1 Mayıs kutlamalarındaki polis müdahalesine de değinen Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"1 Mayıs'ı şöyle veya böyle kutlamak isteyenlere sarayın talebi üzerine şiddet uygulandığını görüyor, tanık oluyoruz. Bunlara asla ve asla izin vermemek gerekiyor demokrasilerde. Ama bizim ülkemizde demokrasi yok.
"Çiçeği burnundaki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı da ‘1 Mayıs bayramı demokrasilerde kutlanılır' dedi. Bizde demokrasi, hak, hukuk yoksa kutlanmaz anlamına geliyor. Sayın bakan da ülkenin demokrasi olmadığını bir anlamda tescil etmiş oluyor."
"10 milyon işsizimiz var"
Türkiye'deki işsizlik sorununa dikkat çeken Kılıçdaroğlu, "10 milyonu aşkın işsizimiz var. Hak talebinde bulunanların cezalandırıldığı bir süreci yaşıyoruz. Bütün bunlara rağmen hiç kimsenin umutsuz olmasını istemem. Nasıl olsa bütün bunların tamamı değişecek. Gerçekten çalışanların iş güvencesi, sendikaları olacak" dedi.
Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Sendikalar gerçek anlamda sendika olacak. Bir kişi haksızlığa uğradığı zaman yeri geldiğinde sendikalar, sivil toplum örgütleri, siyasi partilerin yetkileri o haksızlık karşısında seslerini daha güçlü bir şekilde duyurabilecekler. En büyük arzum bu. Bunları yapacağız. Dolayısıyla kimse umutsuzluğa kapılmasın."
"Türkiye'de demokrasi askıya alınmıştır"
Emniyet Genel Müdürlüğü'nün toplumsal olaylarda yurttaşların cep telefonuyla çekim yapmasını yasaklayan genelge yayımlamasını değerlendiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Bu genelge şu anlama geliyor: Türkiye'de demokrasi askıya alınmıştır, Anayasa askıya alınmıştır, hak ve özgürlükler askıya alınmıştır. Bunu bütün dünya duysun. Aslında bu genelgenin amacı o. Bu ülkede demokrasinin olmadığını kanıtlayan bir delil ararsanız bu genelgeyi gösterirseniz en büyük delil bu. Ne demek fotoğraf çekilmesin? Fotoğraf çekmek benim hakkım değil mi? Keyfinize göre genelge yayımlıyorsunuz."
ABD'de polis memuru tarafından boğularak öldürülen George Floyd'u hatırlatan Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Amerika'da görevli bir polis, Amerikalı bir vatandaşın boynuna basarak ölümüne yol açtı. Orada çekilen bir fotoğraf en azından o kişinin veya yakınlarının hak talebinde bulunmalarına yol açtı. Ellerindeki en ciddi delil o fotoğraftı. Adaleti tecelli edecek fotoğrafları dahi çektirmiyorsunuz. Bu ne demektir? ‘Kim adaleti aramaya kalkıyorsa ben ona gösteririm' demektir."
"Bu sadece bir içki olayı değildir; kişinin özel yaşamıyla ilgili devlet müdahale edemez"
Alkollü içki satışının tam kapanmada yasaklanmasına ilişkin konuşan Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
"Ben işi içki yasağı veya başka bir yasaktan değil doğrudan doğruya esnaf açısından görüyorum. Bu esnafın yetkisi var, dükkanını açıyor, satış yapıyor, çoluk çocuğunun nafakasını sağlıyor. Dükkanı kapat diyorsanız ki haklılar, pandemi döneminde kapanması lazım, o zaman sosyal devletin devreye girip ‘Evet dükkanını kapat, evde otur dedim ama ne sen ne de ailen asla açıkta kalmayacaksınız, senin güvencen sosyal devlettir.
"Sen bu devlete her zaman, her ortamda yasalara uygun olarak vergini ödedin. Şimdi sen gelir elde edemez durumdasın. O zaman dükkanı kapatıyorsan yiyeceğini, içeceğini her şeyini sağlayacağım. Sosyal devlet senin arkanda olacak' demesi lazım. Ben olaya böyle bakıyorum.
"Olayı saf, dar bir alana sıkıştırmak doğru değildir. Manavı da, bakkalı da simitçisi de büfecisi de bütün bunların hepsi perişan vaziyetteler. Nerede bu sosyal devlet? Özel hayatın gizliliği esastır. Bu sadece bir içki olayı da değildir. Kişinin özel yaşamıyla ilgili devlet müdahale edemez. Hangisine uydular ki buna uysunlar… Fotoğraf çekmeyi yasaklıyorlar."