Gündem

CHP’nin Çubuk adayı Kaderoğlu, Kılıçdaroğlu'na linç girişimini anlattı: "Olay tamamen organizeydi; önden, yandan, arkadan defalarca vurdular..."

22 Nisan 2019 12:37

T24 Ankara | Gökçer Tahincioğlu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Çubuk’ta uğradığı linç girişimi sırasında en yakınında olan isimlerden, CHP’nin yerel seçimde Çubuk’tan başkanlığa aday gösterdiği Can Kaderoğlu yaşananları anlattı. Kaderoğlu, “Çubuk’ta insanlar birbirini tanır. Galeyana getirenleri alanda gördük. İlk andan organize olduğu izlenimini oradan çıkarttık. Kemal beyin yediği, fotoğrafa yansıyan yumruk, diğerlerinin yanında hafifti. 15-20 dakika fiziki darp oldu. Arkasından defalarca vurdular” dedi.

Çubuk’ta doğup büyüyen Kaderoğlu, nüfusuna oranla en çok şehit veren ilçelerden olan Çubuk’un hassasiyetlerinin bilindiğini ancak daha önce böyle bir olay yaşanmadığını söyledi. Kaderoğlu, yaşananları şöyle anlattı:

Taziyeye gittik, memnun oldular

“Şehit haberinin geldiği gün, ilçe teşkilatı olarak taziyeye gittik. Köylü, muhtar, şehit ailesi çok iyi karşıladı bizi. Başsağlığında bulunduk, bir istekleri olup olmadığını sorduk. Ertesi gün cenazeye Genel Başkan’ın geleceğini öğrendik. Akkuzulu köyü, CHP’ye de oy çıkan köylerden. Çubuk’un nüfus olarak en büyük köyü. Bazı köylerden hiç çıkmaz ama bu köyden oy çıkıyor. Türkmen köyü olarak geçer. Büyükşehir belediyesinden yardım alan çok kişi var. Domatesçilik yaygın. Bir çoğu işporta arabası ile gelir, Çankaya’da domates satar. Hatta kaç kez aracını kaptıranlar, CHP’li olduğunu söyleyerek bizden yardım istedi. 

"Namaz bile anlaşılmadı"

Cenaze namazı geç başladı. Zaten arkada bulunan kalabalık, kılındı mı kılınmadı mı onu bile anlayamadı. Namaz bitti, dinmeyen bir itiş kakış başladı. Çığırından çıktı bir aşamadan sonra. Kemal bey ve bizler ön kısımdaydık. 15-20 dakika darp, küfür devam etti. ‘Öldürün, gebertin’ bağırışları. ‘O’nun kıldığı namaz değil’ lafları. Biz siper olmaya çalışıyorduk. Kemal beyin kendi korumaları dışında araya girmeye çalışan yoktu. O fotoğrafa yansıyan yumruk diğer darbelerin yanında hafif kalır. Önden, yandan, arkadan defalarca vurdular.  Yüzlerce yumruk yedi. Doğrudan bıçak sallandı mı kendisine göremedim ama öyle bir galeyana gelmiş hal vardı ki her şey olur.

"Eve almak istemedi"

Araca ulaşma imkânı yoktu. Evi gördük. Kapı aralanınca eve almak istemedi bir kadın. Ev sahibinin annesi olduğu söyleniyor. Kapı aralanınca biz yüklenerek girdik. Genel Başkan içeri girdi. Onlar girince, dışarıda bizi takip edenler beni aldılar aralarına. ‘Bu da PKK’lı’ diye darp ettiler beni. 25 kişilik özel harekat ekibi geldi. Biraz güvenli hale getirdi çevreyi. Evin arkasından da saldırıyorlardı. Arkadaşlar, bana yöneleceklerini düşünerek beni çıkarttılar. Biz uzaklaşırken takviye çevik ekibi geliyordu.

"Otobüslerle taşındı"

Çubuk’ta şehit cenazelerine dışarıdan katılım olur. Ama bu kez gariplikler vardı. Alana yerleştirilen bazı gruplar var gibiydi. Ülkü ocaklarından da otobüslerle katılım olduğunu duyduk. Belediyede çalışanlardan gelenler vardı. Diğer cenazelerden farklıydı. Önce Mansur Yavaş başkan geldi. Mansur Yavaş geldiğinde alana tuhaf konuşlanmış insanların sesleri duyuldu. Daha Kuran okunuyordu hoparlörden. Onlardan başladı tepki. Beş dakika sonra geldi Genel Başkan ve belli yerlerden topluca başladı. Biri “vatan haini” dedi. Tekbir çekti biri. Yavaş yavaş.  30 saniye içerisinde çeşitli yerlerden sloganlar gelmeye başladı ve bir anda provokatör olduğu çok belli olan bazı kişiler, halkı da çağırarak fiziki müdahaleye dönüştürdü cenazeden sonra. Benim hemşerilerim, çoğunu tanırım. Bağıran birisine gidiyorum mesela, “Sen PKK’nın köpeğisin” diyor. Dışarıdan getirilmiş. Durduracağın bir durum da kalmadı artık. Bu örgütlü ve planlı bir müdahaleydi.”