CHP'nin “İkinci Yüzyıla Çağrı” toplantısında konuşan CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, “Çevre sorunlarıyla birlikte büyüme nasıl olacak, yeni iş tanımlarına teknolojik ihtiyaçlara nasıl uyum sağlayacağız?” sorularına yanıt verdi.
Böke, “Yeteneklere, insanına, üreticisinin kapasitesine yatırım yapan, yeni bir kamucu anlayışla geliyoruz” dedi. Böke, konuşmasında iktidara göndermelerde bulunarak, “Kamunun kaynakları yandaşlık üzerinden değil kamu yararı yaratmak için kullanılıyor olacak. Biz geldiğimizde kamuda temiz ihale dönemi başlayacak. Kamunun kaynakları KÖİ projeleri adı altında yandaşa aktarılmayacak. Tüm bilim insanlarımız özgür üniversitelere kavuşacaklar. Boğaziçi'ni ve tüm üniversiteleri hep birlikte özgürleştireceğiz. Barış imzacısı akademisyenlerini yeniden öğrencileri ile yeniden üniversitelerle buluşturacağız” ifadelerini kullandı.
Konuşmasında iktidara geldiklerinde uygulamaya koyacakları yeniliklerden bahseden Böke, "Bugünün buhranında hiç karamsarlığa kapılmayacağız. Çünkü artık rantın, sömürünün, yolsuzluğun dönemi bitiriyor. Artık halkın, üretimin kalkınmanın zamanı başlıyor. Hepimizin içinde yer alacağı ortak bir geleceği kurmanın zamanı başlıyor. İşte biz bu büyük üretim dönüşümüyle Türkiye'yi ikinci yüzyıla taşıyacağız. Bu karanlığı bitirecek güç halktadır, Cumhuriyet Halk Partisi'ndedir. Biz hazırız" sözlerini kaydetti.
TIKLAYIN - Kılıçdaroğlu vizyon belgesini açıkladı: Yeni Türkiye hayalimiz için yola çıkıyoruz; doğrul milletim, asla başını eğme, ayağa kalk!
CHP'li Sayek Böke'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Bilim insanları konuştu dinledik öğrendik işte biz bilimle siyasetin köprüsünü kurmaya geliyoruz tüm bilim insanlarını bilimle siyasetin köprüsünü kurma iradesi gösteren tüm siyasi liderleri ve siyasetçileri, bizi izleyenleri tüm halkımızı aynı coşku ile selamlıyorum. Büyük bir değişimin eşiğindeyiz. 85 milyon ortak geleceğimizin ne olacağına dair keskin bir yol ayrımındayız. Ülkemizi dünyanın ucuz emek gücü deposuna dönüştüren, halkı yoksullaştıran, rantçı, bilimden uzak ekonomik anlayışla mı devam edeceğiz; yoksa hak temelli kalkınmayla emeğe ve üretime değer veren yeni bir anlayışla, çağı yakalayan bugün bizde varız diyen yeni kalkınma hikâyesi ile mi? Bizim tercihimiz, bizim vizyonumuz belli. Türkiye’yi cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında kalkındıracağız. Ve toplumun tüm kesimleri hep birlikte zenginleşeceğiz. Bugün yaşanıyor olan bu ağır yıkıcı kalıcı bir şekilde hep birlikte ortada kaldıracağız. Nasıl mı? Üretimi dönüştüreceğiz.
