 kadar da bir ilave yapacaksınız. Bu da aşağı yukarı Türk-İş'in söylediği 2578'in biraz üstü oluyor. 

Bugün TÜİK 2019 'un  üçüncü çeyrekteki büyüme rakamlarını açıkladı. Buna göre Türkiye ekonomisi binde 9 büyümüş. Bu binle ile ifade edilen rakamı görünce bir de baktık sarayın damadında bir sevinç bir sevin. Geçen yılın son çeyreğinden  bu yana üst üste süren küçülmenin ardından ilk defa gelen bu bindeli artışın ne kadar sürdürülebilir olduğu çok önemli. Bunun için de mali ve parasal desteklere bakmak lazım. Mali ve parasal dengelerin durumu bütçenin açığı çok hızla büyüyor. Dolayısıyla bunun  ne kadar kalıcı olduğu tartışmalı. "

"Yatırımlar son çeyrekte yüzde 12,6 daralmış"

"Üçüncü çeyrekte yüzde 2 olan artışın üçüncü çeyrekte binde 4'e düştüğünü görüyoruz. Bu büyüme konusunda soru işaretlerine neden oluyor. Peki bir başka gösterge, büyümenin hem kalitesi hem de sürdürülebilirliği açısından önemli olan bir diğer husus, yatırımlar. Yatırım yapacaksınız ki iş imkânı verebilesiniz, ki milletin tenceresi dolsun. Bu çeyrekte yatırımlar yüzde 12,6 daralmış. Bu yatırımlar son beş çeyrektir sürekli daralıyor. Rakamlar, büyümenin istihdam yaratmadığını, işsizliği azaltmadığını ortaya koyuyor. Yatırım yok, yeni iş imkânları yok. Bu büyüme işsizlere yaramıyor. Bu sadece İstanbul'ada parasını borsaya yatıran bir avuç yandaşa ve Londra'daki bir avuç bankacıya yarıyor."

"Albayrak, arkadaşına talimat verdi şunu 5 çıkar diye"

Üçüncü çeyrekte gördüğümüz yani ekonominin 0.9 da olsa büyümeye geçmiş olmasına rağmen yılın ilk 9 ayında ekonominin geçen yılın aynı dönemine göre binde 9 küçülmüş. Küçülme devam ediyor. Neye rağmen bu dönemde devletin yaptığı tüketim harcamaları yüzde 5 artmış. Devlet sürekli bir ivme vermeye çalışıyor ama bunun ekonomi üzerindeki etkisi son derece sınırlı kalıyor. Bunu ne zamana kadar sürdüreceksiniz? Kamu açıklarını sürdürebildiğiniz noktaya kadar. Devlet gaza basmış buna rağmen ekonomi küçülmüş. Hatırlayalım 2019 yılında saray büyüme ekonomisinin hızını yüzde 2,3 olarak hedeflemişti. Şimdi ne tahmin ediyorlar? Binde 5. Yani büyüme 2019 yılında binde 5 büyüyecek. Yani hedeflerinin dörtte birinden bile az.Bu sapmayı neyle izah edeceğiz.  Hadi 2018'de Rahip Brunson vardı. Dışarıdan ekonomiye saldırıyorlardı. Bu sene ne var? Bu başarısızlık tamamen saraya ait. Ama bunu hesabını verecekler mi? Hayır. 

Diğer taraftan bu tahmin ettikleri büyümenin gerçekleşmesi için de bu çeyrekte binde 9 büyyüyen  ekonominin dördüncü çeyrekte yüzde 4 büyümesi lazım. Olur mu? E olabilir Çünkü TÜİK'in başında damat bakanın yakın arkadaşı var. Zaten sosyete damat daha hiçbir öncü gösterge ortada yokken yılın son çeyreği için yüzde 4 büyüyeceğiz deyip işe başladı. Sonradan bunu yüzde 5'e kadar  çekti, bir anlamda da arkadaşına talimat verdi; şunu yüzde 4,5-5 çıkart diye."

"İş gücü ödemelerinin milli gelir içindeki payı yeni açıklanan rakamlara göre de düşmeye devam ediyor. Yani her yıl yaratılan pastadan çalışanlara daha az ödüyoruz."

"Bir yıllık GSYH 734 milyar dolar olmuş. Bu rakam 2008 yılındaki GSYH'nın bile altında. Az gitmişiz uz gitmişiz Ak Parti döneminde 11 yıl geriye gitmişiz.Uyarıyoruz, artık aspirin tedavisinden vazgeçin. milletin derdine derman olacak tedbirleri alın. 

