T24 Ankara
Türkiye’de artan yaşlı nüfusa dikkat çeken CHP Parti Meclisi Üyesi, Ankara Milletvekili adayı Aylin Yaman yaşlı nüfusa yönelik sağlık hizmetlerinde daha fazla maddi kaynak gerektiğini belirtti. Yaman, “Bütçeler, doğru kurgulandığında, rahatlıkla yaşlanan nüfus için aktarabileceğimiz maddi kaynak bulunabilir” dedi.
65 yaş üstü nüfusunun toplam nüfusa oranı yüzde 9.5’e ulaştığı Türkiye’nin artık BM’ye göre “yaşlı ülke” statüsüne girdiğine dikkat çeken Yaman, “Türkiye’nin Çok yaşlı ülke sınıfına girmesine ise çok az kaldı” dedi. Türkiye’de 65 yaş üstü nüfusun yaklaşık yüzde 90’ında en az bir kronik rahatsızlık bulunduğuna dikkat çeken Yaman şunları söyledi:
“20 yıl önce başlatılan Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın günümüzde yarattığı kar odaklı sağlık sistemi, yoksulluğu daha derin hisseden yaşlılarımızı fazlasıyla etkilerken, sağlık hizmetine erişimlerini güçleştirdi. Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın, sağlığı ticarileştiren yaklaşımı, sağlık çalışanını bir “maliyet kalemi” gibi görürken, bu nedenle sağlık emek gücüne yatırımı göz ardı etti. Bu nedenledir ki, Avrupa Birliği ülkelerinde, 100 bin kişiye düşen hekim sayısı 389 iken, ülkemizde 205’dir.”
“Yaşlı nüfusu arttıkça, hemşirelik ihtiyacı da artıyor”
Yaşlı nüfusun artışının bakım hizmeti ihtiyacını artırdığını, dolayısıyla tüm dünyada ciddi bir hemşirelik ihtiyacının da arttığını kaydeden Yaman, şöyle devam etti: “Bakım süreçleri, tüketen, hızla yorgunluğa iten, emek yoğun işlerdir. Bu yüzdendir ki tüm dünyada bu grup, özlük hakları ve çalışma koşulları açısından desteklenirken, ülkemizde, ağır şartlarda ve son dönemlerde gittikçe daha da tırmanan şiddet ortamında çalışıyor. Dünyada hemşireliğe nitelik ve nicelik olarak yatırım artarken 100 bin kişiye düşen hemşire sayısı OECD ülkelerinde 919; Avrupa Birliği ülkelerinde 873, ülkemizde, sadece 342’dir.
“Tüm basamaklar doğru planlanmalı”
Yaşlanan nüfus, sağlık sisteminin yanlış kurgulanmasından en fazla mağduriyet yaşayan gruptur. Bu nedenledir ki, sağlık hizmet sunumunun tüm basamakları doğru planlanmaz ise, yaşlılığa dair planların ve aktif/sağlıklı yaşlanma programının hayata geçirilmesi mümkün olamaz. Unutulmaması gereken en önemli konu, yaşlanan birey, aynen çocukta olduğu gibi bakım ister. Bakım işi ise, doğru ve yetkin insan kaynağı planlaması ile gerçekleşebilir. Bu planlama, ancak yeterli kaynak ayrımı ile mümkün olabilir. Yayınlanan en son sağlık istatistikleri yıllığı 2020’ye göre, toplam sağlık harcamasının Gayri Safi Yurt İçi Hasıla’ya oranı yüzde 5’dir. Bu oran, OECD ortalaması olan yüzde 8,8’e oldukça uzaktır. Daha da önemlisi, ülkemizde sağlığın finasmanında kullanılan sistemlerin, kamu, üniversite ve özelde standart olmayışı; sağlık hizmetlerinin maliyetlerinin tam olarak hesap edilememesine ve adil olmayan bir sağlık ekonomisine neden oluyor.
“Yaşlanan nüfus için rahatlıkla maddi kaynak bulunabilir”
Tercih meselesi olan bütçeler, doğru kurgulandığında, dağıtım adil olarak yapıldığında, önceliklendirmeler düzgün planlandığında, bütçe kullanımının doğru denetiminin yapılması durumunda, rahatlıkla yaşlanan nüfus için aktarabileceğimiz maddi kaynak bulunabilir. Önemli olan, yaşlanan nüfusun sağlık ihtiyacının doğru kurgulandığı, aktif yaşlanma için doğru sosyal politikaların planlandığı bir ortam oluşturulması ve bunun için eylem planlarının, doğru zamanlamada ve yetkin kişilerle oluşturulmasıdır.”