Bugün ekonomi ranta dayanıyor. Dönüştürdüğümüzde üretmen yatırımlara dayanacak. Bugün ekonomi ağır bir sömürü düzeni içerisinde yürüyor. Yarın kalkınma olacak. Bugün vergi yükü halkın omuzuna bırakılmış vaziyette. Yarın adaletli bir vergi düzeni olacak. Dönüşen üretimle istihdam yaratacağız, verimlilik yaratacağız, gelirleri artıracağız, hayat pahalılığına son vereceğiz. Kaliteli hayatları hep birlikte yaşayacağız. Bugün ü. Buçuk milyon insanımız işsiz. Yaklaşık üç milyon insanımız ara dahi bulayamayacağını düşündüğü için iş aramayı bile bırakmış. Ama umutsuzluğa yer yok. Üretimi dönüştürdüğümüzde herkes için iş herkes için istihdam olacak. Bugün çalışanların yüzde 65’i asgari ücret veya ona yakın ücret alıyorlar. Ama umutsuzluğa yer yok. Üretimde yapacağımız dönüşle verimlilik artacak ve ücretler herkes için yükselecek. Bugün dünyanın çalışanlar için en kötü çalışma koşullarına sahip 10 ülkesinden biri Türkiye. Ama üretimde yapacağımız dönüşümle güvenceli istihdamda sosyal adaleti mutlaka sağlayacağız. Bugünün rantçı zihniyeti, doğayı katlederek iklim krizinin en ağır koşullarıyla halkı baş başa bırakmış vaziyette. Ama üretimde yapacağımız yeşil ve mavi dönüşümle yani temiz üretimle nefes alacağız. Bu dönüş yarını beklemeyecek bu dönüşüm iktidar olduğumuz gün başlayacak.
"Dünya yeni bir üretim devriminin eşiğinde. Bu devrim bilgiye veriye bilginin ürettiği yeşil ve yeni teknolojilere dayanıyor. Daha önceki üç büyük sanayi devrimini ıskaladık. Bu sefer ıskalamayacağız. Parçası olacağız. Hatta öncüsü olmaya geliyoruz.
"Yeteneklere insanına üreticisinin kapasitesine yatırım yapan yeni bir kamucu anlayışla geliyoruz. Yani ülkemizi girişimci ve dinamik bir devlet anlayışı ile yönetmeye geliyoruz. Kamu üreticinin hem öncüsü hem destekçisi hatta kuralları birlikte belirleyeceği demokratik ortağı olacak. Biz üretimi dönüştürürken üç temel hedefimiz olacak. Güvenceli ve kaliteli işler yaratmak, önüşümü sağlamak ve üretimi yeşil yapmak. Yani kimseyi geride bırakmayan adil bir dönüşüm için geliyoruz.
"Kamunun kaynakları yandaşlık üzerinden değil kamu yararı yaratmak için kullanılıyor olacak. Bu kapsamda kamu ihale kanununu yeşil ekonomi politikaları ile uyumlu, teknoloji yoğun üretimi teşvik eden, belgesel kalkınmayı destekleyen, organize suç, yolsuzluk, kara para aklama sucularıyla mücadele eden bir yapı da hazırlıyor olacağız. Yani artık biz geldiğimizde kamuda temiz ihale dönemi başlayacak.
Kamunun kaynakları KÖİ projeleri adı altında yandaşa aktarılmayacak. Kamunun kaynakları yolsuzluk içeren ihalelerle dağıtılmayacak. Kanunun parası kamuda halkta kalacak. Ve biz o parayı halk için kullanıyor olacağız. Yani kaynak nerede derseniz vergide adalet reformuyla temiz fonların yatırım yamak isteyeceği bir ülkeyi ortaya çıkartarak kamunun kaynağını kamuda tutarak yeni istihdam alanları için, yeniş yatırımlar için, güvenceli işler için atılması gereken tüm adımları atıyor olacağız. İşsizlik böyle bitecek. Reçetesi elimizde var, hazırız.
"Kamu yok olma tehdidi altındaki işleri belirleyecek. Bir planlama bir dönüşüm stratejisi ortaya koyacak. Ve biz una uygun eğitim programları açıyor olacağız. Ve tüm çalışanların kendi şahsına ait olacak kişisel eğitim hesapları olacak. Yani mesleği yok olma tehdidi altında olanlar veya mesleğini değiştirmek isteyenlerin hayallerinin güvencesi bu kişisel eğitim hesapları olacak. Herkesin kendi hayali gerçekleşebilecek bir ileri hedef olmuş olacak. Peki bu yetenek inşasının sonunda verimlilik artacak, ücretler artacak, asgari ücreti değil zenginleştirici ücreti konuşuyor olacağız.