"2020 bütçesinin görüşmeleri sona erdi. Şimdi artık genel Kurul'da tartışılacak. Ama çok ilginç bazı bakanlar için bu komisyon adeta günah çıkarma odasına dönüştürdü. Önce ağlık Bakanı çıktı kamu hastanelerinin bütçe kaynaklarıyla yapılacağını söyledi. Bir de şehir hastanelerinin büyüklüğünden dolayı yönetim sıkıntısı yaşanabileceğini söyledi. Sonra Ulaştırma bakanı çıktı. Osmangazi Köprüsü'nde çok yüksek garanti parası verdik, kimse bunu ödeyemez, o yüzden bu parayı düştük diyor."

"Derhal bu köprünün ismini değiştirin, buna deli dumrul köprüsü deyin. Geçenden 30, geçmeyenden döve döve 40 akçe. "

"Bir tarafta el kadar bebeğe tek taş yüzük takanlar, diğer tarafta ailesiyle birlikte canına kıyan vatandaşlar var. Milletimizi inim inim inliyor ama saray duymuyor."

"Adil Öksüz'ün yerini biliyorsan neden apar topar almıyorsun?"

(Soylu'nun "Adil Öksüz'ün nerede olduğunu biliyoruz. Ama bizde kalsın" açıklaması) "Biliyorsan neden bunu apar topar almıyorsun? Pazarda 'Canıma tak etti' diyen kadını hemen alıyorlar. Bu arkadaş neden alınmıyor? Aslında 'Açım' diyen bir kadını apar topar gözaltına alıyorsun ve yüzlerce vatandaşımızın yaşamını yitirdiği ve yaralandığı 15 Temmuz hain darbe girişimi sırasında önce yakalanan sonra her nasılsa serbest bırakılan bir haini bir türlü yakalayamıyorsun. Adil Öksüz'ün yeri biliniyorsa gereği derhal yapılmalıdır. Kontrollü darbenin şifrelerine sahip olan ve bu CHP'nin darbe araştırma komisyonunda koymuş olduğu muhalefet şerhinde açık açık belirtilen bu kişi derhal yakalanmalıdır."

Soru-Cevap

Eskişehir'den gelen kadın cinayeti. Adalet Bakanı'nın açıklaması var. Adalet bu sese kulağını kapatamaz" dedi. Bu açıklamayı nasıl değerlendirirsiniz? Millet ittifakı'nın belediyelerine karşı kamu bankalarının kredi vermemesi hakkında ne dersiniz? 

"Defalarca 25 defa müracaat etmesine rağmen şiddete uğrayan bir kadının sesini duymayan bir devletle karşı karşıyayız. Yasa var. Hele en son öldürülen bu kadına sana zulmeden, şiddet uygulayan erkekle barış denmiş. Olacak iş mi. Bunun kanunen denmesi mümkün dğeğil. Arkadaşlar burada bir zihniyet sorunu var. Kadınla erkeği eşit görmeyen bir zihniyet! Toplumu bu konuda yeniden eğitmek durumundayız. bu zihniyetle kadına şiddetle mücadele edilemez. Yasalar mevcut ama bunları uygulayacak zihniyet maalesef yönetimde yok. 

Kamu bankalarına muhalefet belediyelerine destek olmayın yönünde bir talimat verildiğini biliyoruz. Ama bizim büyükşehir belediyelerimiz de muhalefet belediyeleri olarak böyle bir ortamda milletin ihtiyaçlarına nasıl yanıt veririz diye önlem alıyorlar.

Türkiye'de çok garip olaylar yaşanıyor. Adalet Ve kalkınma Partisi'nin Genel Başkanı İstanbul Belediyesi zor duruma düşsün diye yağmur yağmasın duasına çıkmış durumda. Yağmur yağmazsa görürsün diyor. Kim görecek? İstanbullu. Kendi bakanı döneminde İstanbul'un su sorununu 2071'e kadar çözdük bir beyanatları var. Açık söylüyorum, bu zihniyet önümüzdeki dönemde genel seçimleri kaybettirecektir. Şu anda gördüğümüz korku genel seçimleri kaybetme korkusudur."

Soylu'nun en son yaptığı Adil Öksüz açıklaması hakkında ne düşünüyorsunuz?

"Atama bakanın yaptığı açıklama hiçbir ciddiyet taşımıyor. Adil Öksüz yakalanmalıdır. Bu darbenin diğer ayaklarını ortaya çıkarmakta çok etkili olacaktır. Bu konuyu cambaza bak laflarıyla geçiştirmek mümkün değildir."

"CHP olarak İyi Parti olarak yine Saadet Partisi olarak baştan beri biz demokrasiyi geliştirme yönünde adımlarımızı atmaya devam ediyoruz. Buna yeni partilerin katılıyor olması da önemli bir gelişmedir."