Gündem

CHP'nin Kürt Raporu'ndan kesitler: Geniş toplumsal mutabakat, anayasa değişikliği ve eşit vatandaşlık

Gerçekleri Araştırma, Toplumsal Mutabakat komisyonları ile Ortak Akıl Heyeti kurulacak

05 Ağustos 2020 10:01

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Kürt sorunuyla ilgili "bu sorunu demokratik standartlar içerisinde Türkiye'nin bağımsızlığı çerçevesinde çözeceğime söz veriyorum” sözleriyle işaretini verdiği Kürt raporunda sona geliniyor.

Daha önce 1989 yılında Kürt sorunuyla ilgili rapor hazırlayan CHP bu kez yine çözüm adresinin TBMM olduğunu vurgulayacak. 

Birgün gazetesinden Hüseyin Şimşek'in haberine göre Kılıçdaroğlu,  raporun tamamlanması için acele edilmesini istiyor. Raporda, çözüm için tek adresin TBMM olduğu vurgulanacak, "Toplumsal Mutabakat Metni" ile ortak paydalarda buluşulması istenecek .

İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu ile bazı parti yöneticileri ve milletvekillerinin yer aldığı bir ekip tarafından hazırlanan CHP Kürt Raporu'nda çözümün üç ayağının olacağı ifade edildi. Edinilen bilgiye göre, çözüm odaklı bir çalışma yürütülmesi için Toplumsal Mutabakat Komisyonu, Ortak Akıl Heyeti ve Gerçekleri Araştırma Komisyonu kurulması istenecek.

CHP yönetimi, özellikle pandemi sürecinde yaşamsal riski büyüyen hasta tutukluların salıverilmesini, eşit ve makul vatandaşlık kavramlarının altının çizilmesini isteyecek. Raporda, anadilde eğitim talebine de ayrı bir başlık açılacak ve bu çerçevede eğitim sisteminde yapılacaklar anlatılacak.

CHP'nin raporunda "çözümün adresi" olarak TBMM gösterilecek ve öncelikle bir araştırma komisyonu kurulması önerilecek. Bu kapsamda tüm partilerden "eşit sayıda" milletvekilinin 81 ile dağılarak tüm illerdeki Kürt yurttaşların sorunlarını tespit etmesi, Doğu illerinde yaşayanlar kadar batıdaki Kürtlerin de sorunlarının ortaya konulması için incelemeler yapılması istenecek.

Anayasa temelli çözüm

CHP'nin 2015 yılında hazırladığı "22 Soru 22 Cevap" isimli çalışmasında, Kürt sorununun anayasa temelli çalışmalarla çözüleceği vurgulandı. Yeni raporda da yer alacağı ifade edilen tespitler şu şekilde:

"CHP, Kürt sorununu temelde bir demokrasi sorunu olarak ele almakta, dolayısıyla sorunun ‘güvenlikçi’ yöntemlerle çözülemeyeceğini düşünmektedir. CHP için birinci öncelik silahların Kürt sorunu bağlamında bir daha asla gündeme gelmemesidir.

Kürt sorunu derin tarihsel ve sosyolojik kökenleri olan çok boyutlu bir sorundur. Dolayısıyla siyasi ve ekonomik önlemlerin alınması, eşit vatandaşlığın ve tam demokrasisinin anayasal ve yasal güvenceye kavuşturulması böyle bir sorunun çözümü için gerekli olsa da, tek başına yeterli değildir. Kalıcı barışın sağlanabilmesi için çözümün toplumsallaştırılması, mümkün olan en geniş toplumsal mutabakatın sağlanması, toplumun farklı kesimleri arasında güvenin, kardeşliğin yeniden güçlü bir şekilde tesis edilmesi gerekmektedir.

CHP, Kürt sorununun yalnızca yasal değişikliklerle çözülemeyeceği, çözüm için atılması gereken anayasal adımlar olduğunu öngörmektedir. Anayasa, yasalardan farklı olarak, toplumun en geniş toplumsal mutabakatını yansıtan temel kuruluş belgesi, siyasi ve toplumsal hayatın ana çerçevesini çizen bir toplumsal sözleşmedir. Dolayısıyla temel bir metin olan anayasanın, bir partinin getirdiği öneri olarak değil, tüm toplum kesimlerinin tartıştığı, asgari müştereklerde buluştuğu, geniş tabanlı bir demokratik sürecin sonucunda ortaya çıkması gerekir."