"Torpille değil yeteneklerimizle; hangi adreste doğduğumuzla değil inşa edebildiğimiz öğrendiklerimizle var olacağız. Yani hiçbir genç okusam da ne olur demeyecek. İşte bunnu için İŞKUR’un MEB ile koordinasyonla yürüteceği danışmanını ara uygulamasını biz başlatacağız. Böylece her gen yetenekleri ve hayalleri doğrultusunda bir sosyal hizmet ve rehberlik danışmanı ile eşleşecek.
"Mahallesinde kreş, bakım hizmetleri olmadığı için çalışamayan kadınlar. Bilgiye, teknolojiye erişemediği için bunlarla tanışamayan gençler, hepimizin hayatını dönüştürmeye geliyoruz. Bizim inşa edeceğimiz tolu konutlarda her 20 binadan bir tanesini ortak alan olarak inşa edeceğiz. O ortak alanda kreş olacak, bakım hizmetleri olacak, dijital kütüphane olacak, teknoloji laboratuvarları olacak.
Bilim insanları, ürettiğiniz bilimi destekleyecek, güçlü dinamik, ve çeşitlendirilmiş iş birliklerinden oluşan bir araştırma şirketi kuracağız. TÜBİTAK temel ve uygulamaları araştırma faaliyetlerine odaklanmak üzere yeniden kimlik kazanacak. Toplumsal sorunlara odaklı kamu ARGE enstitüleri kuracağız. Mesela emek dostu teknolojiler enstitüsünü.
"Büyük coğrafyamızın yetenek havuzu olmak için bütün adımları atacağız. Okulunda bilim yapmak isteyen tüm bilim insanlarımız özgür üniversitelere kavuşacaklar. YÖK'ü kaldıracağız, Boğaziçi'ni ve tüm üniversiteleri hep birlikte özgürleştireceğiz. Barış imzacısı akademisyenleri yeniden öğrencileri ile yeniden üniversitelerle buluşturacağız.
"Teknolojinin toplumsallaşması için her okulda her sınıfta mahallelerde bir bilgisayar olması için evrensel hizmet fonunu amacına uygun kullanır hale geleceğiz.
"Hiç kimse hiçbir engelli hiçbir yaşlı hiçbir dezavantajlı grup bilgisayar ve teknoloji kullanamadığı için ihtiyaç duyduğu devlet hizmetlerine erişmekten mahrum kalmayacak.
"Türkiye güneş ve rüzgar enerjisi ofisini kuracağız. en önemlisi enerji ihtiyacının karşılanması için bir seferberlik başlatacağız. tüm binaların çatılarına ve yüzeylerine güneş enerjisi panelleri kuracağız. Ve biz bunun öncüsü olmak için yapacağımız sosyal konutların tümünde ve bu iktidarın vadettiği ama tamamlamayacağını bildiğimiz ama bizim iktidarımızda tamamlayacağımız TOKİ’lerde bütün binaların çatısına ve yüzeyine güneş enerjisini biz inşa ediyor olacağız. İşte o zaman son bir yılda üç katına çıkmış olan elektrik faturanız var ya gümdür gümdür düşürecek.
"Bugünün buhranında hiç karamsarlığa kapılmayacağız. Çünkü artık rantın, sömürünün, yolsuzluğun dönemi bitiriyor. Artık halkın, üretimin kalkınmanın zamanı başlıyor. Hepimizin içinde yer alacağı ortak bir geleceği kurmanın zamanı başlıyor. İşte biz bu büyük üretim dönüşümüyle Türkiye'yi ikinci yüzyıla taşıyacağız. Bu karanlığı bitirecek güç halktadır, Cumhuriyet Halk Partisi'ndedir. Biz hazırız."