Ekonomi

CHP'li Sarıbal: Türkiye'de gıda enflasyonu dünya ortalamasından 7 kat daha yüksek

08 Ocak 2025 21:52

Güncelleme: 08 Ocak 2025 21:57

Sağlıklı gıdaya erişimin zorlaştığını belirten CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, "Gıda enflasyonuyla mücadele için çiftçilere hak ettikleri desteğin verilmesi ve artışları durdurulamayan girdi maliyetlerinin bir kısmının devlet tarafından karşılanması gerekiyor" dedi. 

CHP Bursa Milletvekili ve PM Üyesi Sarıbal, Meclis'te yaptığı basın toplantısında çiftçilerin yüksek girdi maliyetleri ve AKP'nin tarım politikaları nedeniyle üretimden koptuğunu ifade etti. Sarıbal, gıda enflasyonunun rekor seviyeye çıktığını, tüketicilerin için yeterli ve sağlıklı gıdaya erişiminin zorlaştığını belirtti, "Türkiye'de gıda enflasyonu dünya ortalamasından yaklaşık 7 kat daha yüksektir. Tarımı ihmal et, çiftçiyi tarımdan uzaklaştır, gıda enflasyonunu önleme adına gümrük vergilerini indirip ithalatı teşvik ederek çokuluslu şirketlerin cebini doldur; sonra da gıda fiyatları niye bu kadar artıyor diye başkalarını suçla. Gıda enflasyonuyla mücadele için çiftçilere hak ettikleri desteğin verilmesi ve artışları durdurulamayan girdi maliyetlerinin bir kısmının devlet tarafından karşılanması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

Sarıbal, 2025 yılının 'aile yılı' ilan edilmesine ilişkin olarak, "Cumhurbaşkanı Erdoğan emekçilerin, işçilerin ve alın teri döken milyonların küçük ailesini kastetmiyor. İhale sofrasındaki yandaş aileleri kastediyor. Saray’ın şatafatlı dünyasında unutulan aileler, birbirinize sahip çıkın. Erdoğan’ın büyük ailesinin doymak bilmeyen iştahı yüzünden aynı sofrada ekmeği bölüşmek her geçen gün zorlaşıyor" dedi.

Tarım ürünlerinde üretim artırılmadıkça yüksek enflasyon sorununun çözülmesinin mümkün olmadığını vurgulayan Sarıbal, gıda enflasyonuyla mücadele için çiftçilere hak ettikleri desteğin verilmesi ve artışları durdurulamayan girdi maliyetlerinin bir kısmının devlet tarafından karşılanması gerektiğini söyledi.

"Gıda enflasyonu, halk sağlığı üzerinde ciddi etkiler yaratmaya başlamıştır"

Türkiye’de özellikle son yıllarda temel gıda ürünleri fiyatlarında ciddi bir artış yaşandığına dikkati çeken Sarıbal, şunları söyledi:

"Söz konusu fiyat artışları, gelir düzeyleri bu yükselişle orantılı biçimde artış göstermeyen yoksul halkın sağlıklı ve dengeli beslenme olanaklarına erişimini önemli ölçüde kısıtlamaktadır. Gıda enflasyonu yalnızca ekonomik bir sorun olmanın ötesine geçerek halk sağlığı üzerinde ciddi etkiler yaratmaya başlamıştır. Ankara Tabip Odası’nın açıklamasına göre, yüksek gıda fiyatları, halkımızı bütçesine uygun bir şekilde karnını karbonhidrat, yüksek yağ ve basit şeker ağırlıklı öğünlerle doyurmaya yöneltmektedir. Sofralarda yeterli düzeyde protein, taze sebze ve meyve bulunmamakta, bu durum obezite, hipertansiyon, diyabet ve metabolik sendrom gibi obezite kaynaklı sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına sebep olmaktadır."

Sarıbal, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"TÜİK verilerine göre bu yılın üçüncü çeyreğinde (Temmuz-Eylül 2024) GSYH bir önceki yıla göre yüzde 2.1, tarım sektörü ise yüzde 4.6 büyüdü. Buna karşılık üretim maliyetleri yaban otları gibi yükselirken çiftçinin ürünü geçen yılki kadar bile para etmedi. Nitekim 27 Aralık’ta yayınlanan Gelir Dağılımı İstatistiklerine göre, en düşük yıllık ortalama gelir tarım sektöründe oldu. 2024 yılında çiftçiler emeğinin karşılığını alamazken tüketiciler de gıda ürünlerini ucuz fiyata alamadılar. Saray iktidarında ekonomik büyüme ne üreticiye ne de tüketiciye yaradı. Enflasyon, emekten alıp sermayeye kaynak aktarmaya hizmet etmekte, yüksek enflasyondan en büyük kaybı emekçiler yaşamaktadır. Gıda maddelerinde arz yetersizliğiyle birlikte talebin fazlalığı, buna ek olarak sürekli yükselen gıda fiyatları, gıdaya erişimi daha da zor hale getirmektedir. Türkiye'deki gıda enflasyonunun temel nedenleri arasında üretim maliyetlerinin fahiş oranlarda artması, ihracat ve ithalat dengesizliği, bazı tarım ürünlerinin büyük kısmının iç piyasaya sunulmadan doğrudan ihraç edilmesi ve üreticiden tüketiciye kadar olan tedarik zincirindeki maliyet artışlarının ürün fiyatlarına yansıması bulunmaktadır."

"Enflasyon oranının rakam oyunları ile azaltılması fiyatların düştüğü anlamına gelmiyor"

TÜİK'e göre 2024 yıl sonu itibariyle resmi enflasyonun yüzde 44.4, gıda enflasyonunun ise yüzde 43.6 olduğunu hatırlatan Sarıbal, şu ifadeleri kullandı:

"Enflasyon oranının rakam oyunları ile azaltılması fiyatların düştüğü anlamına gelmiyor, yalnızca fiyatların daha yavaş bir şekilde arttığı anlamına geliyor. Ancak bu enflasyon halkın hissettiği gerçek enflasyonu yansıtmaktan oldukça uzak bir oran. DİSK tarafından yapılan hesaplamaya göre emeklilerde gıda enflasyonu yüzde 60, en yoksul yüzde 20’lik gelir grubunda ise yüzde 77.4 olarak gerçekleşti. AKP iktidarında ortalama fiyatlar 22 kat, gıda fiyatları ise 33 kat arttı. Öte yandan Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre, 2024 yılında gıda fiyatları Türkiye'de yıllık yüzde 43.6 oranında artarken, dünyada 2024'te yıllık 6.7 oranında artmıştır. Yani Türkiye'de gıda enflasyonu dünya ortalamasından yaklaşık 7 kat daha yüksektir. Tarımı ihmal et, çiftçiyi tarımdan uzaklaştır, gıda enflasyonunu önleme adına gümrük vergilerini indirip ithalatı teşvik ederek çokuluslu şirketlerin cebini doldur; sonra da gıda fiyatları niye bu kadar artıyor diye başkalarını suçla. Gıda enflasyonuyla mücadele için çiftçilere hak ettikleri desteğin verilmesi ve artışları durdurulamayan girdi maliyetlerinin bir kısmının devlet tarafından karşılanması gerekiyor." (ANKA)

Ayşe Kulin: Güzellik başarıyla eş değer olsaydı, en iyi romanları Ajda Pekkan yazardı

 

 

 

Haber, değiştirilmeden kaynağından otomatik olarak eklenmiştir